WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
BU BİRLEŞMEDEN( İLTİHAK) KİM NE KAZANIR?
17.07.2012


           Has parti ve Ak parti birleşmesine ilişkin yazdığımız yazılardan bazı dostlarımız rahatsız olmuşlar. İlk yazdığımız yazıda bir tahminde bulunarak, Numan Kurtulmuş’un Tayyip Erdoğan tarafından partisi ile birlikte bu partiye davet edilmeyeceğini öngörmüştüm. Ancak benim öngörümün aksine bu davet gerçekleşti. Bize düşen kendilerine hayırlı olsun demektir.


          İkinci yazımızda da iltihak davetinin perde arkasından bazı notlar yazdık. Ama buna da ateş püskürdüler. Birleşme davetinin olamayacağını izah ederken sıraladığımız gerekçelere bakmak yerine kolayını seçip, davetin olduğuna baktılar. Oysa biz, normal siyasi şartlarda, siyaset etiği çerçevesinde olayı değerlendirip, birleşmenin neden olamayacağını, olsa bile bunun hem Ak partide hem de iltihak ederek kapısına kilit vurmayı içine sindiren partinin içindeki siyasi vicdanın buna mani olacağını varsaymıştık. Bu birleşmenin iltihak şeklinde olmak yerine, girdiği seçimlerde ve başında bulunduğu siyasi partilerde hiçbir başarı gösterememiş bir genel başkanın peşinden bazıları hariç bütün il başkanlarının alkışlarla partilerini diri, diri mezara gömmeyeceklerini zannetmiştik.


           İtiraf ediyorum. Ben asıl bu konuda yanıldım. Daha önce de söylediğim gibi, bu güne kadar Ak partiye söylenmedik laf bırakmayan, onu hırsızlık, uğursuzluk, hatta millete ihanet etmekle, milleti sömürmek ve sömürtmekle suçlayanların bu birleşmeden yüzlerinin kızaracağını düşünüyorduk. Evet, çok yanılmışız.


          İçinde siyaset yapan birçok yakından tanıdığımız ve aynı siyasi gelenekten geldiğimiz insanın iktidar nimeti uğruna bu birleşmeye karşı çıkma cesaretini gösteremeseler bile birazcık soğukkanlı ve mesafeli durma ağırbaşlılığını göstereceklerini beklerdim. Bunda da yanılmışım. Daha 6 ay evvel bu söylentiler ve kulis çalışmaları başladığında birçok partilinin ellerini ovuşturarak genel başkanlarının bakanlık hatta başbakanlık tarihi üzerinde yorumlar yapmaya başlamaları ilginç değil mi?


         Bir zamanlar, bu arkadaşlar ak partililere iktidara gelmek için dış güçlere yaslandıklarını, inançlarını reel politiğe teslim ettiklerini söyleyip suçlamışlardı. Bende onlarla beraber aynı fikirleri savunuyordum. Hatta bu inancım gereğince kurulan bu partiden teklif almama rağmen açıkça reddetmiştim. Bu günde aynı düşünceleri muhafaza ettiğim için pişman değilim. Hiçbir zaman “yanlış ata oynadım, treni kaçırdım” sendromuna kapılmadım.Ellerimi dizime vurmadım. İnancım ilkeli olmamı emrediyordu.

    

       Yaklaşık 10 yıl boyunca da kamuoyu önünde hiç utanacağım sıkılacağım yüzümü kızartacak bir laf etmedim. Bunu da belki bunlarla beraber olurum beklentisi ile değil, kardeşlik hukukuna aykırı olur gerekçesi ile yapmadım. Özel toplantılarda, sohbetlerde, genel başkanından bakanına, belediye başkanından il başkanına kadar hep eleştirilerimi sıraladım. Bazen hararetli tartışmalar da oldu. Ama hepsiyle sohbet sonunda helalleştim.


         Hırsızlıkla, vurgunla suçlanıp, haklarını helal etmeyeceklerini alenen ilan ettikleri insanlarla nasıl yüz yüze bakıp aynı masanın etrafında oturmayı kabul edeceklerini merak ediyorum. Onlar kabul etse bile diğerlerinin yüzlerinin kızarıp kızarmayacağını da çok merak ediyorum.


        Bundan yüzleri kızaracak has partililerde varmış. Nitekim Sayın Bekaroğlu bunu açıkça deklare ederek tavrını ortaya koydu.Siyasi etik gösterdiği, omurgalı siyaset dersi verdiği için kendisini kutlamaktan başka bir laf edilemez.


        Ben şu kadarını söylemekle yetineceğim. Eğer bu kardeşlerimiz iktidar olmayı vazgeçilmez hedef olarak görüyorlarsa bunun daha kişilikli yolunu arayabilirlerdi. Bunu yapmak yerine “acaba genel başkan kendisi ile az sayıda götüreceği kişilerin arasına beni de dâhil eder mi?” endişesi ile genel başkanlarını alkışlayacaklarına sorgulasalardı daha itibarlı olurlardı. Ama onun yerine, köşesinde konuyu değerlendiren bizim gibilere saldırmazlardı.


        Onlar ne kadar kızarlarsa kızsınlar. Bana göre bu birleşme dışardan zorlama ile olmuş bir iltihaktır. Hem onlara hem de Ak partiye beklenen faydayı vermeyecek. Aksine ak parti içinde güvensizlik tohumları saçacağı için belki de sonun başlangıcı olacaktır. Kurulduğu günden beri partinin başarısı için ter dökenler le dışardan getirilip başköşeye oturtulanlar arasında bir mücadele olması işin tabiatı gereğidir. Bunun olup olmayacağını da zaman gösterecektir.


         Selamlarımla….

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Zeynep Özcanlı

    Zeynep Özcanlı

    10.11.2011 20:05

    Yusuf Yeşilkayanın bütün yazılarını çok beğeniyorum. Hepsi geçek, hepsi hayata dair. Teşekkürler

Yazarlar

Haber İhbar