WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
CEMAAT ECEVİT'İ AKLAMAK İSTİYOR….
17.10.2012

            Son anayasa değişikliğinin ardından TBBM de kurulan darbeleri araştırma komisyonu, 27 Mayıstan başlayarak tün darbeleri araştırıyor. Her darbe için ayrı bir alt komisyon kuruldu.

           Bu alt komisyonlardan en dikkat çekeni de, 28 Şubat için kurulan komisyon olduğu anlaşılıyor. Çünkü bu komisyona, eski siyasetçiler, eski bürokratlar, işadamları, gazete patronları ve gazeteciler ile o süreçte öne çıkan darbe savunucuları ve mağdurlar dinleniyor.

          Komisyona, herhalde soruşturma komisyonu olmadığı için olsa gerek, dinlenen kişiler, sadece somut bilgiler vermekle kalmayıp, konu hakkında kendi yorumlarını da yapıyorlar. Bu yorumlarda genellikle, ya kendilerini veya çalıştıkları kurumları korumaya, onları halkın gözünde aklamaya yönelik oluyor. Bazılarının da komisyona gelerek o günlerde yaptıklarını savunacak yüzleri olmadığı için gidip bilgi vermeyi reddediyorlar.  

          Dinlenen gazete patronları, kendilerine genellikle baskı yapıldığını, onun içinde o süreçte darbeyi destekler şekilde yayın yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürüyorlar.

          Bazı gazeteciler de, hem kendilerini hem de patronlarını toplumun gözünde temize çıkarmak için, asker korkusundan darbe destekçiliği yönünde yayınlar yaptıklarını iddia ediyorlar. İş çevreleri de yine aynı teraneyi çalıyorlar. Hatta iş âlemi, 5li çete olarak ünlenen sivil toplum örgütleri de bunu söylüyorlar.

          Bazı aklı evveller de, aradan 15 sene geçtiği için o günleri halkın unuttuğunu zannederek, “başbakan Erbakan direnmedi, tankın üzerine çıkmadı. Eğer direnseydi onu destekleyeceklerini” söyleme yüzsüzlüğünü gösteriyorlar. Hâlbuki o günleri yaşayan herkes biliyor ki; MGK kararlarını imzalamamak için direnen Rahmetli Erbakan Hocamızı her gün manşetlerle tehdit edip sıkıştıran kendileri idi.

          Tansu Çiller ise; komutanları emekli temek istediğini, ancak Erbakan’ın kabul etmediğini söylüyor. Yine devamında reddetme gerekçesini de açıklıyor. Demirel’in kararnameleri imzalamayacağı için bunu yapılmadığını dile getiriyor. Aslında bu konu da hocamızın hiçte haksız olmadığını daha o günlerde herkes anlamıştı. Aklı sıra kendisini ve partisini aklamaya çalışıyor. Çünkü kendisi hem hükümette idi, hem de hükümetin altını oymakla meşguldü. Nede olsa RP’yi başarısız kılacağına dair dışarıdaki patronlarına söz vermişti.    

            Aklama gayretleri içinde birisi var ki, nedense beni hiç şaşırtmadı. Şimdilerde her ne kadar kendilerini 28 Şubat mağduru olarak yutturmaya çalışsalar da, o dönemde darbecileri ve darbeci elebaşı olan kişiyi desteklediğini bildiğimiz cemaatin, işi mecra’ndan saptırmak istediği anlaşılıyor. Cemaatin başı o günlerde doğan medya gurubu televizyonunda Erbakan’ı sevmediğini, onun hükümetten biran önce gitmesi gerektiğini, imam hatiplerin kapatılabileceğini, başörtüsünün teferruat olduğunu söylediği daha kulaklarımızda çınlıyor.

           Bu zat-ı muhterem, Demirel’e, Ecevit’e, Mesut Yılmaz’a, hatta Tansu Çiller’e methiyeler düzdüğünü, darbeci askerlerle çeşitli aracılar marifetiyle ilişkiye girerek, babasının malını verir gibi ümmetin zekâtlarıyla kurdurduğu okulları isterlerse kendilerine veya devlete vereceğini söyleyerek teslim bayrağı çektiğini hepimiz biliyoruz.

          Onun darbe destekçiliğinin en önemli delillerinden biriside, o günlerde, DSP ye verdiği destektir. Nitekim 1999 seçimlerinde onun propagandasını yapmış ve cemaatin oylarının ona verilmesini sağlamışlardır. Buna gerekçe olarak ta onun okullara destek verdiğini ve savunduğunu söylemişlerdir. Sanki Erbakan hocamız o okulların karşısında imiş gibi propaganda yaptılar.

          Şimdi hiç bunlar olmamış gibi, mağdur pozuna bürünüp meclis komisyonuna giderek mağdurları oynamaları hayret verici değil mi? Buda yetmezmiş gibi başörtülü milletvekilini meclisten kovmanın elebaşılığını yapan Ecevit’i mazur göstermek istiyorlar.  Hiçbir nezaket kuralına dikkat etmeden bir bayana haddini bildirmeyi erkeklik ve kabadayılık sayan Ecevit’in bu hareketini aklamaya çalışmaları, mümin vicdanları yaralayıp, rencide etmez mi? Eğer Ecevit bu çıkışı yapmasaymış darbe olurmuş. Yalan ve palavra..

            Artık herkes biliyor ki; bu darbeyi, ne Demirel, nede Ecevit ve diğerleri önlememişler. Eğer isteselerdi önleyebilirlerdi. Aksine hepsi de bu darbeye destek olmuşlar, darbeden sonrada makamları paylaşmışlardır. Darbeyi, ABD istemediği ve darbeciler dış destek bulamamaktan korktukları için darbe yapamamışlardır.

            Bunun esas sebebi de hocamız, bütün kışkırtmalara rağmen meşruiyet çizgisinden çıkmamış, doğru bildiğini yapmaya ve söylemeye devam etmiştir. Darbeye karşı sivil bir karşı koyuş için siyasilerden destek istemiş olmasına rağmen hiç birisi destek olmamıştır. Bunun istisnası Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu beydir. Darbenin önlenmesinin kahramanları bunlardır.

            Diğer bütün unsurlar darbeye doğrudan veya dolaylı destek olmuşlardır. Ecevit’i aklamaya çalışanlarda buna dâhildir.

            Selamlarımla…


       

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • davut

    davut

    25.11.2011 13:56

    denetmenler hakkında yapılan ve nedeni anlaşılamayan bu hınç girişimini lanetle kınıyorum. herkesin hesap vereceği günleri bekliyoruz.

Yazarlar

Haber İhbar