
05304670437
Ümit Turpcu
Bit olayı iyi sardı hepimizi,
Çarşı içinde metrekareye 100 silkelenen insan düşüyor…
Dört elle bize yapışıp sevgi dolu ısırıklar alan minicik yaratıkların bir bayrağı olsa, çoktan Hisar Tepesine dikmişler ve ganimet paylaşıyor olurlardı…
İstiladayız dostlar…
Ben;“Ne derseniz deyin doğa intikamını alıyor, yaptıklarımız, yapmadıklarımız bize misli ile geri dönüyor... Kenelenmek, bitlenmek dahil, ekilen biçiliyor... Neymiş efendim; "gökten ne idüğü belirsiz bit yağıyormuş" daha durun taş yağacak taşş...- Ama feci ısırıyorlar...-
Notunu düşerken,
Tüm Bolu, partiler gibi basınımız da haşerat “buldumcuğu” olarak fena veryansın ediyor…
Kime mi, elbette ki tek muhatap, belediyemize…
Haksızlar mı, haksız mıyız?...
Tabi ki haklılar ve haklıyız…
***
An itibari ile Bolu Belediyesi resmi internet sitesinden yapılan açıklamada özetle;
“Adı Uçkun soyadı Tahtakurusu olan bu hayvancıkların ev adresleri,meşe ağaçlarının mekanı Gölköy…
Çünkü onlar birer meşesever, yani öyle böyle değil, öyle bir sevgi ki sadece meşe yaprağı yiyorlar,-mış araştırdı, okudum ki ille de meşeliklerde değil birçok farklı ortamda çoğalıp yaşayabiliyorlar-
Aşırı üremelerinin nedeni “3-5 çocuk baskısı” değil sıcaklar,
Henüz yumurtada birer ceninken, toplu kıyıma uğramalarının nedeni yağmur ve rüzgar, -İllegal kürtaj söz konusu-
Kent merkezine göçleri de sanıldığı gibi işsizlikten değil, yine rüzgar ve yağmurun sürgün politikaları,-Yani onlar da bizi sevmiyorlar aslında tamamen zorunluluk -
Bu göç onları aslında öldürüyor, eğer bir meşe ağacında yaprak değilseniz sizi gerçekten beğenmiyorlar, bir ısırık alıp sonra “ölüm orucuna” başlıyorlar ve ölüyorlar,
Gölköy ve merkezdeki ağaçlık alanlarda, mahalle sokak aralarında açılan biyolojik savaşta ciddi kayıplar veriyorlar…
Ve zafere ulaşmada “Yağmur+ Rüzgar” müttefikliği şart… “ deniliyor…
Okudu iseniz sonuç olarak, ufacıcık hayvanlara yenik düşmeyecek olan bizlerin; “Tiz vakitte yağmur ve rüzgar duasına” çıkması gerekiyor…
“Çünkü doğada doğanların, doğal yöntemlerle yok olması gerek…”
Sisleme ve diğer yöntemlerle yapılan ilaçlamaların hepsi de doğaya ve bizlere son derece zararlı imiş…- Ben demiyorum bilim insanları diyor, yani demem o ki belediyenin ilaçlama yapan aracını gördüğünüz de o kadar da sevinmeyin, uçkunun, sineğin, börtünün ucu size de dokunuyor-
***
Belediye sitesinde yazılan bu açıklamadaki bilgi yetersizliklerine de değinmek isterim, şöyle ki;
Gölköy Baraj Gölü’nün yapılıp bittiği tarih 1970, yani 42 yıl öncesi,
Ben 32 yıldır Bolu’dayım, 32 yıldır Gölköy Gölköy,
Sanıyorum ki 32’nin 10 yıl öncesi de şimdiki gibi meşeleri vardı, rüzgarı boldu, yağmur ise geldiğinde mutlaka orayı ziyaret ederdi…
Hal böyleyken 5 yıl öncesine kadar yabancısı olduğumuz “uçkuncuklar” oraya nereden ve nasıl geldi?...-Gökten zembille inmiş olmaları ihtimalini göz ardı edemeyeceğim ama pek bilimsel olmaz…Araştırmalarımda herhangi bir bilgiye ulaşamadım, sadece 5 yıl önce ilk görüldüğünde belediye meydanına dikilen bilmem nerden getirilen ağaçlarla birlikte Bolu’ya geldikleri söylentisi vardı... Bir de mantar gibi biten merkeze yakın kümeslerin ne yapacaklarını bilemedikleri tavuk pisliklerini yol kenarlarına dekor olarak sermeleri ve şehir içinde kalan tarlalarda da gübre olarak kullanılması bu musallatlığa rivayetti… Bilemiyorum işte, net bir açıklama yapılamadı, karşılıklı itirazlarla suçu üzerlerinden atma çabası ile süren bir diyalogdu yetkililerin yaptıkları-
Neyse yanıtlanması gereken sorular var; birincisi bu hayvanların gerçekten başka üreme ve yaşam alanları var mı?...
