
05304670437
Vehbi Camgöz
1. “Türk milletinin adı vatandaşlık tarifinden ve anayasadan çıkarılamaz.”
2. “Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz”
3. “milli devlet yapısı ortadan kaldırılamaz”
Yukarda tırnak içinde verdiğim metin, ülkemiz ulusalcılarının çözüm sürecine duydukları bölünme endişesi sebebiyle, engel olmak için bir araya gelerek imzaladıkları, barış karşıtı, statükonun devamından yana bir bildiridir.
Bildiriye imza koyanlar geçmişte yan yana gelmeleri mümkün olmayan insanlardı. Ne olduysa aynı bildiriye imza attılar. Gerçi imza sahiplerinden bazıları koydukları imzalardan haberleri olmadığı, kendilerinden habersiz isimlerinin yazıldığı açıklamasını yapma gereği duymuşlardır.( Halil İnalcık gibi) Ama bu bildiride adı geçen bazı sözde milliyetçileri anlamak mümkün değildir.
1950lere kadar “Türk milleti” şimdi iddia edildiği gibi etnik olmayan, etnisiteye işaret etmeyen anlamda kullanılmamıştır. Aksine yeni kurulan ulus devletin ilk kuşak idarecileri ittihatçı gelenekleri gereğince millet kelimesinietnik anlamı ile kullanmışlardır. Geçmişte, jön Türklerden önceki milliyetçilik anlayışı yerine, önce etnik sonra da şahıs milliyetçiliği inşa edilmişti. Gerçek milliyetçileri ise (M. Akif gibi) dindar oldukları için dışlarlar, sürdüler ve kendilerinin “Atatürk milliyetçisi” olduklarını söylerlerdi. O yıllardakullanılan dilde ve toplumsal projelerde( kafatası ölçümlerigibi) idarecilerin beyanları ile millet kelimesini ırk anlamında kullandıkları çok açıktır. Milli kelimesi ile dini kelimesinin aynı anlama geldiğini bildiklerinden kendilerini bu şekilde gerçek milliyetçilerden ayırdılar ve aksine düşünenmilliyetçileri tabutluklara koyarlardı.
Başbakan İsmet İnönü’nün konu ile alakalı konuşmalarında; “vazifemiz Türk vatanı içinde Türk olmayanları Türk yapmaktır.” Derdi. Devrin adalet bakanı meşhur Mahmut Esat Bozkut’un “ Türk olmayanların bu memlekette tek hakları vardır, oda Türklere köle olmak…” diyebilmiştir. Daha birçoklarının buna benzer beyanları Türk kelimesini hangi bağlamda kullandıklarını ispat etmeye yeter. Ayrıca yüzlerce, belki de binlerce mezardaki cesedin ve hastanelerdeki kadavranın kafatasının ölçüldüğü, bazı yaşayaninsanların bile kafatasına bakarak onların Türk olmadığı söylenip, dışlanırlarmış. Oysa gerçek milliyetçiler inançları gereği bu gibi ırkçı ayrımlara hiç başvurmamışlardı.
Şimdi elimizi vicdanımıza koyup düşünelim, milleti ırklara mezheplere ayıranlar, yukarda ki beyanların sahipleri değil mi? Alevilerin cem evlerinin de içinde olduğu tekke ve zaviyelerini kapatanlar değil mi? Yoksa bunları da bugünkü iktidar yaptı da bizim mi haberimiz olmadı?
28 Şubat sürecinde kendisini öne atan ve demokrasi mücadelesi verdiğini söyleyerek şöhretine şöhret katan ve verdiği mücadelenin diyetini de adeta Müslümanlara ödetmek isteyen “tank” lakaplı politikacı hala bunun aksini iddia ederek çarşaf, çarşaf demeçler verip kendini savunuyor. Daha on sene önce televizyon ekranlarında ulusalcılara, darbecileredemediğini bırakmayarak, milleten alkış devşiren bu insanın bugün, dün sövdükleri ile ( Hüsamettin Cindoruk gibi) aynı noktaya gelmesi enteresan değil mi?
