WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
MUHARREM AYI VE KERBELA
2.12.2011

 

        İçinde bulunduğumuz günler; İslam tarihi açısından çok büyük önem arz eden günlerin yıldönümüdür. Hicri 61 yılının 10 muharrem günü, tarihimiz de yaşanan en büyük acı ve zulmün yandığı bir gündür. 1400 seneye damgasını vurmuş bir kırılmanın yaşandığı bir gündür.

        O gün tarihin, beklide insanlık tarihinin, yaşadığı en büyük zulüm yaşanmıştır. Yine o gün tarihin yaşadığı en büyük yiğitlik ve hakka teslimiyet yaşanmıştır. Ogün Müslümanların bir kısmı için en utanç verici bir gün olarak tarihe geçmiştir.

        Ogün kurnazlığın, hakka teslimiyete galip geldiği sanılan bir gündür. O gün, kutsal kitabında Allah peygamberlerine eziyet edip, onları öldürenlere lanet okunan bir dinin mensuplarının peygamber evladını katlederek Yahudileştiğinin tarihe kayıt düşüldüğü gündür.

        Ogün yaşananlar dolayısı ile devri yaşayanların bu zulme sebep oldukları için hesap günü peygamberlerinin yüzlerine bakamayacaklarını tescillendiği gündür. Hesap günü peygamber herhalde o günün hesabını o devrede yaşayan her Müslüman’dan soracaktır.

        Ogün koskoca ümmetin peygamberlerinin veda hutbesinde kendilerine emanet ettiği emanetine (ehlibeytine) hıyanet ettiklerinin tarihe geçtiği gündür. Emanete hıyanet etmenin hesabını emanetin sahibi elbette din gününde soracaktır. Ogün hesabı verilemeyecek yaşanmış bir gündür, Kerbela.

        Ogün ümmeti idare edenlerin bazılarının hayâsızca, müşrik dedelerinin intikamını peygamber soyundan aldıklarını haykırdıkları bir gündür. Ve onların, ümmetin başında kalmaya devam edebildiği gündür.

        Ogün bu zulmü yapanların, Mekke’nin fethedildiği gün dedelerine güvenlik verildiği kadar bile peygamber evladına güvenlik vermedikleri gündür. Oysa Mekke’nin fethedildiği gün dedeleri de nineleri de mücrimken hayâsızca katlettikleri evladı resulün mübarek dedeleri tarafından affedilmişlerdi.

        Ve nihayet o gün bir avuç yiğit mazlumun zalime biat ederek hayatlarını kurtarmaya tenezzül etmedikleri bir gündür.

        İşte tarihimizde yaşanmış böyle bir günün acısını ta ciğerimizde hissettiğimiz Kerbelayıldönümünü yaşıyoruz. Yaşananlar hiç şüphe yok ki; Allahın takdiri ile yaşanmıştır. Ama acısı ve utancı, ümmet için çok ağır ve kahredici olmuştur.

        İslam toplumları o travma nedeniyle bir daha kendine gelememiş, İslam birliği onulmaz bir parçalanmayla karşı karşıya kalmıştır. Ümmetin bir bölümü diğer bir bölümünü hep, zulme taraftar olmakla suçlamış, diğerleri de sanki kendileri bu zulmü işlemiş gibi suçlanmayı kabul etmeyip, diğerlerini ümmeti bölmeye çalışmakla suçlamışlardır.

        Bugün bu bölünme sebebiyle 100binlerce Müslüman’ın kanı yine dindaşlarınca dökülmeye devam etmektedir. Dün İran’la, Irak arasında, Irak’ın kendi içinde, bugün Suriye’nin içinde bu yüzden kan aktı ve akmaya devam ediyor. İnşallah olmaz ama yakında bu yüzden bölgesel bir savaşta yine bu yüzden çıkabilir.

        Kerbela da yaşanan zulmün laneti, bu zulmü yapan ve yapılmasına sebep olan Müslümanların nesillerinin peşini hiç bırakmadı. Yara zaman içinde kapanacağına her geçen gün kahredici bir şekilde derinleşiyor.

        Biz Müslümanlara düşen bu yarayı kaşıyıp kanatmamaktır. Bunun en kestirme yolu da, çeşitli gerekçelerle bu olayı meşrulaştırmamaktır. Tarihte yezid ve taifesinin yaptığının intikamını bugünkü nesillerden almaya kalkışılmamalıdır. Bu olayları bahane ve istismar ederek kendi zulümlerini icra edenlere destek ve cesaret vermekten kaçınılmalıdır. Ehlibeytle zerrece ilişkisi olamayacak zalimlerin ehlibeyt taraftarlarının bugün desteği ile Müslümanlara zulüm etmesi de Kerbelayı Suriye de tekrarlamak anlamına gelmez mi?

Selamlarımla.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar