
05304670437
Vehbi Camgöz
Yeni meclis toplandı. Beklendiği gibi, BDP’liler, meclisi boykot ettiler. Esasen kendilerinden başka bir şeyde beklenmiyordu. Bu siyasi anlayış, esasen işler çok iyi gitse de, istedikleri her siyasi talep yerine getirilse de, normal bir parti gibi çalışacak iradesi yok. İrade İmralı da, oda kendisinin tıkıldığı yerden çıkarılmasından başka bir derdi yok. Yani Öcalan çıkıp, devletle masaya oturmadıkça bu hareketi yasal siyasi çizgiye çekmeye uğraşmak nafile bir gayrettir.
Bu siyaset, bu tavırlarını sürdürmeye devam ederse; kazandığı 35 sandalyeyi bir arada tutması mümkün değil. Çeşitli nedenlerle kendisi ile ittifaka giren bazı isimlerin iradelerine konan bu ipoteği kabul edeceğini zannetmiyorum. Bu tavırları devam ederse ki, edecek gibi görünüyor. 35 kişi bölünür.
CHP ye gelince; onların durumu daha bir acıklı. Genel başkan son güne kadar, yargı kararlarına saygıdan dem vururken, yargı bağımsızlığı kavramını tekrarlayıp dururken, şimdi; tahliyeler için başbakanın mahkemelere emir vermesini istemesi tam bir çelişkidir. Bu çelişkili duruma neden düştü. Bu urum ana muhalefet partisine ne kazandırır, ne kaybettirir? Zaman bunu gösterecektir. Ama görünen köy de kılavuz istemez.
Sürdürülemez bir tutum, bu partiyi zora sokabilir. Meclis başkanlık divanı oluşuncaya kadar belki tutumunu birlik içinde sürdürür. Ama başkanlık divanı oluşup, yeni hükümet kurulup, güvenoyu alınca, bu partiye ihtiyaç duymadığı anlaşılınca durum aleyhine döner. Hele birde iktidar partisi erken seçin kartını öne çıkarırsa bu partide çatırdamaya başlar.
Bu krizde en akl-ı selim tavrı MHP gösterdi. Milli iradeye bağlılığın gereği olarak milletin verdiği görevi önemsediğini gösterdi.
Adalet ve kalkınma partisinin durumuna gelince; onlarda meydana çıkan bu durumdan kendilerine, vazife çıkarmak istemiyorlar. Başbakan, tutuklu aday gösteren partilerin işi bilerek bu noktaya getirdiklerini söyleyerek, sorunun çözümü için yasal çözüm yollarına gitmede oldukça isteksiz davranıyor.
Bu durumu, belki kısa vadede kendisine oy veren kitlelere anlatabilir. Ama sorun çözme konusundaki sorumluluğundan en azından tarih önünde kurtulamaz. Bir problemin meydana gelmesi, meydana gelirken başkalarının sorumlu olması başka, sorunu çözecek gücü varken çözmemek daha başka bir şeydir. Herhalde ilerleyen günlerde, muhalefet, iyice köşeye sıkışınca bir çözüm yolu bulacaktır. Muhalefette, epeyce kan kaybedecektir.
Şunu unutmamak gerekir ki; bu sorunlar, sadece muhalefet partilerinin özensiz aday seçmelerinden kaynaklanmıyor. Sistem başlı başına sorun üretme makinesi gibi çalışıyor. Mevzuatımız, demokrasinin önüne her an hiç umulmadık yerde ve umulmadık konularda kurulu tuzaklarla dolu. Vesayet sistemi kendisini koruyacak o kadar çok gizli tuzaklar kurmuş ki bunları teker, teker halletmek mümkün değil. Son olaylara birazda bu yönüyle bakmak gerekir.
Eğer bu tutuklu vekilleri mahkeme tahliye etseydi? Buna hangi makam karşı çıkardı? Sadece bir yorumla koskoca sistemi kilitleyen yargı anlayışı devam ettiği sürece bu sorunları ortadan kaldırmak ne kadar mümkündür?
Bu ve bunun gibi krizleri tarihin çöplüğüne atmak için başta yargı anlayışı olmak üzere tüm sistemin esaslı bir değişikliğe tabi tutulması gerekir. Yoksa her sorun çıktığında o sorunu çözmeye uğraşmak derde deva değildir. Sistem sorun üretemez hale getirilmelidir.
Ben iktidarın bu iradeyi göstereceği konusunda pek umutlu değilim. Daha önce reform diye yaptıkları temel yasalarda, demokratik anlayıştan çok düzeni koruma refleksi ile hareket edenleri meclis başkanı yaparak bu reformların peşinen önünü kesmek anlamına geldiğini kendileri de biliyordur. Buna rağmen böyle birinin bu makama getirilmesi; “ben bazı konular da uzlaşmaya kapalıyım” demektir.
Eğer bu sistem demokratikleşecekse, demokratlığından kimsenin kuşku duymayacağı birisini meclis başkanı yapmak sorunun % 50 çözümü anlamına gelir.
Selamlarımla…
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018