WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
ÜLKE FAİZ BATAĞINDAN ÇIKTI MI?
24.05.2011

         Başbakanımız seçim meydanlarında konuşuyor. Açık hava toplantılarına katılan vatandaşları coşturdukça coşturuyor. Allah’ı var bunu da oldukça iyi beceriyor. İyi bir hatip, hitap ettiği kitleyi coşturabilirse söylediklerinin pek önemi kalmaz. Hatibin her sözünü, doğruluğuna bakmadan, mantık süzgecinden geçirmeden coşku ile alkışlar.

         Sayın Başbakanda bu gerçeği bildiği için önce coşturup, sonra kendi partisi ile bundan 10 sene önce iktidardan ayrılmış partileri mukayese ediyor. Oysa bu on sene içinde, köprünün altından çok sular aktı. Hem ülke de, hem dünya da, çok şey değişti. En basit bir gerçektir, insanlığın başlangıcından son on seneye kadar ilimde, teknolojide, anlayışta, elde ettiği tüm kazanımların toplamı kadarını, son on senede elde etti.

         Tarihin herhangi bir on senesini son on sene ile mukayese etmek gerçekçi bir karşılaştırma değildir. Bu kara sabanla traktörü yarıştırmak anlamına gelir. Ve haksız bir mukayesedir. Bunun yerine anlayışları mukayese etmek daha anlamlı olabilir. Oysa anlayışta bir fark yok.

         Başbakanımız; “ biz geldiğimizde borçlanma faiz oranı % 60 dan %8 e düştü” diyor. Doğru rakamlar yalan söylemez, ama rakamlara yalan söylete bilirsiniz. Oda aynen onu yapıyor. Hakikaten 2002 yılında ülkemizde faiz oranları, dediği gibi idi. Dünyada da dolar bazında %8 ila 10 dolayında idi. Yani bizim kinin altıda biri idi.

         Şimdi nasıl? Dünyada faizler; Japonya da, %0,10, ABD de Almanya da ise % 0. 10 ile 0.25 faiz ödeniyor. Yani son 10 senede dünyanın ödediği faizle mukayese edince bizdeki faizler, Japonya’nın yaklaşık 80 katı evet, tam “80 katı”, ABD ve Avrupa’nın da “40 katı” kadar faiz ödemekteyiz. Bu durumu tespit etmek için ekonomi uzmanı olmaya gerek yok. Birazcık gazete okuyan, haber izleyen bilir.

          Eğer bu durum böyle olmayıp, sayın başbakanın dediği gibi ödediğimiz faiz azalmış olsa bize kolay, kolay para yatırmazlar. Çünkü cari açığın vahametini herkes biliyor. Biz dünyadan “tefeci” faizi ile para topluyoruz. Yine başbakanımızın dediği doğru olsa idi, dış borç için ödediğimiz faizlerde bir azalma olurdu. Oysa 2002 de, haftada yaklaşık 1 milyar dolar faiz ödüyorduk. Bu gün de yine yılda 50 milyar haftada yaklaşık 1 milyar faiz ödüyoruz. Değişen ne?

         Değişen şu; dünyada bizim kadar faiz ödeyen başka hiçbir devlet kalmadığı için herkes bizi daha çok sömürmek üzere, borç vermek için kuyruğa girdi. Eğer biz faizleri düşürsek, başta Avrupa olmak üzere dünyadaki zenginlerin emekli fonları iflas eder. Yanı genç halkımız üç kuruşa çalışarak, batının ihtiyar nüfusu için emekli maaşı ödüyor. İşin Türkçesi bu.

         Eğer sayın başbakan kendi ekonomik politikalarının “en iyisi” olduğu iddiasında ise, sadece bir yılını değil, 9 yılını, 1996–1997 yıllarında sadece 11 ay,yarım yamalak hükümet olan Milli Görüş iktidarı ile mukayese etsin. O zaman, faizlerin nasıl düştüğünü, kamu kaynaklarının fakir halka nasıl aktarıldığını, hortumların nasıl kesildiğini, bunun için ülkeyi sömüren iç ve dış “rantiye” odaklarının nasıl çıldırdığını görür.

         İnsan bir mukayese yapıp kendi üstünlüğünü anlatırken, kendisini kiminle mukayese edeceğini bilmelidir. Mukayese ettiği hükümetler işi beceremediği için zaten cezalandırıldılar. İşi daha iyi yapan biri gelmesin sömürü hortumlarımız kesilmesin diye de kendilerini ve iktidarlarını kurguladılar.

         Halkın bu iktidarı göndermemesinin sebebi ise, neredeyse insanların tamamının borçlu olmasıdır. Bu borçlar nedeniyle halk “istikrar bozulur, kriz çıkar, elimdekini de kaybederim” korkusu ile rehin alınmıştır. 

         Buna inanmıyorsa; refah yolun uyguladığı proje ve kaynak paketlerinden, hepsini değil sadece birisini devreye soksun. Baksın şimdi kendisini alkışlayanlar nasıl ona cephe alacaklar? Onu iktidardan indirmek için hangi faaliyetleri yapacaklar.

         Kısacası, sayın başbakanın iktidarda kalmasının bedelini, tüm ülke olarak, küresel sermayeye ödediğimizi asla unutmasın. Çünkü “iktidar için diyet ödetmem” diyenleri hemen götürdüler. Yerine “ özgürlükler ve başörtüsü için risk almam” diyenleri iktidar yaptılar. Olay kısaca bundan ibarettir.

         Selamlarımla…

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • ALPEREN

    ALPEREN

    17.05.2011 08:21

    Hani Nereden Geldiği belli olmayan SESin mevcut olmayan eli sandık ta her vatandaşın iradesini aldı oyların tamamını aynı adrese kanalize etti ya .Seçim kabinlerindeki görünmeyen eller oyları asıl gitmesi gereken yerden başka adresler gönderdi ya .Siz boş hayallerle uğraşacağınıza ,gaipten gelen seslerle avunacağınıza biz nerede nasıl hata yaptık diye düşünün.altın tepsilerle sunulan fırsatların nasıl berheva edildiğini ben unutmadım sizler hangisi olduğunu düşüne durun.

Yazarlar

Haber İhbar