
05304670437
Vehbi Camgöz
Bana göre; adalet ve kalkınma partisi iktidara geldiği günden beri, geçmiş hükümetler döneminde görmediğimiz kadar şahsiyetli ve hedefi, stratejisi olan bir dış politika izlemeye başladı. Uzun soluklu ve hedeflerinin gerçekleşmesi uzun zaman alacağı belli olan bu politikayı şimdiye kadar sabır ve metanetle izlemeye çalıştılar.
Bu politika hem içte vatandaşımızın bugüne kadar alıştırıldığı dış politikadan farklı olması nedeniyle ilk anda algılanamadı. Hem de İslam dünyası halkları tarafından anlaşılamadı. Ta ki, meşhur Davos toplantısında sayın başbakanın gösterdiği tavra kadar. Bu tavırdan sonra hem içte hem de dış dünyada anlaşılmaya başlandı.
Dış politikada, akademik anlamda yaptığı çalışmalar sonunda oluşan fikirleri ile hükümetin daha ilk gününden itibaren sayın Prof. Davutoğlu, adım adım hedefine ulaşmaya başladığı anlaşılıncaülkemizdeki malum statükocu çevreler bundan rahatsız olup; “ülkenin ekseni kaydırılıyor” diye bağırmaya başladılar.
Aslında bu bağırtılar; hem içimizdeki zinde güçlere ve “monşerlere” hem de yaklaşık 100 senedir dış politika rotası çizen dış güçlere bir çağrı idi. Bu çağrıyı ilk alan ve anlayan A.B.D oldu. Fakat gerek Iraktaki ve gerekse bölgedeki ülkemize olan acil ihtiyacı nedeniyle bu çağrıları kulak arkası etti. Ama bu çağrıyı ciddiye almayı menfaatlerinin gereği olarak gören bölgemizdeki despot idareciler ile Avrupa da, özellikle Almanya ve Fransa işin kendileri açısından vahametini sezdiklerinden gerekli tedbirleri almaya başladılar.
Aslında bir Alman projesi olan Deniz feneri e.v. davası bu politikaların neticesidir. Almanya’nın daha burada sayamayacağımız bir sürü, bize karşı manevrası da keza bunun içindir. Yine bölgemizde birer birer suları ısınarak iktidarlarını kaybetmeye başlayan, diktatörlerinde; “ Türkiye yeni Osmanlıcılık peşinde” feryatlarının sebebi de bundandır. Bunu en açık bir şekilde dillendiren de, Esad ve onu destekleyen İran olmuştur.
Son günlerde en çarpıcı dış politika şantajını da Fransa yapmaya başladı. Bundan önce Almanya ile kafa kafaya vererek ülkemizin A.B üyeliğini engelleme planları yaparken bunun dış politikamızıpek etkilemediğini, bize her istediklerini yaptıramayacaklarını anlayınca, bu sefer de her sıkıştıkça başvurdukları Ermeni kozunu kullanmaya başladılar. Ama bu sefer bizden istedikleri şey dış politikamızı değiştirmek değil.
Benim anladığım kadarı ile bu sefer, Fransa’nın gönüllü öncülüğünde ülkemiz A.B.D, Almanya gibi ülkelerde arka planda durarak, bizden İran ve Suriye ile savaşmamızı istiyorlar. Bana göre bu seferki şantajın konusu bu. Ama bu seferde içimizdeki statükocular beklide ilk kez batı ile aynı şeyi istemiyorlar. Yani dış egemenler ile iç egemen çevrelerin hedefleri bu sefer değişik. Dıştakiler bizi Suriye ile savaştırıp, mevcut yönetimi alaşağı etmemizi isterlerken, içerdekiler Suriye ile savaşıp, laikçi Esad’a dokunulmasına karşı çıkıyorlar.
Dışarıdaki egemenler, ermeni kozunu oynarken; İran, Suriye ve içerdeki egemenlerde PKK kozu ile korkutmaya çalışıyorlar.
Ülke idarecilerine şantajla her şeyi yaptırmaya alışmış olanlar bu kez umduklarını elde edemeyecekler. Çünkü eskiden iktidarları içerdeki zinde güçlerle korkutanların bu kozları ellerinden alındı. Dayanacakları ve darbe yaptıracakları güçler şimdi bunu yapmaktan uzaklar. Artıca eskiden “monşerler” eliyle yürütülen ülke dış politikası yerli düşünce sahibi diplomatlar eliyle yürütülmeye başlandı. Bu gibi şantajlara pabuç bırakacak bir hariciye artık yok.
Şimdilerde Avrupa ve ABD’nin içimizdeki bazı sivil toplum örgütleri ve dini gurupları, liberalleri kullanarak bize politika dikte etmeye çalıştığı gözleniyor. Ama daha önce çok hor kullandığı liberaller, TESEV ve cemaatler eliyle yapılacak plan hemen anlaşılacağı için etkili bir silah olamayacaklarını düşünüyorum.
Selamlarımla
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018