WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
SURİYE İLE SAVAŞACAKMIYIZ?
5.10.2012

 

       

          Yaklaşık bir aydan beri, Suriye ile olan uzun sınırımız boyunca, silahlı tecavüzler olmaya başladı. Son olarak da, Akçakale ilçe merkezinin tam ortasına isabet eden top mermileri ile 5 insanımız ölmüş, 13 kişimizde yaralanmıştır.

          Bu yaşananların ülkemizi, Suriye ile savaşmaya zorlamak için yapıldığı konusunda kamuoyunda fikir birliği vardır. Herkes Türkiye’yi Suriye ile bir savaşa zorlamak için bunun yapıldığı düşünüyor. Ama bu planı kimin kurduğu konusunda rivayet ve tahminler muhtelif.

          Bu kışkırtmaları yapma ihtimali olanları şöyle sıralayabiliriz.

1.  Bu işi Suriye hükümeti  yapmış olabilir. Suriye rejimi giderayak, kendi ülkesinde meydana gelen olaylardan sorumlu tuttuğu ülkelerin başında gelen ülkemizi savaşa sokarak bu şekilde yıpranmasını istediği için bilerek ve isteyerek bu kışkırtmaları yapıyor olabilir.

2.  Son zamanlarda özellikle İslam dünyasında lider pozisyonuna yükselme ihtimali olduğu için bu konuda kendisi ile öteden beri gizli rekabet içinde bulunan komşu ülke İran yapmış olabilir. Esasında İran’ın Suriye de rejim adına savaşan askerlerinin de olduğu biliniyor. Bu durum da bu ihtimali kuvvetlendiriyor. Hele de mısır gibi geçmişte liderliğe oynayan bir ülkenin Türkiye’yi lider kabul ettiğini ilan etmesi İran’ın kimyasını bozmuş olabilir.

3.  Arap baharına ilk başladığında destek veren Avrupa ve ABD gibi ülkeler de iş kendi istedikleri istikamette yürümeyip, bu ülkelerde İslamcı partiler işbaşına gelince, Suriye de muhalefete destek vermemekte direnmeye başladılar. Suriye rejimi ile mücadeleyi tek başına ülkemize ihale etmek isteyen batılı ülkelerce yaptırılmış olabilir.

4.  Suriye de de diğer ülkelerde olduğu gibi, Esat sonrası İslamcıların iktidara gelerek Türkiye’nin yeni Suriye yönetimi üzerinde etkin olmasından çekinen İsrail’in öteden beri sıcak ilişki içinde olduğu Suriye istihbaratı, muhaberat vasıtası ile yaptırmış olabilir.

5.  Son zamanlarda Suriye’nin bazı kuzey şehirlerinde yönetimi ele geçirdikleri söylenen PKK uzantılarının da bu kışkırtmayı yapmış olması düşünülebilir.

6.  Bir ihtimal de bizzat ülkemizden bazı derin odakların ülkeyi savaşa

sokarak, seçimle yenemedikleri, darbe yaparak yönetimden uzaklaştıramadıkları Ak parti yönetimini savaşa sürükleyerek ülkeyi ekonomik olarak çökertip, özledikleri sisteme yeniden dönüşü sağlamak için bu kışkırtmayı yaptırmış olmaları muhtemeldir. Bu ihtimal ilk bakışta bir komplo teorisi izlenimi verse de, daha geçtiğimiz günlerde karara bağlanan balyoz davasının içeriğindeki delilleri hatırlayınca böyle bir ihtimali göz ardı edemeyiz.

                          7.  Özellikler Arap ülkelerinden bazılarının Türkiye’nin izlediği politikalar sebebi ile rahatsız olan Türkiye deki özgürlük ortamının kendi halklarına örnek olacağı için rejimlerine tehlike olduğunu düşüne Arap yönetimlerinin ülkemiz savaşa sürüklemek için yapma ihtimalleri vardır. Nitekim bu hafta içinde ürettikleri yalan haberler ile buna teşebbüste ettiler.

          Bu ihtimalleri çoğaltmak mümkündür. Ama bütün bunların dışında, Suriye yönetiminin iddia ettiği gibi bunun kazaen yapılması pek akla yakın gelmiyor. Ama bu konuda Türkiye’yi yalnız bırakmaya kararlı, başta NATO olmak üzere bazı çevreler, bu iddiaya sıkı sıkıya sarıldılar.

          Suriye’ye BM kararı ile müdahale edilerek, akan kanın durmasını, hem hükümetimiz, hem Arap ülkeleri hem de halkımızın büyük bir bölümü istemektedir. Ama Türkiye’nin tek başına Suriye ile savaşmasını özellikle ülkemizde halkın büyük bir bölümü istememektedir. Bunu herkes gibi hükümette biliyor.

          Halkın Suriye de rejimin biran önce gitmesini istemesinin sebebi akan Müslüman kanının durmasıdır. Eğer ülkemiz tek başına bu ülkeyle savaşırsa akan kan daha da artacaktır. Tahribatı çok yüksek olacak bu savaş, ülkemizin yakaladığı 100 yıllık fırsatları heba etmesi anlamına gelir. Son 10 senedir izlediği şahsiyetli dış politikadan rahatsız olan bazı iç ve dış odakların oyununa gelmemek gerekir. Bu rejim zaten er ya da geç gidecektir.

          Bize düşen bu zalimin zulmüne uğrayanlara kucak açıp, onlara gerekli maddi ve moral desteği vererek kendi kurtuluşlarını kendilerinin sağlamasına yardım etmektir. Bu konuda vereceğimiz en pahalı destek bile savaşa girmemizden daha ucuzdur.

          Uzun zamandan beri büyük devlete ve büyük tarihimize yaraşır bir dış politika izleyen Sayın Davutoğlunun bu konuda da gerekli stratejiyi oluşturduğundan kuşku duymuyoruz.

          Selamlarımla…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar