WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
DİNDAR GENÇLİK Mİ, SARHOŞ GENÇLİK Mİ?
17.12.2012

 

 

          
 
           Pazar günü ajanslar bir haber geçtiler. Haberde; İstanbul da ki bir alışveriş merkezinde müşterilere bedava içki ikram edilmiş. Buraya kadar hiçbir sorun yok. İnsanlar istediklerine, istedikleri ikramı yaparlar. Buna kimsenin karışmaya hakkı yoktur. Yeter ki, ikram edilen şey yasalara aykırı olmasın veya ikram edilecek kişi ikramı kabul edecek yaşta olsun.
          Bu haberde belirtildiğine göre; içki firması aralarında 8-9 yaşında ilköğretim çağında çocuklarında bulunduğu yüzlerce kişiye içki ikram etmişler. Sıraya giren çocuklarda hiçbir tepkiyle ve engellemeyle karşılaşmadan içkileri alıp, o kadar yetişkin insanla beraber içmişler. Hiç kimse bu rezalete mani olmayı aklından geçirmemiş.
         Ülkemizde her meseleye olduğu gibi bu meseleye de ideoloji gözlüğü ile bakıldığından, ülkemiz elitleri ile sözde aydınları, hayat görüşlerini alkole ve kamusal alanda kadın çıplaklığına indirgedikleri için, bu gibi davranışları bırakın engellemeyi teşvik bile etmektedirler.
         Aslında bu sadece elitlere ve aydınlara mahsus bir durumda değildir. Uzun yıllardan beri Anadolu da, cahil babalar körpe yaşlarda çocuklarını sigara ve alkole özendirmediler mi? Onların sigara içmeleri sanki erkek olmalarının bir gereği imiş gibi bakmadılar mı? Bazıları küçük yaştaki çocuklarını rakı masasına oturtup, onlara “edep erkân”öğretiyoruz diye içki içirmezler miydi?    
         Bunu yaparken de, çağdaşlık adına yapmaktaydılar. Çünkü onların kafasında, bir şeyi din yasaklamışsa çağdaşlık adına bu yasağa uyulmaması gerekirdi. Bir şeyin yasaklığını din emrediyorsa, bunu tıpta yasaklasa inadına yapmak gerektiğine inandırılmışlardı. İnsan hayatını kısmen de olsa dini kurallara uydurması laiklikle çelişmek demektir! “Çağdaş insan, içen insandır” “gerici insanda içki içmeyen insandır.”Resmi kurumlarımızda memur olanlar, içki içmiyorlarsa fırsat bulununca bunlar görevden atılır, fırsat bulunmazsa “ asosyal insan” olarak fişlenip, ilk fırsatta icabına bakılırdı.
        Son yüz senede şirazesinden çıkarılmış Müslüman toplum bunlarla mücadele etmesi gerekirken, sırf dinin emri olduğu için kullanılması “insanlık suçu” sayılabilecek, alkol ve uyuşturucuyla, resmi ideoloji nedeniyle mücadele edilemez olmuştur. Bu konuda sivil toplum örgütleri kurulmasına rağmen etkili olmaları önlenmiştir. Camilerde etkili vaaz ve nasihatlerin önüne geçilmiştir. Bunun tabi sonucu olarak ta,alkol ve uyuşturucu kullanma yaşı artık 10 yaşında altına inmiştir.
         Keza zina ve fuhuş da aynı şekilde, küçücük çocuklara kadar inmiş, okullarda her kız öğrencinin daha 14- 15 yaşında olmasına rağmen flörtü olması özendirilmiş, kızların oğlanlar için saç saça, baş başa kavga ettikleri, erkeklerin kız arkadaşları için, okul basıp adam öldürdüğü haberleri iyice artmıştır.
         Bir toplumun geleceği olan gençlerin bu gibi alışkanlıklardan uzak tutulması için ahlaklı yetiştirilmesi gerekir. Ahlak ta kaynağını dinden alıyorsa bu gibi alışkanlıkları ahlaka aykırı sayar. Kaynağını dinden almayan felsefi ahlak insanları bunlardan uzak tutmaz.
          İslam ahlak kuralları sadece insanın diğer insanlara zarar veren davranışları ahlaksızlık saymaz. Kendisine verdiği zararları da, dine ve ahlaka aykırı sayar. Felsefi ve materyalist ahlak sadece toplum düzenini düşünen dünyevi kurallar koyarken, dini ahlak insanın  kendisine, topluma ve gelecek nesillere karşı sorumluluğunu da öngörür. Bir insan “ ben içiyorsam zararı bana kimse karışamaz” diyemez. Çünkü diğer insanlara iyi örnek olmak gibi bir sorumluluğu da vardır.
         Son bir senedir sayın başbakanın dediği “ dindar nesil” bunun için gereklidir. Eğer bu çocuklara genç yaşta dinini ve dinin emir ve yasakları öğretilirse alkolizmden, uyuşturucudan, uzak tutulup kadın erkek münasebetinde ki mahremiyetin gerekliliği öğretilebilir. Genç kızlar ile genç erkeklerin aynı oda içerisinde, birbirleri ile pervasızcadavranışları ilerde telafisi mümkün olmayan olaylara sebep olacağı için açık saçık vaziyette birbirleri ile görüşmeleri yasaklanmıştır. Dinin her yasağında olduğu gibi bu yasaklarda da, insanın huzur ve mutluluğu düşüncesi ön plandadır.
        Bu son hadisede göstermektedir ki; toplum bir tercihle karşı karşıyadır. Ya çocuklara ve gençlere dinini diyanetini öğretip, onlara iki cihan mutluluğunun yol haritasını verecek, ya da batılı hayat tarzını dayatıp, alkol, uyuşturucu ve fuhuş bataklığına batmalarına göz yumacaktır.
        Yani ya dindar nesiller yetiştirip, sağlıklı toplumu oluşturacak veya sarhoş nesiller yetiştirip, gençleri uyuşturucu ve porno baronlarına teslim edecektir. Bunu üçüncü bir yolu olduğunu söylemek kendimizi kandırmak olur.
        Selamlarımla…
      
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar