
WhatsApp Haber İhbar Hattı
05304670437
Vehbi Camgöz
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ
22.12.2012
Bundan önceki yazımızda Başbakan yardımcımız Bülent Arınç’ın dile getirdiği, empatiyi konu edip, üzerinde değerlendirme yaparak, kurulu düzenin Kürtlerle ilgili pozisyonunu eleştirmiş, Kürt sorununu çözmek isteyen siyasetçi ve bürokratların başına gelenleri anlatmaya çalışmıştık.
Bu yazımızda da, Kürtler adına hareket ettiğini söyleyip, terörden beslenenlerle ilgili değerlendirme yapmazsak, meselenin analizini eksik yapmış olacağımızı değerlendirdik. Onun için, yazımızda bu konudaki düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz.
Aslında bu meselede iki taraf var. Bunlardan birisi Türküyle, Kürdüyle içine saplanılan bu lanetten, kurtulmak isteyen kesimler, diğer tarafta da, bu kardeş kavgasından nemalandığı için devamından yana olan kesimler. Bu iki kesimin çatışması kan dökülmesinin devamına, olayın çözümlenmesine engel olunmasına sebep oluyor.
Bu iki kesimin idealindeki ülke aynı değil, aralarında insana, topluma ve devlete bakış farkı var. Her iki tarafında idealleri ayrı, toplum tasavvurları ayrı olduğu için bu konuda da birleşemiyorlar. Toplumdaki Türk- Kürt, sağcı-solcu, alevi- Sünni ayrımı fay hattını besleyen aslında bu farklı toplum tasavvurundan kaynaklanıyor.
Bir taraf genel olarak toplumun tamamını kuşatacak en önemli ortak paydaya vurgu yapıp, toplumu bu tasavvur ve ideal üzerine inşa etmek isterken, diğer kesim, batılı, seküler, milliyetçi-ulusçu bir tasavvur üzerine inşa etmek istiyor. Milliyetçilik ve ulusçuluk üzerine bir toplum inşa edip, birlik ve beraberliği Anadolu gibi Osmanlı bakiyesi bir tolumda sağlayamazsınız. Bunu ancak otoriter bir idareyle ve sopa zoruyla sağlamak mümkündür. Nitekim son yüz yılda bu şekilde sağlanmaya çalışılmış ama her 10 senede bir darbe yaparak bile başarılı olunamadığı bugün gün gibi aşikâr hale geldi.
Diğer bir taraf ise; bana göre toplumu ve onun hassasiyetlerini tanıyan, bu konulara duyarlı, ortak din, ortak tarih, ortak vatan üzerine birlik ve beraberlik sağlanacağına inan kesimdir. Bunlar da milliyetçilik ve ulusçuluk yerine eskiden olduğu gibi ümmet bağı ile birbirlerine kardeş olmuş bu coğrafya insanını yeniden ümmet şuuruna çıkarıp, kardeşlik bağları kuvvetlenmiş bir toplum tasavvur etmektedirler.
Dün nasıl ümmetten ulusa, geçilip, ortak bağlar koptu, binsenelik kardeşlik zarar gördü ise, bugünde yeniden “ulustan ümmete” geçip, yıkılan, yok olan bağların yeniden kurup tesisini sağlamak istemektedirler.
Önceki yazımızda; devlet idaresinde oldukça uzun zaman hüküm yürütmüş, ulusalcı ve batıcı kesimi eleştirmiş, onların bu kavganın bitirilmesine nasıl karşı çıktığına değinmiştik. Bu yazıda da Kürtler adına eline silah alıp mücadele ettiğini söyleyen Kürtmilliyetçisi, batıcı, seküler( hatta dinsiz) Marksist bir gurubun bu mücadeleyi sürdürmek istemeleri, eleştirinin ötesinde lanetlenmeyi hak etmektedir. Fakat azda olsa bazı eski İslamcı Kürtlerin ırk asabiyeti ile terör örgütünün desteklediği siyasal partiye kaymaları çok düşündürücüdür. Devleti idare eden kesimler çözüm için çare ürettikçe, bunlar çözümü imkânsız hale getirmek için dış desteklerin yardımı ile her türlü saboteyi yapmaktan geri durmuyorlar.
Devlet geçmişte ve günümüzde birçok hatalar yapmış, içkence ve zulüm işlemiş olabilir. Bunun hesabını sormak, bu fiilleri işleyenlerle adalet önünde hesaplaşmak dururken, kendisine yapılan her hareketin ve suçun, düşmanlık saikıyla yapıldığını düşünüp, toplumu savaşa çağırmak, isyana teşvik etmek, savaşmayanları hain ilan etmek de ayrı bir sapkınlıktır.
Bu toplum çoğunlukla mazlumun yanında saf tutmayı tercih etmiştir. Kürler kendilerine yapılan işkencenin, zulmün hesabını kendileri sormaya kalkacaklarına ağır-aksak işliyor da olsa adaletten umut kesmeden haklarını arasalardı şimdiye kadar hem bu kadar insan ölmez hem de hep haklı pozisyonda olurlardı.
Ama 30 seneden beri, bu yolu terk edip silaha sarılarak silahlı propaganda yoluyla ideolojilerini dayatmaya çalışmaları çok canlara mal oldu. İşin daha da vahşi olanı ise adına hareket ettiklerini iddia ettikleri Kürtleri kendileri daha ilk günden öldürmeye başladılar. Şunu açık olarak gördük ki; 30 seneden beri ölen Kürtlerin çok büyük bir bölümü güvenlik güçleri tarafından açılan ateşle değil, terörist kurşunları ile öldü.
30 senede meydana gelen faili meçhul cinayetlerin %90ıda PKK veya itirafçıları tarafından işlendiği artık biliniyor. Devlet tarafında nasıl Kürt sorununu çözümünü isteyenlere hayat hakkı tanınmadıysa, Kürt vatandaşlar arasında, bu kanlı kavgaya tavır koyup, barışı savunanlar da PKK kurşununa hedef oluyorlardı. Halen de değişen bir şey yok.
Bu sorunun çözümü için halkın çok büyük bir bölümünün barıştan yana olduğunu en az devlet kadar PKK’nın da anlaması ve silah bırakmasından başka bir yol yoktur. Buna yanaşılmadığı müddetçe, geçmişte Kürtlere yapıldığı düşünülen işkence ve zulümler konusunda ne kadar empati yapılırsa yapılsın bir şey ifade etmez. Empati karşılıklı yapılırsa anlamlı olur. ben işkence görene empati yaparsam, karşıdaki de terörle mücadele ederken canını veren şehit yakınlarına empati yapmalıdır. Ancak o zaman çözüme yaklaşılır.
Selamlarımla...
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018