Vehbi Camgöz

         Kasım 1985 tarihinde bu kurumun 1. Müdürlüğüne atanmıştım. Yaklaşık 2 yıl görev yapmış, buradan Ankara’ya atanmıştım.  Daha o dönemde Bolu' ya yeni bir cezaevi gerektiğine karar vererek yer teminine gittik. Şimdiki F tipi Cezaevinin yerini aldık.

         Bizim ayrılmamızdan sonra, 10 yıl bu arsaya bina yapılamadı. Devletin bütçe imkânları ve öncelikleri buna herhalde elvermedi. Ta ki, 1990ların sonunda devletin aldığı bir karar ile yurdun muhtelif yerlerine F tipi kurumlar yapmaya başlanınca, hazır olan bu arsanın üzerine, Bolu F tipi cezaevinin yapılması kararlaştırılarak kısa sürede yapıldı. Ama buna rağmen Bolu'nun cezaevi sorunu devam etti. Çünkü bu cezaevleri sadece terör ve çete suçlularını kabul edebiliyordu.

        2004 yılında yeniden Bolu' ya görevlendirildiğimde ilk görev olarak cezaevi problemine çözüm aramak oldu. Arazi araştırırken F. Tipi cezaevinin bitişiğinde ki arazinin alım için gerekli ödeneği temin ederek istimlak işini anlaşma ile hallettik. Bugünkü cezaevinin yerini de adliye yeri olarak tapuya tescilini sağladık.

       Böyle davranmaya bizi birazda vicdanımız zorladı. Çünkü cezaevinin kurulu olduğu Borazanlar Mahallesi cezaevinin sıkıntısını çok çekmişti. Mahalleden geçen derenin doğusunda, Bahçelievler'de daire fiyatları batısındaki Borazanlar mahallesinin iki katı fiyatla satılıyordu. Bunun nedeni de, orada cezaevi var diye, fiyatlar yükselmiyor, talep edilmiyordu. Bu konudaki şikâyetleri hep dinliyorduk.

      Biz yeni cezaevinin yerini tespit edip istimlaktan sonra eskisinin yerini de adliye yeri olarak tescil ettirince, o dönemde ben ulusal ve yerel basına açıklama yaparak mahalle halkının ellerindeki gayrimenkullerini ucuz fiyatla ellerinden çıkarmamalarını, adliye yapıldığında yerlerinin çok daha fazla kıymetleneceğini söylemiştim. Nitekim öyle de oldu. O tarihten sonra mahallede hızlı bir yapılaşma başladı. Çok sayıda lüks sayılabilecek, daire ve ofis yapıldı. Bunlarda piyasa fiyatlarının üzerinde alıcılar buldu.

       Yeni cezaevinin taşındığı yerde “ceza infaz kurumları kampüsü” oluştu. Kampüs içerisinde 1 adet 360 kişi kapasiteli F tipi, 1 adet 1000 kişi kapasiteli T tipi, 1 adet 250 kişi kapasiteli açık cezaevi mevcut olacak. Bunların yönetim ve barındırma giderleri benzeri kurumlara göre daha az olacak, infaz hizmetleri nispi olarak daha ucuz maliyetle sağlanacaktır. Kampüste de toplam 50 adet lojmanla beraber, yaklaşık 2500-3000 nüfus barınacak bir mahalle meydana gelecektir.

       Ayrıca açık cezaevi bünyesinde yaklaşık 3000M karelik üretim alanı oluşturulup, başta mobilya olmak üzere bazı iş kollarında üretim sağlanacaktır. Mobilya atölyesi öteden beri adalet bakanlığının mobilya ihtiyacının bir bölümünü üreterek, bu üretim için gereken hammaddeyi Bolu' da esnaftan temin etmektedir. Bundan sonra bu faaliyet daha da yoğunlaşarak devam edecektir.

       Bu kampüste barındırılacak hükümlülerin tamamına yakını il dışından gelenlerden oluşacağı için bunların yakınlarının ziyaretleri Bolu' ya belirli bir hareket sağlayacaktır. Bu da her ay binlerce insanın Bolu' ya seyahat yapması, otelinde yatması, lokantasında yemek yemesi, marketinden alışveriş yapması anlamına gelecektir. Bu durum yılın her mevsiminde, devam etmesi demektir. Kurumda en az 500 personel istihdam edilecektir. Bunu da İl’e getirisi olacağı muhakkaktır.

       Bu kurumun başka bir faydası da, burada cezalarını çekecek hükümlülerin bu cezalarını daha insani şartlarda çekme imkânı sağlaması olacaktır. Bu güne kadar hizmet veren eski binada bu imkân asgari ölçüler de bile sağlanamıyordu. Bu durum da hem onları rahatsız ediyordu, hem de onlara cezalarını çektirmekle görevli personeli zor durumda bırakıyordu.

       Konu ilimizde görev yapan adli ve idari yöneticilerin sorunu ısrarla üst düzey yöneticilere taşımaları sonucu bu sonuç sağlanabilmiştir. Başta şimdiki ve bir önceki C. Başsavcıların ısrarlı takipleri ve bu neticenin alınmasını sağladıkları için teşekkür edilmelidir. Eğer zamanında yeterince etkili takip yapılmayıp, konu ildeki siyasilerin takibine bırakılsaydı, daha uzun seneler, bu sonuç sağlanamayabilirdi.

       Hiçbir yönetici ve hatta hiçbir kimse; ülkenin herhangi bir yerine cezaevi yaptığı için övünmez . Herkes mümkün mertebe, ülkedeki cezaevlerini kapatıp, yerine okul, huzurevi, ibadethane v.s yapılmasını ister.Ama bunu, günümüz koşullarında başarmak pek mümkün görünmüyor. İnşallah içinde cezaevi sistemi barındırma lüzumu hissedilmeyen, suç ve suçluluğun en alt seviyeye düştüğü, bir idari ve adli sisteme kavuşuruz da, cezaevi yapmak gereği duymayız.

       selamlarımla....