
05304670437
Vehbi Camgöz
Bugün ülkemizde geçmişte olduğu gibi çifte iktidar odağı var. Bir iktidar var, birde muktedir var. Geçmişte adına “derin devlet” denilen vesayet odakları vardı. Seçimle iktidara gelen siyasileri serbest çalıştırmaz, onlara muktedir olma imkanı tanımazlardı.
Eğer siyasiler kendi programlarını yürürlüğe koymaya çalışırlar, ülkenin savunmasına, güvenliğine ve özellikle dış politikasına dair kendi görüşlerini söyler ve gereğini yapmaya kalkışırlarsa onları ya darbe yada post modern darbe ile alaşağı ederlerdi.
Halen işbaşında olan bu iktidarda 15 seneyi aşan iktidarı döneminde bu darbeci vesayet odakları muktedirlerle, halkla beraber mücadele ederek vesayet odaklarını yendi. Oysa muktedirlerin çok değişik şekilleri olduğunu çok kısa bir sürede anladık.
2015 Haziran seçimlerinde iktidar tek başına iktidar olma imkanını kaybedince bir sonraki seçimlerde çok ezici bir çoğunlukla iktidara geleceği anlaşıldığı için yeni “muktedir” bunu fırsat bilerek derhal iktidarın yanına koşup ona güç vererek seçimleri yeniden yaptırarak iktidarı yanına çekmeyi başardı.
Hele meş’um 15 Temmuz işgal girişiminin üzerine darbeciler aleyhine veryansın edince artık iktidar ile muktedirin arasından su sızmaz oldu. Zaten yenilenen seçimlerden hemen sonra muktedir yine muktedirliğini yaparak ülkenin en yüksek oyla seçim kazanmış başbakanını çözüm sürecinden yana olduğu için harcatmıştı.
15 Temmuz sonrası ise yıllardan beri isteyip başaramadığı olağanüstü hali ilan ettirmişti. Oysa iktidar muktedirin bu konudaki isteğine daha önce isabetli teşhis koymuş ve “bunu teröristlerde istiyor” diyerek reddetmişti. Aslında doğrusu da bu idi. Ancak iktidar darbe ortamında bunu yapmakta bir beis görmemiş ve kısa sürede kaldıracağını ilan etmişti. Ama muktedir buna pek razı olacağa benzemiyordu, bunun içinde olağanüstü hal ha bire uzatılıyor.
Muktedirin istekleri sadece bununla bitmedi. Aradan kısa bir süre geçince içişleri bakanını da topun ağzına koyarak harcattı. Çünkü oda hem Diyarbakır valiliği hem de içişleri bakanlığı döneminde çözüm sürecinin mimarlarından birisi olmuştu.
İstekleri bitmiyordu muktedirin; İslam ümmeti ile ülkemizin arasındaki buzları eriten diyanet işleri başkanı da çok oluyordu! Hem ümmetin birliğini her platformda savunuyor, hem de çözüm sürecinde etkili bir rol oynuyordu. Oda hemen harcanmalıydı. Öyle de oldu. Paralel din savunucularının televizyonu da muktedirin bu isteği doğrultusunda yayınlar yaparak bu operasyona omuz verdi, birlikte bunu da başardılar.
Artık muktedir her isteğini yaptırmanın tadına varmıştı. O kadar çok istekle iktidarı sık boğaz etti ki, iktidar ideolojisini de geçmişini de unutup muktedire teslim oldu. İktidar bugün ak dediğine muktedirin ikazı ile hemen ertesi gün kara demeye başladı. Önceleri 1. Cumhurbaşkanına sadece Mustafa Kemal Paşa derken muktedirin etkisi ile artık Kemalist olmaya bile başladı.
Geçmişte iktidara her türlü eleştiriyi, ne eleştirisi hakareti savuran muktedirin, “Bilal oğlanı teslim et” diye naralar attığı unutuldu. İktidar geçmişte peygamberimizin hadisinden esinlenerek “milliyetçilik ayağımın altındadır” derken bugün ülkede bulunan Kürt milliyetçilere karşı savaşı muktedirin ideolojisi ve programı doğrultusunda yapar oldu.
Muktedir, iktidara geçmişte her söylediğini yalatarak onun halk nezdindeki itibarını yok ederek ona emsali görülmemiş bir darbe hazırlıyor. Bunun son örneği de erken seçimler olsa gerek. İktidar ilk baştan bugüne kadar erken seçimi seçmene ihanet olarak algıladığını söylerken bugün ne oldu da yarım günde fikrinden caydı. Bunu halka anlamakta güçlük çekerler zannediyorum. Çünkü bunun mantıklı bir izahı yok. Tek bir izahı var oda muktedir muarızının bu seçime girmesini önlemek istedi ve bunu iktidara dayattı.
Muktedirlerle mücadele de epey tecrübe sahibi olduğuna inandığımız Cumhurbaşkanı umarız bu defada muktedirin gerçek niyetini anlayarak onunla da mücadele edecektir.
Bu birliktelik ideolojik uygunsuzluk nedeni ile zaten uzun vadede yürümeyecek. Ama daha fazla tahribata sebep olmadan, ümmetin umutları kararmadan bu milliyetçi- ulusalcı söylemlerden vaz geçilir.
Selamlarımla....
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018