WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
DİK DURMAK!!!!
10.03.2012

 

Sanal bir dünyada yaşıyoruz. Önümüze gerçek diye konan her şeye inanma kolaycılığına kaçıyoruz. Araştırıp, mukayese yapıp, hükümlerimizi olgular üzerine kuracağımıza, toplum mühendislerinin oluşturduğu sanal algılar üzerinden temellendirme kolaylığına kapılıyoruz.

         Gerçeği araştırıp, bize empoze edilen bilgilerin sağlamasını yapmak emek istediği için, algılar neyse ona göre hüküm kurup yığınlara dönüştük. Onun içinde “kuşa bak” aldatmacasına kanıyoruz. Bu entelektüel hayatımızda da böyle tarihi okuma anlayışımızda da böyle, hatta siyaset ve sosyal olaylar konusuna yaklaşımımız da maalesef böyle.

         Darbeler ve darbecilerle hesaplaşıldığı algısının yaratıldığı şu günlerde gerçekleri bilip, oluşturulan yalan yanlış algılarla toplumun yönlendirilmesine insanın isyan edesi geliyor. Haykıracak gücünüz ve etkinliğiniz olmadığı içinde kendi kendinize isyan ediyorsunuz. Gerçekleri bilen bu kadar insan varken, oluşturulan bu sanal dünyaya kimsenin gık’ının çıkmamasına kahrediyorsunuz.

         Aradan uzun zaman geçip de, toplum hafızasındaki aktüel bilgiler silinmeye başlayınca, gerçekleri tersyüz edip, olmayanı olmuş, olanı olmamış gibi gösterilmesine ve bunun da göz göre, göre yaygın kanaat haline getirilmesine insan olarak nasıl isyan edilmez anlamıyorum.

         Bu yanlış algılamaların tarihimizde o kadar çok örneği var ki, saymakla bitmez. Gerçekleri araştıran özellikle tarihçiler bu algıların yanlış ve yalan olduğunu kibarca belirtmek için bu algılara “şehir efsanesi” adını vermişlerdir.

         Günümüzde bu şehir efsanelerinden en insafsızı da, 28 şubat sürecinde, 54. hükümetin ve onun başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocanın kendisine dayatılan MGK kararlarını imzaladığı ve darbecilere karşı dik duruş göstermediği algısıdır. Bu algının oluşmasını bu süreçte halkın tepkisinden çekinen devrin siyasetçileri kendilerini mazur göstermek için uydurulup yaymışlardır. Onlar bu algıyı, siyaseten rakiplerini yıpratmak, millet nazarın da itibarsızlaştırmak için uydurmuşlardı.

         Sadece bu mesele değil, hocaya izafe edilen birçok ifade de gerçeklere aykırı olarak uydurulmuştu. Mesela; “imam-hatipler arka bahçemiz” sözü, mesela; “rektörler, başörtülü kızlara selam duracak” beyanı, mesela; “gittiği her yerde sahte namaz kılıyor” iddiası bunlardan bazıları.

         Bu sanal algılardan birisini mercek altına alalım. “hoca 28 şubatta direnmedi” algısı. Ve 27 nisanda Ak parti ve başbakanın “dik durduğu ve darbecilere dersini verdiği” algısı. Hakikaten gerçeğimi yansıtıyor, yoksa, oluşturulmak istenen sanal bir algımıdır?

         Hocayı az buçuk tanıyan herkes bilir onun, siyasi tarihimizde “diklenmeden dik durmasını bilen” bir insan olduğunu, daha siyasete atılmadan Anadolu’nun kalkınması gayretleri ve odalar birliğindeki serüveni ispatlamaya yeter de artar bile. Kendisinin dik duruşu ve halkın hakkını savunmak için verdiği mücadele bugün bakanlık koltuğunda bulunanların hayranlığını kazanmıştı. Ama hocayı ilkesizlikle suçlayanlara onlar bile ses çıkarmıyorlar. Susuyorlar, halbuki “hakikat karşısında susma” nın dinen ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar. Şunu düşünsek hocanın, direndiği için, partisinin kapatıldığını siyasi yasak getirildiğini anlayacağız, ama….. 

         Diğer bir sanal algıda, 27 nisanda hükümetin kendisine karşı verilen elektronik muhtıraya karşı gösterdiği kahramanca tavır! Öyle bir tavır gösterdiler ki, muhtıracıların korkudan dişleri kemik kesildi! Hepsi kaçacak delik aradılar! Bir çırpıda hepsi emekli edildi! Bunların hiç birisi yapılmamasına rağmen yapılmış gibi bir algı oluşturuldu. Aslına bakılırsa, 28 şubat süreci şimdiki Ak partililerin omurgasını kırmıştır. Onları öylesine hizaya sokmuş ki, o güne kadar savundukları ideolojilerinden vazgeçirtmiş, ve meşhur “gömleği çıkardık” noktasına getirmiştir.

         Sayın başbakan o güne kadar “benim referansım İslam dır” derken bundan tamamen çark etmiştir. Yine o güne kadar “demokrasi bizim için bir vasıtadır” derken çark etmiş, çark etmenin, dönmenin adını da değişim ve gelişim olarak ifade etmiştir.

         Bütün bunlara rağmen, Ak partililerinki dik duruş olmuş, ama merhum hoca, savunduklarından zerrece taviz vermeden son nefesine kadar savunmuş olmasına rağmen o dik duramamış damgasını yemiştir. Yaşasın yalan algılar!     

         Ak partililerin yaptıkları, sadece tek başına iktidar olmanın avantajı ile basın toplantısı düzenleyerek, bunu kabul etmediklerini söylemek oldu. Ama darbecileri hiç de caydırmadığı, daha sonra yapılan darbe planlarının soruşturmalarından anlaşıldı. Çünkü o olaydan sonrada yine darbe planlarının yapıldığı iddiası bugün mahkeme salonlarında tartışılıyor.

         Birde şu yapıldı. Sayın başbakan genel kurmay başkanı ile dolma bahçe sarayında saatler süren gizli bir görüşme yaptı. Belli ki, onu bazı konulara ikna etmiş! 28 şubatta hocada aynen öyle yapacağına inanıyordu. Çünkü o, “askerimiz vatan perverdir, konuşup kendilerini ikna ederim” kanaatindeydi. Nitekim kendisi ile askerin temasını önlemek için belli odaklar fırsat vermediler. Üstelik 27 nisanda siyaset cephesinden darbeyi destekleyen kimse yok iken 28 şubatta tam tersine siyasiler askeri alkışlamışlardı.

         Netice olarak algılar, her zaman olguları yansıtmaz. Bazen algılar insanları korkak yada kahraman ilan etse de, korkakların korkak olmadığını, kahramanlarında sahte kahramanlar olduğunu tarih bize öğretmiştir. Unutmayalım ki bizim resmi tarihimiz de birçok vatan severin hain, sıradan insanlarında kahraman olarak algılatılmaya çalışıldığını, biliyoruz.

         Selamlarımla…. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Azmi A

    Azmi A

    14.09.2011 23:09

    Sanırım kokusu meşhur . Sehre girer girmez kedisini hissettiriyor. Gözü kapalı bilir yabancı birisi Boluya geldigini

Yazarlar

Haber İhbar