Vehbi Camgöz

         Seçim sonuçlarının Ak partinin muhaliflerinde uyandırdığı şok ve şaşkınlık geçti. Seçim sonuçları tahlil edilip, bu sonuçlardan sorumlu olanları tespit ettiler.

         Bu sonuçlardan sorumlu olanlar; Ak partiye oy veren %50dir. Eğer onlar oy vermeseydi nereden alacaktı?

         Zaten bu millet hasta bir millettir!! Sayın genel başkanında buyurdukları gibi; katiline âşık olan ruh hastası! Yıllar önce İsveç’te yaşanan bir banka soygun olayında, bankada 6gün rehin tutulan bir kadınlar kendilerini rehin alan adamlara âşık olup, kurtulduktan sonrada, birisi nişanlısını terk ederek, bu adamın cezasının bitmesini beklemiştir. Yargılamalarda bunlara avukat tutmada yardım etmişlerdir. Bu olay, literatüre Stockholm sendromu olarak geçmiştir. Tıpkı o kadınlar gibi bu millette; ruhsal bozukluk içindedir!!!

         Yanlış anlaşılmasın bunu ben demiyorum. Bu lakırdıları bu ülkede iktidar olamaya aday, hatta bunu için yanıp tutuşan, ana muhalefet partisinin genel başkanı söylüyor. Kendi haklılığına o kadar inanmış ki; muhterem, kendisi gibi inanmayanlara hasta, sapık damgası vurmaktan çekinmiyor.

         Bu zat-ı na muhterem, kendisinden önce hiçbir genel başkanın cesaret edemediği, bırakın cesaret etmeyi, aklından geçirmediği bu kabil yaftaları halka yapıştırabiliyor.

         Ama haklarını yemeyelim: daha önce halka, “bidon kafalı” , “göbeğini kaşıyan adam” “aptal” “cahiller sürüsü” gibi muazzam iltifatlarda!! Bulunan aydınlarımız, Ak partiye oy veren % 50yi bu defa terfi ettirdiler. Bu % 50nin yeni sıfatı “ ahmaklar” bundan böyle bu sıfatla anılacaklar! Ak partililer hadi gene iyisiniz!! Durup dururken terfi ettirildiniz!!

         Hem de sizleri bu tefi’e Şanlıurfalı bir kalem üstadı!! Layık gördü. Size daha önceleri “göbeğini kaşıyan adam” diyen bu üstat!!  Sizler için nice sıkıntılara katlandı! Sırf sizin için çalıştığı gazeteden kendisini kovdurmak için ne cefalar çekti! Sizler için sıfat bulmak üzere yarıştığı arkadaşı gazeteden kovulunca oda kendisini kovdurup; “ey halkım bizde kovulduk” payesi almak için ne cefalar çekti!!

         Buda yetmedi astronomik ücretlerle transfer edildiği gazeteden kendisini kovdurup; “dokuz köyden kovulduk” numarasına yatmak için ne çileler çekti! Ama sizlere de yaranılmaz ki!!

         Hakkınızda bu kadar iyi düşünceler! besleyen insana siz ne yaptınız? Hiç… Ne adam yerine koyup kale aldınız, nede beklediği gibi kendisi hakkında davalar açıp, şöhretine şöhretler kattınız. Yaptığınız tek şey, bu muhteremi, görmezden geldiniz. Yok saydınız. Eskilerin tabiri ile âdeme mahkûm ettiniz.

         Oda sizin şimdiye kadar söylediklerinden sizi harekete geçiremediği için size yeni sıfatlar bulmak zorunda kaldı. Belki bundan sonra onu ciddiye alıp, yazdıklarını okuyup, onunla mücadele yolunu seçerseniz, kendiside bundan nemalanmanın yolunu bulur. Yoksa üstadın hali perişan, yazdığı gazete, muhalefet belediyelerinin onca desteğine rağmen 25–30 binden fazla satmadığı için rahatsız.

         Bu durumdan rahatsız olduğu için, hem sesini duyurmak, hem de Anadolu da, CHP ye üç beş daha kazandırırım umuduyla, günlük anacak 100 adet basan, mahalli gazetelere bile çokça yazılar yazıyor. Niçin? Tabii ki hep sizler için, Ak parti yok iken,  bu kadar uğraşması gerekmiyordu. Ama şimdi öylemi? Her gün yeni, yeni hakaret çeşitleri bulması gerekiyor. Oda bunun için çırpınıyor.

         Bari bu defa bir iyilik yapında; kendisi ile yargı yoluyla da olsa, yüz yüze gelin kozlarınızı paylaşın da, oda kendisini manşet haberlerde görsün! Dimi yani?

         Selamlarımla…