Vehbi Camgöz

     27 Aralık 2019 günü saat 15 sıralarında acı haberi aldık. İnanamadım. Hemen telefonla yakınlarını aradım. Maalesef doğruydu. Yurt dışında bir iş toplantısı sırasında, yanında kardeşi M. Kemal Üstün beyin de hazır bulunduğu sırada kriz vuruyor ve ruhunu teslim ediyor. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun

     Ben Emin ağabeyi 1968 yılında henüz bir lise talebesi olduğu dönemde tanımıştım. O yıllarda Kastamonu sanat okulunda okuyordu. Aramızdaki yaş farkı dolayısı ile de pek ahbaplık edecek durumum yoktu. Kardeşi Kemal Üstün beyle Gerede İmam-Hatip okulunda aynı sınıfta, hatta aynı sırada yıllarca beraber okuduk.

     Emin ağabey Kastamonu sanat okulundan sonra Yıldız makina mühendisliğine gitti. Oradan mezuniyetinin ardından hızla iş hayatına atıldı.70li yılların ikinci yarısından günümüze kadar devam ettirdiği iş hayatında sayısız şirketler kurdu, hepsinde de başarılı oldu. 80 lerin sonuna gelindiğinde artık başta otomotiv pazarlaması, inşaat, yatak-mobilya, kombi, hidrolik sistemleri gibi iş alanlarında adından herkesin söz ettiği Müslüman iş adamı şöhretine ulaşmıştı.

     Benimse kendisi ile ilişkilerim daha çok 80 lerin başında sıklaşmıştı. O yıllarda Ankara Ulucanlar cezaevinde görevliydim. 12 Eylül başta İslamcı siyasetçiler olmak üzere herkese zulmediyordu. Tabi Ulucanlarda da Müslümanlar hiç eksik değildi. İçerdeki Müslümanların hallerini sormak üzere Kemal Üstünle beraber ziyaretime gelirdi.

     Bu ziyaretler zaman içinde sadece içerdekiler için değil, benim şahsım için olmaya başladı. 80lerin sonunda Kayseri ye gittiğimde de  her sene devam etti. 28 Şubat darbe döneminde de kendisi de darbecilerin öncelikli hedeflerinden birisi olduğu halde yine de içerdeki mazlum Müslümanlarla ilgilenmekten bir an için olsun vazgeçmedi.

     Emin abi Müslüman tüccarlara reklamın önemini anlattı. Bu yolla çok kıt imkanlarla yayın yapan İslami yayın organlarına meşrep farkı gözetmeksizin destek verdi. Bu sayede çok kısa sayılacak bir sürede yüz binlerce aileyi “el birliği” sistemi ile otomobil sahibi yaptı. Bu ülkenin bankaya ve faize inancı gereği mesafeli duran Müslümanlarını alternatif finans seçeneği sunarak, harama bulaşmadan otomobil alabileceklerini öncülük ederek gösterdi.

     2000 yıların sonundan günümüze kadar aynı organizasyonlar evi olmayan, ama bankalardan da uzak durup helal finansmanla ev sahibi olmak isteyen Müslümanların imdadına yetişti.

      Özellikle 2018 ekonomik saldırılarından sonra darboğaza giren ülke insanlarına faizsiz ev edine bilme fırsatı millete ilaç gibi geldi. Sadece bu yılın ilk yarısında eminevim den ev alanların sayısı bildiğim kadarı ile 30 binin üzerindeydi. Şimdiye kadarda teslim edilmiş ve inşaatı devam edenlerle birlikte 100 binlerce aile ev sahibi oldu, olmaya devam ediyor.

     Yine doğu Anadolu dan Marmara ya, Trakya dan orta Anadolu ya kadar ülkenin dört bir yanında tarım ve hayvancılık teşkilatları kurup buralarda milletin helal parası ile helal üretim ve helal kazanç yollarını açtı.    

      Dünyamızı terk ettiği bugün emin şirketler gurubu bünyesinde onlarca çok ortaklı şirket, ve binlerce çalışan var. Bu şirketlerden sadece çalışanlar ve ortaklar değil yardıma muhtaç dünya Müslümanları yaralanıyor.

      Onun hayat tarzı ve dünya görüşü peygamberimiz (s.a.v) efendimizi örnek alan, bir hayat görüşüdür. Alim bir dedenin rahle-i tedrisinde güzel ahlakı paylaşmayı ve “veren elin alan elden üstün” olduğunu terennüm etmiş ninni gibi ruhuna işlemiş. Allah ona zenginlik nasip edince de hiç biter mi?, tükenir mi? Endişesine kapılmadan imanından ve ihtiyaç sahibi olduğundan emin olduğu kişilere, hayır kurumlarına ve özellikle İslami eğitim kurumlarına cömertçe dağıtmıştır.

       Babası adına kurduğu “Hacı Habibullah vakfı” aracılığı ile Gerede den üniversite ve yüksek okullara giden öğrencilere yıldan yıla artan sayı ve oranda burs verilmektedir.

      Geçen sene inşaatı tamamlanan “Gerede Habibullah Üstün kız imam-hatip okulu” Gerede ye önemli hizmetlerinden birisidir. Bu muhteşem esere yaklaşık 10 milyon gibi bir miktar kısa zamanda harcanmıştır.

      Emin ağabeyin cömertlik ve sekavetini bir yazı ile anlatmak, bitirmek imkansızdır. Onun cömertliğinin bizzat canlı şahidi olduğum için rahmete kavuştuğu bu günlerde bunlardan bahsetmek hem benin için hem de İslam Ümmetinin yardımlardan istifade edenleri için vicdani bir borçtur.

      Öyle umuyor ve temenni ediyorum ki; Emin Ağabeyin kardeşleri ve evlatları da onun yolunu takip edecek, tıpkı onun gibi bu ümmetin mazlumlarına dünyanın neresinde olursa oluşun yetişip, “kimsesizlerin kimi” olma misyonunu sürdüreceklerdir.

     Bir kez daha Emin ağabeye rahmet evlatlarına kardeşlerin taziyelerimi sunuyorum....

    Selamlarımla.....