WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
MERHAMET ÇAĞRISI
10.10.2012

 

 

            Diyarbakır emniyet müdürü Recep Güven bir açıklama yaptı.Başta başbakan ve tüm siyasetçiler ile ulusalcılarımız nasırına  basılmış gibi feryat etmeye başladılar.

            Sayın emniyet müdürü kendisinden önce bazı meslektaşlarının yapmaya çalıştığı, bölgede görev yapan güvenlik güçlerini merhamete çağrısını tekrar etmişti. Tıpkı şehit emniyet müdürü Gaffar Okkan ve tutuklu emniyet müdürü Hanefi Avcı gibi, Gaffar Okkan görev yaptığı sırada merhamet timsali olmuş, bunun gereğini davranışlarına da yansıttığı için canını vermişti. Hanefi Avcı ise uzun süre bölgede görev yaptıktan sonra bölgede merhametin önemini kavramış ve bunu yazdığı kitabında anlatmıştı.Daha nice isimsiz kahramanlar…

            Şimdiki emniyet müdürü yılların tecrübesi ile bölgede görev yapan güvenlik güçlerinin görev yaparken merhameti elden bırakmamaları gerektiğine inanmıştır. Bu düşüncelerini de daha bölgeye gitmeden hem meslektaşları hem de kamuoyu ile paylaşmaya başlamış. Ama öyle anlaşılıyor ki, meramını ifade ederken gerekli özeni göstermemiş.

           Yıllarca elde silah görev yapan bu insanlar, sonundamerhamete kurşun işlemeyeceğini anlamışlardır. Mücadele etmek zorunda kaldıkları kendi vatandaşlarının aileleri ile empati kurup, yapılan mücadelenin insani duyguları yok ettiğini, insanı insanlıktan çıkma tehlikesi ile karşı karşıya bırakma ihtimalini görmüşlerdir. Oluk, oluk kan akıtıldığı bu günlerde, bu merhamet çığlığını önemsemek gerektiğine inanıyorum.

            Yaklaşık 35 yıl önce bölgede görev yaparken, aynı duyguları hissettiğimi hatırladım. Daha bölücü terör örgütü meydanda yokken yöre halkına devletin ve devlet görevlilerinin davranışlarının empati ve merhametten yoksunluğunu yadırgamıştım. Bazı görevliler,bölgeye sürülmelerinin intikamını sanki bölge halkından çıkarmak ister gibi davranıyorlardı. Bu durum da ister istemez görevlilerin şahsında devlet ile bölge halkı arasına aşılmaz mesafeler oluşmasına sebep oluyordu.

          Bunun aksine bölgeye çekinerek giden bazı görevliler de,orada gördükleri yakınlığı ülkenin batısında göremediklerini, bu sebeple de sürgün olarak gittikleri bölgeden kopmak istemediklerine şahit olurduk. Bölge halkı kendisini dışlamayan, horlamayan, onu insan yerine koyan, asgari insani davranışlar gösterenleri hepbağrına basardı. Hele birde görevli, onun inancına saygı duyar, dini gerekleri yerine getirirse onu kardeş bilirlerdi. 

         Yıllardan beri süren bu terör belasının tek çaresi olarak gördüğümüz “İslam kardeşliği” kuru bir edebiyat değildir. Bunun uygulaması yapılacaksa orada görev yapan başta emniyet güçleri olmak üzere kamu görevlileri yapacaktır. Orada görev yapacak görevlilerin, halkın dini duyguları ile duygudaş olmaları ile sağlanacaktır. Bu başarıldığı takdirde bölgede yaşayan kardeşlerimizle aramıza sokulmak istenen nifak son bulacaktır.

          İşte sayın emniyet müdürünün merhamet çağrısı bu yüzden önemlidir. Bu daha önce test edilmiş bir konudur. İşte rahmetli Gaffar Okkan bunu yaptığı için hain kurşunlara hedef oldu.

          Yıllarca bu fikirleri savunması sebebi ile doğu ve güneydoğu Anadolu insanının gönlünde taht kuran Rahmetli Erbakan hocamız bu yüzden çeşitli zulümlere uğradı. Bu yüzden Kürt kardeşlerimizin haklarını savunduğu için hapis cezası siyasi yasağa uğrayan tek başbakan oldu.

           Günümüzün siyasetçileri, başta başbakanımız olmak üzere tribünlere oynamayı, gerçekleri görmeye tercih etmişlerdir. Bir taraftan siyasi nutuklarında “Kürt kardeşlerim” diye yeri göğü inleteceksiniz, ama haklı ya da haksız dağda vurulan insanlara acıma isteğini “siyaset yapmak” diye nitelendireceksiniz. Dağda ölen teröriste ağlamayanı merhametsizlik olarak niteleyip duygularını açıkladı diye bir memuru azarlayıp yetmiş milyon insanın gözünde aşağılayacaksınız.

            O zaman her gün terörün uzantısı diye suçladığınız Sakık’a oğlunun ölümü dolayısı ile başsağlığı dilemeniz veya “anneleringözyaşı bitsin diye feryat etmeniz samimi değil.  Uludere de, oğlu kısa zaman önce askerlerin havadan bomba atmaları neticesi ölen annenin, şehit olmak üzere olan askere gösterdiği şefkat, onu kucağına alıp gözyaşı dökmesi sizi hiç utandırmadı mı? Dağda ölen teröristin annesi oğlunu öldüren askerler şehit olunca onu kucağına alıp ağlıyorsa sizin onun acısına bigâne kalmanız merhamet seviyenizi göstermez mi?

            Terör olaylarında ölen, bu olaylara karışan dağdaki teröristlerin dağda olmasında devletin hiç sorumluluğu yok mu? Hiç hata ve ihmali yok mu? 30 sene de bu olaylara doğru teşhis koyup terörü bitiremeyen, böylece gençleri terör örgütünün insafına terk eden devletin hiç kabahati yok mu? Terör örgütü bölgede gençleri kimi zaman kandırarak, kimi zaman silah gücü ile korkutarak dağa çıkarmasına engel olamayan devlet hiç olmazsa öldüklerinde acılarını paylaşmazsa kardeşliği nasıl tesis edecek? Birazcık okusanız, mesela imam Şamil ile onu teslim alan Rus çarının hikâyesini, Rus çarının İmam Şamile muamelesini okuyun hiç olmazsa…

            İster yanlış anlaşılsın, ister doğru anlaşılsın. Sayın emniyet müdürü merhamet çığlığı atmıştır. Bu yüzden belki başı belaya girecektir. Ama insanlık için, merhamet için, belaya girmeyecek baş taşımaya değmez bir yük değilmidir?

            Selamlarımla…


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Yener Kırıkçı

    Yener Kırıkçı

    23.11.2011 12:10

    Bence 646 ve 659 sayılı KHKların anayasal dayanağı yok.Bu düzenlemelere neresinden baksanız hukuksuzlukla dolu.Milli Emlak ve Muhasebe denetiminde tecrübeli birimlerin yerine, 646 sayıı KHK ve onun 31 ekim tarihli yönetmeliği ile ikame edilmeye çalışılan sistem " vergi müfettişi olduk, bari eski yetkilerimizi koruyalım..." düşüncesi içindeki zümrenin şimdilik başarısıymış gibi görünse de, Anayasa Mahkemesinin 659 ve 646 sayılı KHK ları iptal edeceğini düşünüyorum.Yanlış hesap Bağdattan dönecek

Yazarlar

Haber İhbar