WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
ABDULLAH UZUN
24.09.2012

 

                Bu isimle Bolu ya ikinci gelişimde tanıştım. Kendisi ile tanışmaktan ve dostluğundan hep gurur duydum.

                Buraya gelişimin ilk günlerinden itibaren, başta İslami meseleler olmak üzere, birçok meselede istişareler yaptık. Tartıştığımız konuların hemen tamamında aynı düzlemde düşündüğümüzü ben şahsen tespit ettim. Aynı iklim ve imanın çocukları olmamız dolayısı ile de, birbirimize yaptığız eleştirilerden hiçbir zaman, serzenişte bulunup gocunmadık. Birbirimizin iyi niyeti konusunda şüpheye düşmedik. Bu en azındanbenim için böyleydi. Eminim (umarım ki) kendisi de böyle düşünüyordur.

                 Abdullah beyin milli görüş düşünce ve aksiyonuna sonuna kadar bağlı olduğuna hiç kuşku duymadım. Bu ocağın yetiştirdiği samimi evlatlarından birisidir. Bu teşkilatlardan madden de olsa ayrılması Bolu da ki biz milli görüşçüler ve teşkilatlarımız için bir kayıptır. Daha önce partisinden ayrılıp, has partiye geçtiğinde bu burukluğu yaşamamıştım. Aksine kendisinin verdiği ayrılma kararını konuşurken gitmesinde hiçbir sakınca olmadığını söylemiştim.

                 Çünkü gittiği yerde, bu coğrafya da ezilen, horlanan insanların mücadelesini veren arkadaşların olduğunu, kendisinin de bu mücadele içinde bulunmasının inancımız ve kendisi açısından faydalı olabileceğine inanmıştım. O yapı içerisinde fikirleri, teşkilat arkadaşları ile uyum içinde olacağı için zorlanmayacaktı. Nitekim öyle oldu. Bir il başkanı olmasına rağmen partinin önde gelen 3-5 kişisinden birisi olarak karşımıza çıktı. Bundan da hep gurur duyduk.

               Bu defa ki mekân değişikliği bizi biraz hüzünlendirdi. Çünkü onun iktidar partisi içinde, şimdiye kadar savunmakta olduğu fikirleri savunmasının zor olduğunu düşünüyordum. Genel başkanları ve kendisi de fikirlerinde bir değişiklik olmadığını, şimdiye kadar neyi söyleyip savunuyorlarsa, bundan sonra da, aynı fikir ve görüşleri savunmaya devam edeceklerini söylüyorlar. Umarım diledikleri ortamı bulup, fikirlerini savunabilirler. Çünkü savunmakta oldukları fikirler Müslüman toplumların vicdanlarında yer bulmuş fikirlerdir. Bunları dile getirmeleri Müslümanların vicdanlarının sözcülüğünü yapmaları demekti.

              Gerek yetiştikleri iklim ve gerekse iktidar yorgunluğu ve çürümesinden şimdiye kadar etkilenmemiş olmaları bu konuda ümitli olmamıza sebep oluyor. Daha önce aynı görüşleri paylaştığımız iktidar partisindeki arkadaşların büyük bir bölümü bu çürümeden kendilerini koruyamadılar. Umarım Abdullah Bey bu konuda zor olanı başarır.

             Genel olarak bu birleşme konusuna hep yamuk batım. Bunu da bu köşeden siz dostlarımla paylaştım. Ama bu birleşme oldu. Bundan sonra birleşmenin, birleşenler açısından ne getirip, negötürdüğüne bakacağız.

            Eğer sayın başbakanın dediği gibi bu birleşme ileriye dönük olarak partiyi hak istikamete yönelmek için “hücre yenilenmesi” olacaksa bundan hem toplum hem de birleşenler kazançlı çıkacaktır. Aksine, yeni gelenler daha önce gelenler gibi bu partinin öteden beri yürüttüğü, milletin ezilenlerini daha da mağdur eden politikalara uyum sağlarlarsa, ümmetin umutlarını ve alternatiflerini yok edeceği için yazık olacaktır.

            Değerli dostum Abdullah Uzun kardeşime, yaşadığı bu değişimin hayırlı ve uğurlu olmasını dilerken, bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonrada yapacağı her hayırlı hizmette dualarımızla yanında olacağını bildiririz. Biz kendisinin iyi niyetinden ve İslam ve imanımıza hizmet gayesinden hiç şüpheye düşmedik. Bundan sonra da yüzümüzü eğdirmeyeceğine inancımız tamdır. Yolu ve bahtı açık olsun

             Selamlarımla.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Mustafa Alıcı

    Mustafa Alıcı

    22.11.2011 11:11

    Hz. ömer asırları aşan ve dürüst idarecilere örnek olan meşhur sözünde "fırat nehrinin kenarında bir keçinin ayağı kırılsa, Allah hesabını bana sorar diye korkarım."demiştir. Hz. ömerin yolunda olduğu düşünülen yöneticilerimiz bu yaptıklarının huzuru mahşerde kendilerine sorulmayacağını yada sorumlu tutulmayacaklarınımı zannediyorlar acaba...!

Yazarlar

Haber İhbar