Sahiden sahi, bir türlü merkezden uzaklaştırılamayan kümeslerin ve tavuk atıklarının hiç mi payı yok bu kabusta?…
Bunların bilinmesi ve netleşmesi gerekmez mi?
Gölköy meşeleri dokunanı yakacağına göre, oradaki biyolojik savaş, ağaçların değil haşeratın soyu kuruyana kadar sürecek demektir…
Peki eğer bir yuvalandırma söz konusu ise, kümeslerin dolayısı ile kümes atıklarının merkezden uzaklaştırılması yada bu atıkların bir şekilde imhası gerekmeyecek mi?...
Yaz aylarında, uçkun ısırışı ve tavuk pisliği kokusu ile gündeme gelen, sonbaharla birlikte unutulan, unutturulan bu soruna kim el atacak?...
Kim, kümes ruhsatlarını iptal edip kümeslerin uzaklaşmasını sağlayacak?...
***
Vekiller ve belediye başkanı hariç,
“Lanetli bit istilası” gibi başlıklarla haberlerinde olduğu gibi eleştiri ve methiye dozunupek de tutturduklarını düşünmediğim basın,
Sessiz sakin STK’lar, odalar, salonlar her ne ise,
Ve köşe tutan yazarlar,
Bu durumu gündemde tutmaktan, bir baskı unsuru yaratmaktan başka ellerinden, elimizden ne gelir bilemiyorum,
Çözümün ilk adresi iktidar vekillerinin bu konudaki hareket kabiliyetlerini, yetenek ve arzularını bilemiyorum,
Muhalif vekilimiz Tanju Özcan’dan bu konuya el atması ve başarması beklenir, bilemiyorum,
Bildiğim şu ki;makam sahibi olarak “ben yaptım oldu” tavrı, dağınık çalışma şekli, eleştirileri kişisel algılama ile birlikte gelen “bana kin duyuluyor” hissi ve tepkisi, sadece kendisinden taraf olanlarla ettiği sakin sohbet, olmayanların yüzüne bakmadan duymadan konuşmaları, aldırmaz, dinlemez göründükleri, söyledikleri söyleyemedikleri, bir insan olarak sevgileri, kızgınlıkları, aslında endişeleri, korkuları, hataları, Bolu ve insanları adına günahları ve sevapları bir yana,
Ruhsatlarını iptal ederek merkezden uzaklaştırılması gereken kümesler konusunda ciddi, gözü kara ve gerçekten de cesurca, atacağı adımlarla çözebilecek tek insan Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz…
Eğer bu güne kaldıysa sorun, sadece sıra gelmediği için sanırım…
Çünkü “Alaaddin Yılmaz ne yılaaar ne yılmaz…”
- Geçen hafta yerel basında çıkan haberlerin tümünde ellerinin bu konumda olduğu fotoğrafların dikkatimi çekmesine istinaden -
İki elinin parmaklarını tam karşılıklı getirerek kurduğu çatının; “Kendine güven ve ben herşeyi bilirim” hareketi olduğunu bilir ama anlatamaz Yılmaz…
Umarım çatı yapılan eller, bir an önce uçkunlarla birlikte kümesleri de temizler…
Bolu’dan, Bolumuzdan…
Dilerim…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- HENÜZ HAYATTA İKEN…
12.04.2014 - TERSİNDEN OKU BAKİMM “O YOKSA HİZMET YOK"
28.03.2014 - YOK ARTIK BASIN
17.03.2014 - SEN AKLIMIZI KORU YARABBİM
16.03.2014 - NE GÜZEL İNSANMIŞSIN BE DELİ
8.03.2014 - METİN OL ÜMİT
25.01.2014 - LÜTFEN BEKLEME YAPMAYINIZ
19.01.2014 - UMUTLARI SATIN ALMAK
7.01.2014 - Bİ CİDDİ OLSANIZ ARTIK
2.01.2014 - SİYASİ ERK OKUMUYOR AMA BİR SORUN”NİYE”
17.12.2013
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Hamza Canbas
Haklısınız Mine hanım aklımda niye 11 rakamı kaldı bilmiyorum. Uyarınız için teşekkür ederim. Ayrıca 11 Kasım 1999 olan tarihi, 12 Kasım 1999 olarak düzeltir bütün okurlarımdan özür dilerim.