
05304670437
Vehbi Camgöz
Geçtiğimiz günlerde; ulusal televizyon kanallarından birinde malum cemaatin mutemet adamlarından birisi, programında “dinler arası diyalog” konusunu işliyor. Program konuğu ülkemizin meşhur din âlimlerinden prof. Dr. Hayrettin Karaman hoca.
Diyalog konusunu anlatan hoca, meseleleri öyle karman-çorman edip içinden çıkılamaz hale getiriyor ki; benim yarım-yamalak bilgilerimle bile absürtlüğünü anlamak mümkün oluyor.
Hocaya göre dinler arası diyalog; bugünün meselesi değilmiş. Daha İslam’ın ilk yıllarında;Efendimiz(A.S) tarafından bile diğer din mensupları ile diyalog kurulmuş! Hem bu diyalog sadece bir cemaatin tekelinde veya o cemaat tarafından da başlatılmış değilmiş, geçmişte birçok Müslümantoplum ve âlim tarafından böyle diyaloglar zaten yapıla geliyormuş. Tabi hangi İslami makamın, hangi Hıristiyan ve Yahudi dini makamı ile diyalog kurduğu anlatılmıyor.
Televizyon karşısında apıştım kaldım. Benim bildiğim İslam âlimleri ve halifelerinin hiç birisi böyle bir diyaloga girmemişlerdir. Sadece Nadir Şah döneminde, İslam içinde Sünni-Şii ayrılığını gidermek üzere diyaloglar olmuştur. Oda dediğim gibi aynı dini inancı paylaşan mezhepler arasında olmuştur.
Bazı arkadaşlarım, Hayrettin hocanın diyalog konusunu aynı cemaat gibi savunduğunu söylediklerinde doğrusu bunun abartı olduğunu zannediyor, hocaya bunu yakıştıramıyordum. Ama yanıldığımı anladım. Meğer hoca bu konuda verdiği fetvalarla cemaate destek oluyormuş. Onlarda hocanın şahsında; bu yetkisiz kimin adına, ne hakla yaptıkları belli olmayan bu diyalog ameliyesini meşrulaştırıyorlarmış.
Televizyondaki programda; hoca diyalogu anlatırken bilerek veya dikkatsizlikle bazı şeyleri birbirine kattı. Bu sayede de tam bir zihin karartması meydana getirip, akıl karışıklığı ile adına diyalog denen projeyi İslami normlara onaylatma gayretine girişti.
Hoca da çok iyi bilir ki; Efendimizin(A.S) diğer din mensupları ve bu arada müşriklerle yaptığı konuşmaları onlarla hâşâ “ ortak zeminde buluşmak” değil, onları Allaha ve resulünün öğretisineteslim olamaya ve itaate davetti. Şartsız Müslüman olanlarla münasebetini sürdürdü. Diğerlerine ise, sadece tebliğ edip, uğraşmaktan vazgeçerdi. Aslında kendisine Allahın emri de bu yönde idi.Kendilerine, iman nasip edilmeyenlerle uğraşmaması bizzat Allahın emriydi.
Yine birazcık İslami bilgiye sahip olan herkes, efendimizin (A.S) bu konularda değil pazarlık etmesi; tebliğin ötesinde onlarla hiçbir ortak zeminde buluşması, vaki olmamıştır. Hatta kendileri ile uzun boylu tartışma ve münakaşa yapmaktansa; “sizin dininiz size benim dinim bana” diye kestirip atması, da, Allahın emriydi.
Ayrıca hocaya göre; İslam tarihinde birçok İslam âlimi de diğer dinlerin mensupları ile diyalog kurulduğunu söylüyor. Hafızamı yokluyorum, hiçbir İslam âliminin bugünkü dinler arası diyaloga benzeyeni aklıma gelmiyor. İlmine güvendiğim bazı hocalarıma soruyorum. Onlarda böyle bir diyalog hatırlamıyorlar. Ve bu diyalogların yapılamayacağını; “çünkü şu anda bütün Müslümanları temsileyetkili olan bir kişi veya makam olmadığı için kişisel temasların da, ancak bu temasları yapanları bağlayacağını başkaca kimseyi bağlamayacağını” söylüyorlar,
Şuna karar veriyorum. Demek ki hoca insani münasebetleri bize diyalog olarak anlatıyor. Bunun adı da; en hafif ifade ile saptırmadır.
Evet; efendimiz(A.S) her toplumla insani ilişki kurmuştu. Hatta uzak diyarlardaki topluluklara elçiler de göndermişti. Onları Allaha ve kitabına teslim olmaya, Müslüman olmaya çağırmıştı. Ama hiçbir ferde veya topluma: “isteseniz dininizi muhafaza edin, dinlerimizin ortak yönlerini alarak sizinle birlikte batıla karşı mücadele edelim” dememiştir. Çünkü kitabımız bize “ehli kitabı dost edinmeyin” demektedir.
Hocanın bütün bunları bilmemesi mümkün mü? Hiç sanmıyorum. Hoca bütün bunları herkesten daha iyi bilir. Peki, neden bu konuşmaları yapar? Acaba öteden beri dedikodu olarak sağda solda fısıldanan “ müstakbel hilafetin, müstakbel şeyh-ul İslam’ı” olacağına oda inandı mı? Uzun bir süreden beri fısıltı gazetesinde böyle bir haber dolaştığı kulağıma gelmişti.
Selamlarımla….
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ADAYLAR VE TARİH BELİRLENDİ
11.03.2023 - YENİDEN BAŞLARKEN
7.12.2022 - EMİN AĞABEY HAKKA YÜRÜDÜ.....
30.12.2019 - MISIR’IN YİĞİT MÜSLÜMANLARI
14.07.2019 - DEMİRELDEN SARKOZY’E KURAN DÜŞMANLIĞI!!
13.05.2018 - İKTİDAR İLE MUKTEDİRİN HİKAYESİ
22.04.2018 - ASANSÖRDE HALVET!!
6.02.2018 - TARİHTE BUGÜN!...
28.02.2018 - ESETLE BARIŞIN DİYENLER PKK İLE BARIŞIN DEMİŞ OLMUYUR MU?
12.02.2018 - TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ
9.02.2018
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Aziz KEMER
Bence Bolu,Bu kadar güzelliği bir arada bulunduran şehir olmasıyla meşhur.