Vehbi Camgöz

          Bundan önceki yazımızda, Ak parti iktidarının toplumu milli değerler doğrultusunda yapılandırma adına bir icraatının olmadığını anlatarak  eleştirmiştik. Hemen arkasından bu yasayı çıkartarak bizi utandırdılar. Kendilerine tebrik ve teşekkürümüzü sunmak vazife oldu.

         100 seneden beri bu ülke gençliği ile bu halkın kutsal kitabı arasına konan çeşitli engellerin kaldırılması yönünde önemli bir adım atılmıştır. Bu hareketleri onların tarih önünde hayırla yad edilmelerini sağlayacaktır. Umuyoruz ki, bu hayırlı adımları onları Allah indinde de makbul kullar olarak hesap gününe taşıyacaktır.

         1923 yılında medreseler kapandıktan sonra ülkede Kuran öğrenimi fiilen imkansız hale gelmişti. 1930larda Anadolu insanının Kuran hasreti dayanılmaz hale gelince, işkenceyi, zindanı, cefayı göze alarak milletin çocuklarına Kuran öretmek isteyen yiğit hocalar çıkmaya başladı. Birçok hoca bu tehlikeleri, jandarma sopasını göze alarak Kurana hizmet için canını dişine taktı.

         Sayısız dramlar yaşandı. Bu dramları yaşayanların başında Süleyman Hilmi Tuna hoca efendi, gönenli Mehmet hoca efendi en bilinenleridir. Allah onlardan ve onların şahsında Kurana hizmet eden sayısız Kuran ehlinden razı olsun.

         Ama Anadolu insanının İslam ve iman açlığını bu faaliyetler doyuramadı. Bin yıl kana, kana içtiği Kuran pınarının biden kesilmesi halkı perişan etmişti. Suya hücum eden susamış insanlar gibi dini eğitime de hücum başlamıştı. 1940ların CHP si bile bu hücuma direnemeyip, dini eğitime kısmi bir kapı aralamak zorunda kalmıştı.

         Arkasından gelen demokratlar ile imam-hatipler kurumsallaşmış, ve halkın büyük teveccühü ile kısa zamanda sayıları, 100leri aşmıştı.

         Ama statüko bundan fena halde rahatsız olduğu için 1970lerin başında bu okullara tırpan vurmaya yeltenmiş, ancak 1973 yılında kurulan MSP koalisyon hükümeti imdada yetişip kapatılmaktan kurtarmıştır. 1997 yılında vurulan tırpanda 2012 yılında Ak parti iktidarınca savuşturulmuştur. İmam hatiplerin kurtarılması bir yana, bu defa daha da kapsamlı bir hamle yapılarak ortaokul ve liselerde Kuran-i Kerim ve siyer dersi seçmeli olarak okutulma imkanına kavuşmuştur.

         Bundan sonra imam hatiplerin önemi sadece meslek okulu olarak kalacak ve daha etkin hizmet verecektir. Sadece din hizmetleri konusunda çalışmak isteyenler bu okula gidecek ve daha yoğun bir mesleki eğitim alacaklardır. Çocuklarına dini eğitim verdirip başka sahalarda eğitim almasını isteyenler de rahatlıkla çocuklarını diğer liselere göndermeye başlayacaklardır.

         İsteyen herkesin çocuğuna, insanlığın iman ve mutluluk kaynağı Kuran-i Kerimi ve tüm insanlığa örnek olarak gönderilen kainatın efendisinin hayatını öğrettirecektir.

         Şunu peşinen kabul etmek gerekir ki; bundan sora yetişen nesilleri idare etmek bundan önceki nesilleri idare etmekten daha zor olacaktır. Çünkü bundan sora yetişen nesiller, mübarek hayatını öğrendikleri  Efendimiz(A.S)ı örnek alacaklardır. Dolayısı ile hiçbir haksızlığa sessiz kalmamayı, her türlü, hak ihlaline ve zulme, karşı koyacaklardır. Ahlakı zaaflardan uzak yetişen gençlik hayatların da “O”nun çizgilerini taşıyacak ve haksızlığa asla teslim olmayacaktır.

         Bu eğitimden ürkenler hiç endişe etmesinler. Eğer “ben çocuğuma din öğretmek istemiyorum” dedikleri halde zorlanıp baskı altına alınacak olursa, hiç birimiz buna razı olmayacağız. Bize 100yıldır uyguladıkları baskıları onlara asla uygulatmayacağız. Onların ize yaptıklarını biz onlara asla yaptırmayacağız. Aramızda o kadar fark da olacak….

         Selamlarımla…