WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
TERÖRÜN MALİ KAYNAKLARININ KURUTMA YASASI
18.02.2013

 

               Geçtiğimiz hafta içersisinde TBMM’de kabul edilen yasaya göre bundan böyle, teröre yardım ettiği varsayılan kişi ve kurumların malvarlıklarına el konulacakmış. Bunun için de yardım edilen örgütün BM, AB ve ABD’nin terör örgütü sayması yeterli olacakmış.

              Yasa bu haliyle yürürlüğe girerse, AB, ABD ve İsrail’in terörist saydığı kimi örgütlere yardım yapan Müslümanların mallarına da el konulması mümkün olacak. Mesela Gazze deki Müslümanlar, İsrail ve ABD ye göre terörist oldukları için bundan böyle, Filistinli Müslümanlara resmi olarak yardım yapan, özel ve tüzel kişilerin malvarlıklarına bu yasaya göre el konulabilecek.

               Bu sadece benim yorumum değil, yeryüzündeki mazlum Müslümanlara yardım yapan İslami sivil toplum kuruluşlarının da ortak endişesi. Ankara da görüştüğümüz, bu konularda duyarlılığı olan teşkilatlar ve kanaat önderleri bu endişe içinde olduklarını ifade ediyorlar.

              Nasıl etmesinler ki? Dünya küresel müstekbirlerin sömürü hegemonyasında inim, inim inleyen mazlum Müslümanlara yardım edilmesinin önüne şimdiye kadar olmadık engeller çıkaran bu çevreler yaptıkları zulme bir nebze ilaç olacak imkânların önünü kesmek için olmadık planlar yapıp uyguladılar.

             1990 lı yılardan itibaren komünizmin yerine İslam’ı düşman olarak koyan bu çevreler. Bu yıllarda zulüm altında inleyen Bosna, Çeçenistan gibi Müslüman coğrafyalara yardım eden Anadolu insanını ekonomik krizle terbiye etmek ve yardımları önlemek için 1994 krizini başımıza bela ettiler. Bununla da yetinmeyip, buralara yardım yapanları töhmet altında bırakıp itibarsızlaştırmak için içerde bir sürü dümen çevirdiler. Bosnalı Müslümanlara yardım eden Milli Görüş temsilcilerine özellikle Süleyman Mercimek beye yapılan iftiralar ve itibarsız kılma faaliyetleri hafızalarımızdan silinmedi.

            Çeçenistan’a gerek devlet eliyle ve gerekse siviller eliyle yapılan yardımlar konusunda dış güdümlü yayınları hatırlarız. Yardımı yapan dönemin başbakanı Sayın Çiller, sıkıştırılmış, hırsız yerine konulmuş, ancak “parayı verdiğim yeri açıklarsam savaş çıkar” diyerek savuşturmuştu. Çünkü örtülü ödenekten yapılan yardımın nereye gittiğini herkes tahmin ediyordu.

             Daha geçtiğimiz senelerde Avrupa deniz fener’inin yöneticilerinin başına gelenler biliniyor. Bu derneğin, dünyadaki ezilen, zulüm gören Müslümanlara, özellikle Gazze’ye yardım yaptığı için Almanların ve yerli işbirlikçilerinin yaptığı yaygara halen devam ediyor. Deniz feneri derneği mahkemelik edilmekle kalmamış, hem onun hem de onun gibi yardım kuruluşlarının itibarları sarsılmaya çalışılmıştır. Bu derneğin artık eski itibarını kazanması neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

             Eskiden bu gibi operasyonları yapmak için, senaryo yazıp, onu ülkemizdeki batı işbirlikçisi basın tarafından sahneye konulmasını sağlarken bundan sonra bu zahmetlere gerek kalmadan bu yasa sayesinde mallarına el koyacaklar.

             Ülkemiz 30 yıldan beri kanlı bir terörle mücadele ederken, bunun mali ve siyasi desteğini, AB, ABD ve İsrail’den aldığını sağır sultan bile duymuşken PKK ya verilen mali desteğin kaynağını kurutmaya hiç yanaşmadılar. Hatta ülkelerinde kendi vatandaşlarına uyuşturucu satmasının önüne bile geçmediler. Bu sayede para kazanan örgüt silah alarak masum insanları öldürürken seyirci kaldılar. Ama Siyonizm ve her türlü emperyalist sömürünün silahları ile soykırıma uğrayan Müslümanlara yardımı terörle mücadele maskesi ile önlemek istiyorlar. Bizim hükümetimizde çıkardığı bu yasa ile buna çanak tutuyor. Müslümanlara gol atıyor.

             Ak parti Bolu milletvekili Sayın Ali Ercoşkun Haber Portalımız bizbolulular.com   mensupları ile yaptığı toplantıda ilimize yaptığı ve yapmayı düşündüğü hizmetleri detayı ile anlattıktan sonra, soru-cevap faslında bu yasa ile ilgili endişelerimi sordum. Bu endişelerin yersiz olduğunu, HAMAS ile ilk kendilerinin temas kurduğunu anlatarak, bu gibi kuruluşların terörist sayılmasını tanımalarının mümkün olmadığını, kendisinin İHH ile bizzat ilgilendiğini söyleyerek, olayı geçiştirse de ben iktidar partisi mensuplarının çoğunluğunun nasıl bir yasa çıkardıklarını bildikleri konusunda kuşkuluyum. 

            Sayın Ercoşkun, bu yasa ile böyle bir uygumla yapmayacaklarını söylemiş, kendilerinden sonra geleceklerinde zaten isterlerse böyle bir yasayı kolayca çıkarabileceklerini söyledi. Hâlbuki Ak parti böyle bir yasa çıkararak gelecekte mazlum Müslümanlara yapılacak yardımı kendi eliyle imkânsız hale getirmiştir. Mesela gelecekte başka bir parti iktidara gelip, Filistinlilere yardım yapacak Müslümanların mallarına el koyduğunda diyeceği şudur; “ ben yasaya göre işlem yapıyorum, bunu da geçmişteki muhafazakârlar çıkardı”  bu durumda haksız mı olacak?   

            Aslında ak parti yaptığı icraatlarda, “benden sonrası tufan” mantığı ile hareket ediyor. Bu konuda böylede diğer konularda farklımı? Mesela başörtüsü konusunda hiçbir yasal güvence getirmedi. İktidardan gittiği gün bu sorun daha ağır bir şekilde Müslümanların sırtına binecek, ama hiç önemsemiyorlar. “biz risk alıp, sıkıntıya girmeyelim, bizden sonrası tufan” diyorlar.

             Selamlarımla…




Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar