WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
BİTMEYEN ÇİLE: BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI
15.04.2013

 

            Ben 58 yaşına geldim. Ömrümün tamamı, ülkemiz Müslümanlarının yaşadığı başörtüsü çilesine şahitlik ederek ve çileyi bizzat yaşayarak geçti. Nice iktidarlar geldi geçti. Ama ülke Müslümanları bu çileye kalıcı bir çözüm üretmeyi başaramadı.

            Bu utandıran yasak neredeyse cumhuriyetle yaşıt. Cumhuriyet kurulduğunda memleketimizde kadın nüfusun çok büyük bir bölümü köyde yaşadığı ve kamusal alanda görülmediği için kadın kıyafeti konusu pek gündeme gelmemişti. Erkek nüfusun kıyafeti üzerindeki yasaklar koyan yasalar ise tavizsiz bir şekilde uygulanıyordu. Köyden kente gelen erkekler, kılık kıyafetini, saç ve sakalını idarecilerin istedikleri şekle sokmaya uğraşırlar, bunu başaramayanlarda ya şehre gitmekten vazgeçerler veya şehre sokulmazlardı. Bir şekilde şehre girebilenler ise jandarma karşısında hesap verirler, resmi dairelerde amir ve memurların aşağılaması ile karşılaşırlardı.

         Toplum değişip, şehirlere göç neticesi kadın ve kız nüfus kamu alanına, okullara girip çıkmaya başlayınca, devlet, kıyafet konusundaki dikkatini erkek nüfustan kadın nüfusa yöneltti. Artık zabıta erkeklerin başındaki külahla, yüzündeki sakalla uğraşmak yerine, kadınların çarşafı ve başörtüsüyle mücadeleye girişti. Yaklaşık elli yıldan beri devrim kanununu ihlal eden erkekler unutulup, kadınlarla ilgilenmeye ve yasaklanmaya başlandı. O günlerden sonra on binlerce kız öğrenci okullarından atıldı. On binlercesi okumak uğruna gözyaşı döküp, vatanlarından yaban ellerine hicret’e mecbur edildiler.

        28 Şubat döneminde sokaklarda polis copu ile dövüldüler, panzerlerin önünde kovalandılar, nezaret hanelerde, adliye koridorlarında, ikna odalarında ve bazıları da cezaevlerinde süründüler. Yılmadan usanmadan izdırap ve gözyaşları içinde inançlarının mücadelesini verdiler.

         Hayatlarından bezdiren bu mücadele dolayısı ile kendilerine bunları yaşatmayacak bir iktidarların özlemini çektiler. Seçim meydanlarında kendilerine söz veren siyasi partiler için çalıştılar. Hem iktidara gelmeleri için gözyaşları ile dua ettiler hem de sokak, sokak, ev, ev çalışıp oy topladılar ve “ başörtüsü problemini çözmek namus borcumuzdur” diyenleri iktidara getirdiler.

        Bu insanların oyları ve daha da önemlisi duaları ile iktidara gelenler; önce ipe un sererek; “başörtüsü %2,5’un meselesidir, toplum genelini ilgilendirmiyor” diyerek sorunu yok saydılar. Sorun daha da büyüyünce; “biz bu mesele için risk alamayız” dediler.  Millet kendilerini sıkıştırınca da, anayasa mahkemesinden döneceği nerdeyse kesin olan bir girişimle meseleyi kördüğüm ettiler. Anayasa da onlarca madde değişiklik yaparken bu meseleyi hiç olmazsa milletin oyuna sunmayı bile görmezden geldiler. Hep meselenin kendiliğinden çözülmesini istediler. Ya da millet kendilerine mecburen oy versin diye bir tehdit unsuru olarak başörtüsünü kullanmak için çözümsüz bırakmak işlerine geldi.

         Bugün gelinen noktada okullarda idareciler, mevcut yönetmeliklere rağmen başörtülü öğrencileri okullara alıyorlar. Kamuda isteyen idareciler, risk alarak başörtülü görevlilere göz yumuyorlar. Ama bazı okul idarecileri ve kuruluş yöneticileri de yasağı eskisi gibi uyguluyorlar. Mesela; Kırklareli huzurevinde staj yapan öğrenci müdürün hışmına uğruyor. Mesela; batmanda şoför eğitim kursunda başörtülüler sınava alınmıyor. Bu konuda her gün basın da yeni haberler yer alıyor.

         Şu anda iktidarda bulunan siyasi parti Ak parti, seçim meydanlarında verdiği sözü unutmuşa benziyor. Memleketin asırlık çetrefilli meselelerini çözmeye çalışırken başörtüsü meselesinde hala kılının kıpırdamamasını iyi niyetle bağdaştırmak imkânsız. Artık eskisi gibi vesayet odaklarından, icraatına engeller çıkaran yüksek yargıdan söz edilemeyeceğine göre yasağı kaldırmamanın gerekçesini nasıl izah edecekler. Üstelik memur-sen on milyon vatandaşın imzasını toplayıp kendilerine vermişken topu, topu iki, üç maddelik bir yasa çıkarıp bu meseleyi çözmemesini iyi niyetle izah etmek mümkün değildir.

       Bana göre bu meselenin çözümünde iktidarın ayak sürümesinin sebebi gelecek seçimlerde halkı yine yasaklar konusunda tehdit etmektir. Seçim sathı mailine girildiğinde millete “eğer beni iktidara getirmezseniz başörtüsü konusunda var olan özgürlük gider” demek için bunu yapmıyorlar. Hâlbuki bu hesaplarla uğraşacaklarına muhalefetinde desteğini alarak bu mantıksız yasağı bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kaldırmaları mümkündür. Bu konuda başta CHP olmak üzere hiçbir partinin bu aşamadan sonra muhalefet etmesi mümkün değildir. Bunu göze alamazlar. Ama bu konu yasal bir güvenceye bağlanmazsa, böylece sürüncemede kalırsa bir iktidar değişikliğinde yasak daha da şiddetli uygulanır. Bunun vebali de Ak partiye yeter.

        Selamlarımla….


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar