
05304670437
Vehbi Camgöz
Başbakanımız bugünlerde bu konuyu gündeme getirdi. Kimilerine göre, gündemde tartışılan Uludere olayını gündemden düşürmek istediği için bu konunun tartışılmasını istemiş olabilir. Velev ki; o maksatla gündeme getirilmiş olsa bile, öteden beri toplumun kanayan yarası olan bu konunun gündeme getirilip tartışılmasını ve inancımıza uygun bir çözüm üretilme imkânı verme ihtimali açısından olumlu buluyorum.
Bu konu palas-pandıras gündeme gelince hemen her kesimden tartışmaya katılanlar oldu. Kadın dernekleri, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri bu konudaki görüşlerini açıkladılar. Görüş açıklayanların tamamı, başbakanın görüşlerini kıyasıya eleştirdiler. Başbakan “kürtaj Uludere katliamına benzer bir cinayettir” dediği için kıyasıya eleştirildi.
Bana göre bu cinayeti Uludere ile mukayese etmek kürtaj cinayetini hafife almak anlamına gelir. Çünkü Uludere de işlenen katliam çok büyük bir ihtimalle hata neticesi işlenmiştir. Oysa kürtaj cinayetleri, bilerek, düşünerek, tasarlayarak işlenmektedir. O bakımdan kürtaj Uludere olayından çok daha büyük cinayet ve katliamı ifade eder. Uludere ve emsali olaylar nadiren görülür ve en fazla yılda, 50-60 kişinin katlini sağlarken, kürtaj yılda binlerce, hatta yüzbinlerce yapılıp, yüzbinlerin ölümünü sağlıyor.
Öyle anlaşılıyor ki; hükümet bu konuyu kısa zamanda ele alıp, yasal bir düzenleme yapmak istiyor. Tek başına kürtaj konusunu ele alıp, onu yasaklayarak bu cinayetleri önlemek pek mümkün görünmüyor. Eğer sadece kürtaj yasaklanırsa, cinayetleri önlemek mümkün olmaz. Nitekim daha önce yasak olmasına rağmen bu önlenemedi. Maddi durumu iyi olanlar özel doktorlara metreslerini götürüp, özel mekânlar da kürtaj yaptırırdı. Daha da zengin olanlarda Avrupa da, Amerika da özel hastaneler de yaptırırdı. Fakirlerde ya yarım yamalak tıbbi bilgisi olan yardımcı sağlık personeline yaptırır, ya da yaşlı kadınlara, ebelere, kocakarı ilacı yaptırarak düşük yapılmasını sağlarlardı. Genellikle de yaptırdıklarının bedelini canları ile öderlerdi.
Eğer bu konu temelinden çözülmek isteniyorsa, toplumdaki gayr-i meşru cinsel ilişkinin yolları kesilmeli. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; evli çiftlerden kürtaja başvuranların sayısı iddia edildiği kadar çok değil. Evli çiftler ancak sağlık nedeniyle istenmeyen gebeliklerin önüne geçmektedirler. Bu da daha istisnai bir durumdur. Ama özellikle genç kızların daha evlenmeden nikâhsız cinsel ilişkiye giren ve hamile kalanların tamamı kürtaja başvurmaktadır. Bunların nikâhsız cinsel ilişkiye girmelerinin önünde herhangi bir yasal engel ve yaptırım bulunmamaktadır. Hükümet bunun neticesi ile mücadele edeceğine kürtaja giden bu yolu tıkamalıdır.
Bu ülkede 2005 yılı Haziran ayına kadar zinanın bir cezası vardı. Az ya da çok bu fiilin birde cezası vardı. Ama ne yazık ki hükümet Avrupa birliği aşkına zinayı suç olmaktan çıkardı. Herhangi bir istatistiğe rastlamadım ama o tarihten sonra yapılan kürtaj sayısında astronomik artışlar yaşanmıştır.
Ama gene de, tıbbi gereklerle yapılan gebeliğe son verme işlemleri haricindeki kürtajların gerekli tedbirler alınarak yasaklanmasının uygun olacağını ve zinanın önlenmesi açısından da caydırıcı olabileceğini düşündüğüm için faydalı buluyorum. Yeter ki, gerekli tedbirler alınarak, söylendiği gibi kürtajların yasadışı olarak “merdiven altı” tabir edilen uygunsuz yerlerde yapılmaması için etkin bir denetim mekanizması kurulsun.
Kim bilir, bakarsınız bu yüzden hükümetin serbest bıraktığı zina suçu belki azalma sürecine girer. Zina yapmayı düşünen genç çiftler gebelik korkusu ile zinadan uzak durabilirler. Böylece gayr-i meşru ilişkiler şimdiki gibi aleni ve pervasızca yapılmaz.
Selamlarımla….
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ADAYLAR VE TARİH BELİRLENDİ
11.03.2023 - YENİDEN BAŞLARKEN
7.12.2022 - EMİN AĞABEY HAKKA YÜRÜDÜ.....
30.12.2019 - MISIR’IN YİĞİT MÜSLÜMANLARI
14.07.2019 - DEMİRELDEN SARKOZY’E KURAN DÜŞMANLIĞI!!
13.05.2018 - İKTİDAR İLE MUKTEDİRİN HİKAYESİ
22.04.2018 - ASANSÖRDE HALVET!!
6.02.2018 - TARİHTE BUGÜN!...
28.02.2018 - ESETLE BARIŞIN DİYENLER PKK İLE BARIŞIN DEMİŞ OLMUYUR MU?
12.02.2018 - TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ
9.02.2018
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
mustafa algaş
arkadaşlar bu hain saldırıyı gerçekleştirenler insanlığı olmayan ermenidir çanakkalede yüzlerce doğudan gelip şehit olmuş kürt şehitlerimiz var bu vatan için canlarını hiçe sayıp canı pahasına savaşmışlar 20 yaşındaki bir yiğide kurşun sıkan kürt deyildir ermeni soyu şerefsizlerdir ben şırnakta askerdim köy koruycuları bizimle beraber savaştı onlar kürttü doğuda yaşayan bütün kürt kardeşlerim bu vatanın bu şanlı vatanın ırk ayrımı olmadan tek yürek olduğunu tek bayrak olduğunu bilir terör örgütü