Hamza Canbaş

                 MALUM olayın üzerinden bir hafta geçti. Konu neredeyse artık unutulmak üzere beyinlerimizdeki rafa kaldırıldı.  Malum olay diye bahsettiğim, Bolu Belediyesi Eski İmar Müdürü ve Belediye Başkanı Başdanışmanı Yaşar Taşkıran’ın rüşvet aldığı iddiaları ile tutuklanması olayıdır.

                Olayı en başından beri söylemeye gayret ediyorum. 18. Madde uygulamalarını bir tek Yaşar Taşkıran’a yüklemek ve sadece onu günah keçisi ilan etmek “Rüşvet” yarasını kapatmaz. Bu şekilde bir davranış yaranın ileride kangren olmasına neden olur. Zaten bugüne kadar hep pansuman tedaviler yapıla geldiği için bizim ülkemizde bu konu iflah olmaz öldürücü mikrop halini almıştır. Bir fakire yardım etmenin en temel kuralı; “Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” şeklindedir. Ancak bu kural bizde “rüşvet” için kullanılır. Dolayısı ile belgelendirilemeyen bu suç şekli çoğu kez cezasız kalır. Münferit olarak bazen rüşvet veren kişi karşısındakinin haksız kazanç elde ettiğini düşündüğünde ilgili adli kurumlara şikâyet de bulunursa olayın bir parçası, mum ne kadar ışık verirse o kadar aydınlanmış olur. Oysa çözülmesi gereken karanlıktaki olaylardır. Karanlıkta kalan kişiler esasında en çok suçlu olanlardır. Çünkü “rüşvet” verenler alanlardan daha çok suçlu olması gerekir.

                Bolu Belediyesi Meclis üyeleri sadece Ak Parti’den oluşmuyor. Yine İmar Komisyonu da sadece Ak Parti’ den oluşmuyor. Her konuda, zırt pırt gazetelere demeç verenlerden ses seda çıkmıyor. Bu konuyu, yani rüşvetin karanlıkta kalan bölgelerini asıl aydınlatacak kişiler bunlardır. 18. Madde uygulamalarından haberdar olanlar kendileridir. 18. Madde uygulamaları başlamadan önceki ilk hali neydi, son hali ne şekilde gerçekleşti. Bu konuyu bütün İmar Komisyonu üyelerinin biliyor olmaları gerekmektedir. “Bilmiyorduk, haberimiz yoktu” şeklinde verilecek cevapları var ise, o zaman onlara, “Sizin orada ne işiniz var. Halk sizi oraya niye seçti” denilir. Özellikle CHP’li üyelerin bu konuda daha duyarlı olmalarını beklerdim. Son Belediye Meclisi toplantısında, CHP’li üye Cahit Görüş’ün verdiği, “Son 9 yıldır mecliste görev yapan meclis üyelerinin mal varlıklarının incelenmesini talep ediyoruz. Şeffaf Belediye olup olmadığımızı gösterilim” şeklindeki önerisini destekliyorum. Ve Cahit Görüş’ün bu konuda bir bildiği varsa bunu Basın ile paylaşmasını da önemli buluyorum. Ayrıca buradan CHP Grup Başkanvekili Sayın Cahit Görüş’e de naçizane bir önerim olacak.  Ak Partili meclis üyeleri bu konuya sıcak bakmıyor olabilir. Ancak 9 yıldır görev yapan CHP’li meclis üyeleri mal varlıklarını açıklarsa buna kim engel olabilir. İşte o zaman diğer meclis üyelerini mal varlıklarını açıklama konusunda zorlayabilirsiniz. Evet, Belediye töhmet altında kalmıştır. En azından CHP’yi bu töhmetten kurtarın. Kaç tane yürekli CHP’li Belediye Meclis Üyesi var görelim. İpin ucunu bırakmamak CHP’ye düşüyor.