Bildirinin metnine gelince, onun da ilk iki maddesitamamen dedikodu ya dayanan bilgilerin gerçek olduğu varsayımından hareketle hazırlanmış. Anayasadan Türklük kelimesinin çıkarılması söz konusu değil. Açıp baksınlar anayasada yüze yakın yerde Türk kelimesi geçiyor. Sadece 66. Madde de geçen vatandaşlık tanımı değiştirilmek isteniyor. Bu madde vatandaşların hepsinin Türk olduğunu söylüyor. Yani insanların ırkını anayasa ile belirlemek gibi bir garabet ile karşı karşıyayız. Vatandaşlık bağı ile bağlı olmak insanların kanlarını ve ırklarını değiştiremez.
Eğer bu doğru ise Avrupa vatandaşı birçok Türk artık, Alman, Fransız olması gerekir. Oysa onlar kendilerini tarif ederken “ben alman vatandaşı Türk’üm” derler. Bunu Türk vatandaşları da şöyle ifade etse; “ Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Türküm, Kürt’üm, Laz’ım, Arap’ım” derse ne olur? Tabii ki hiçbir şey olmaz. İlle de kendi ırkımızı “üst kimlik” olarak dayatmak ırkçılık değilse nedir? Kimlikleri alt- üst diye kategorize etmenin vakti çoktan geçmedi mi? Ama kocaman Prof.ler sanki Türklük kelimesi yasaklanıyormuş havası veriyorlar. İlim üretemeyen, kerameti kendinden menkul, Anadolu ya sonradan geldiği için burayı tanımayan bu insanlar kendilerinden söz ettirmek için saçma yorumlara sapıyorlar. İlim namusu bumudur?
Bu ülkede doksan yıldan beri, ulus devlet ve tek tip insan yaratma sevdası ile kan ve gözyaşı devam etti. Gene de istenilen tek tip millet yaratılamadı. İlk kez 100 yıllık bir problemin bitmesi yönünde bir ışık belirmiştir. Bu fırsatın kaçırılmasından sakınmak gerekir. Bu güne kadar ölen on binler yetsin artık. Korkmayın kanla kurulduğu söylenen bu devlet kan ve gözyaşı bitince yıkılmak yerine daha da sağlamlaşır. Milletimiz kendisine dar gelen rejimi yaşatmakiçin kardeşkanı dökülmesinden bıktı. Bundan sonra yeni insanlarımız ölmesin.
Selamlarımla…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ADAYLAR VE TARİH BELİRLENDİ
11.03.2023 - YENİDEN BAŞLARKEN
7.12.2022 - EMİN AĞABEY HAKKA YÜRÜDÜ.....
30.12.2019 - MISIR’IN YİĞİT MÜSLÜMANLARI
14.07.2019 - DEMİRELDEN SARKOZY’E KURAN DÜŞMANLIĞI!!
13.05.2018 - İKTİDAR İLE MUKTEDİRİN HİKAYESİ
22.04.2018 - ASANSÖRDE HALVET!!
6.02.2018 - TARİHTE BUGÜN!...
28.02.2018 - ESETLE BARIŞIN DİYENLER PKK İLE BARIŞIN DEMİŞ OLMUYUR MU?
12.02.2018 - TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ
9.02.2018
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
M.TINMAZ
Ziya Bey teşekkürler.Benzer bir düzenleme önce gelir idaresinde yapıldı.Önce Maliye Müf.Hesap Uzm,Gelirler Kontr.ve vergi denetmeni olan maliye denetim elemanları için yeni bir yapılanmayla tek çatı altında toplandı ve "vergi müfettişi" ünvanında birleştirildiler.Ancak çıkan mevzuatta yetki ve ücretleri yönünden merkez elemanı-taşra elemanı ayrımıyla ücretleri farklı düzenlendi ama 666 ile artık merkezde denetim elemanı veya taşrada(vergi denetmeni) olsun tüm "vergi müf" ücretleri de eşitlendi.