WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
ERBAKAN TABURLARI!!
29.12.2012

 

 

          Suriye de devrim ve diriliş hareketi başladığından beri, Saadet Partisi genel merkezi ile olaylara şahsen benim bakışımız farklılaştı.
          Henüz Tunus ve Mısırda İslami diriliş hareketleri başladığında olaylardan heyecanlanmış, bu hareketlerin davamıziçin iyi başlangıç olacağını öngörerek, Suriye de, de benzer olayların başlayacağını ve bunun neticesinde, zalim Esat rejiminin yıkılacağını daha olaylar başlamadan savunmuştum. Merak edenler bu köşedeki eski yazılarımızdan bunları okuyabilirler.
         Biz coşku ile komşu Suriye deki, Müslüman katili rejimin gideceğine sevine duralım, başarısı için ömrümüzü harcadığımız milli görüş hareketinin Hocamızdan sonraki liderleri, adeta bir akıl tutulması ile sırf hükümete karşı muhalefet olsun diye, bizdeki CHP’nin, ulusalcıların ve mezhep taassubu ile hareket eden aleviEsed’in yanında saf tuttular.
         SP genel merkezinden bir heyetin, zalim Beşar Esed’i makamında ziyaret edip onun kanlı elini sıkmaları bizleri ziyadesi ile üzdü. Konuyu kınayıp eleştiren bir yazı yazınca da bazı kardeşlerimiz bana sitem ettiler. Onlara göre olay benim gördüğüm gibi değildi. SP heyeti oraya arabuluculuk için gitmişti. Ama nasıl arabuluculuksa sadece rejim temsilcisi zalimlerle görüşülmüş, ama ona karşı mücadele eden muhaliflerle görüşülmemişti.
         Benim bu konuyu yanlış bildiğimi, heyetin Suriye muhalefeti ile de görüştüğünü, SP il yönetimindeki arkadaşlar ileri sürdüler. Olayın teferruatına hâkim olmadığım için bu konuyu araştırmaya başladım. Tam bugünlerde SP il kongresi için ilimize gelen SP genel başkanı Sayın Mustafa Kamalak la bir söyleşi yaparak ona sorduk.
        Sayın genel başkan da oraya arabuluculuk için gittiklerini ama muhalefetten muhatap bulamadıklarını iddia etti. Bunları da hem sitemizde haber olarak verdik. Hem de bu köşeden yazdık. Kendilerine haksızlık yapmamak için söylediklerini samimi bularak bundan sonra konunun üzerine gitmedik.
        Ancak aradan birkaç ay geçmeden bu sefer İran, dünya kamuoyunda Esed’i aklamak için, dünyadaki Suriye rejimini destekleyen odakları ülkesine davet ederek Suriye rejimine destekdeklarasyonu yayınladılar. Bu bildiriyi ülkemizden CHP heyeti, bazı ulusalcılar ve SP heyeti imzaladı. Bu bildirge açıktan Suriye deki zalim yönetimi destekleyip, Türk hükümetini de muhalif Müslümanlara destek verdiği için kınıyordu.
       Bu konuda uzun zamandan beri yazmayı düşündüğüm halde arkadaşlarım rencide olurlar korkusu ile yazmadım. Belki olayların bizim bilmediğimiz bir yönü vardır ve genel merkez ya yalanlar veya doğru şekilde yansıtılmadığını düşünüp, bir düzeltme yapar diye bekledim. Ama olmadı, aksine yapılanları sahiplenip, çeşitli saptırma izah ve mazeretlerle haklılıklarını savunduklarını gördük.
       İslam dünyasında özellikle Sünni dünyada ne kadar, Müslüman düşünür ve âlim varsa hepsi muhalefetin, daha doğrusu zulüm altındaki mazlumların yanında olduklarını açıklayıp, mazlumlar için hiç olmazsa dua ederken, Saadet partisi yöneticilerinin bu konuda sessiz kalması bizleri çok yaraladı.
        Ülkemizde eserleri ile tanınan ve milli görüşü defalarca ziyaret ederek rahmetli Erbakan hocamıza her zaman destek vermiş ünlü âlim Yusuf El Kardavi Suriye rejimine karşı muhalefeti desteklerken, ülkemizde milli görüşün devamı olduğunu savunan bizlerin zalimin yanında görüntü vermemiz İslam dünyasının dikkatinden kaçmamış.
        Suriye de zalim rejimle mücadele eden Müslüman kardeşlerinde dikkatinden kaçmamış olacak ki; bizim saadet partisi genel merkezine adeta bir ders vererek, yaptıkları silahlı mücadelede, asrımızın en önemli İslam mücahitlerinden birisi olan rahmetli hocamızın adını taşıyan mücahit taburları oluşturup, adını da “Erbakan taburları” koyarak ülkemiz Müslümanlarına ve özellikle biz saadet partililere çok önemli bir ders vermişlerdir.
       Şimdi saadet partisi genel merkezine düşen bu desten payına düşeni almak, bize düşende hiç olmazsa bu taburlarda savaşacak İslam savaşçılarına başarıları için dua etmektir.  
        Çünkü şer güçlerin bütün zorlamalarına rağmen Arap dünyasındaki İslami direnişler, demokrasi değil, İslami rejimler getirmektedir. Tunus ta böyle oldu, Mısır da böyle oldu, inşallah çok yakında Suriye de, de böyle olacaktır. Ama eğer bu inatçı politika derhal terk edilip, mazlumların yanında saf olunmazsa tarih milli görüşün bugünkü yöneticilerini affetmeyecektir. 50 yıllık İslami mücadele veren bu harekete bu damgayı vurdurmaya kimsenin hakkı yoktur.
        Selamlarımla…  
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar