Hamza Canbaş

SON günlerde, yerel gazetelerin manşetlerinde, Bolu Milletvekillerinin birbirleri için söylediği sözlerden ciddi anlamda rahatsızlık duyuyorum. Bütün gazeteleri taramama gerek yok; gazetelerin son sayılarına baktığımızda, Sayın Ali Ercoşkun ile Sayın Tanju Özcan’ın birbirleri hakkında kurduğu cümlelerde kullandıkları kelimeler hiçte kendilerine yakışmıyor.

Ancak, ben Ak Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun ile CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın birbirlerinin “kanka”sı olduklarını düşünüyorum. Muhtemelen Ankara’da yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordur. Ve yine muhtemelen bu iki vekil Ankara’nın lüks bir otelinin lobisinde bir araya gelip şöyle bir karar almış olabilirler; “Bolu’de yerel gazeteler ben senin aleyhine beyanat vereceğim, sen benim aleyhime beyanat vereceksin. Böylelikle gazetelerin manşetlerinde oluruz. Ve halk bizi unutmaz. Her seçimde bize oy verir.”

Yaklaşık 25 yıldır gazetecilik camiası içindeyim. Düzce’nin Bolu’nun ilçesi olması hasebiyle beş milletvekili çıkardığımız dönemlerde bile, Düzce kökenli vekiller ile Bolu kökenli vekiller birbirlerine böylesine hakaret etmediler. Ben her iki vekilimizin de birbiri hakkında söyledikleri sözlerden utanıyorum, üzülüyorum. Bir seçmen olarak duygudaşlık (empati) yapıyorum. Kendimi CHP’li seçmenlerin yerine koyduğumda, Sayın Ali Ercoşkun’un, Sayın Tanju Özcan için söylediği, “Kendisi mecliste yerinin olmadığını anladı” cümlesine çok üzüldüğünü belirtmek isterim. Herkesin mecliste yeri vardır. Meclis herkesindir. Sayın Özcan 35.000’ne yakın oy almıştır. ‘Kendisi mecliste yerinin olmadığını anladı’ demek, 35 bin seçmen, vatandaş değil demektir. Bu durumda ciddi anlamda sıkıntıdır. Oysa her insan yaradılışı itibarıyla özel ve kutsaldır. En şerefli olan insanın yerinin olamayacağı hiçbir mekân yoktur.

Öbür taraftan Sayın Tanju Özcan’ında Ali Ercoşkun için söylediği, “Hiçbir şey yapamamanın ezikliğini yaşamamaktadır” cümlesinin de beni çok üzdüğünü belirtmeliyim. Ali Ercoşkun’a oy veren 100 bin seçmene “Ezik” demek hiç kimsenin haddine değildir. Böylesine kırıcı bir cümle kurmak yaralayıcıdır. Ak Partiye oy verenlerle duygudaşlık (empati) yaptığımda içimin cız ettiğini, yüreğimin yandığını söyleyebilirim.

Biz seçmenler olarak hiçbir kötü kelimeyi hak etmediğimizi buradan bir kez daha söylemek isterim.