WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
KÜRESEL EMPERYALİSTLERE VE MAŞALARINA %50 YETMİYOR
5.07.2013

         Hem bizdeki azgın gezi ayaklanmacılar, hem de Kahire tahrir meydanındaki İslam düşmanı Firavun kalıntılarına her iki ülkedeki Müslüman iktidarların aldığı %50 oy oranlarını iktidarda kalmalarına yeterli görmüyorlar. Kendileri kendi halklarından seçim sandıklarında tokadı yedikçe sandıktan iktidar çıkma umutlarını artık iyice kaybettikleri için kuduruyorlar.

         Oysa bu sistemleri kuran egemenlerin kurallarına uygun olarak oynanan oyunda bile kendilerinin işine gelmeyince kural değiştirip hep kendilerinin kazanması için türlü desiseler deniyorlar. Bu müstekbirler kimi zaman “açık oy gizli tasnif” gibi saçmalıkları, kimi zaman kendi oylarının Müslüman oylarından daha kuvvetli sayılmasını, onlarla eşit sayılmayı zül addettiklerini çekinmeden haykırdılar. Bütün bunlardan sonuç alamayınca da yeni söylemler geliştirdiler.

          Yeni söylemleri ise evlere şenlik; “demokraside sandık her şey değildir.” Veya “seçim kazandık diye istediğinizi yapamazsınız” gibi saçmalıklar yumurtluyorlar. Küresel kâfirler ve onların yerli işbirlikçisi hainler bütün dünyada darbelere yeni parola belirlemişler. “sandık her şey değildir.” Özellikle İslam ülkelerinde elde ettikleri sömürü mekanizmalarını kaybetmemek için seçimle iktidara gelen kesimlere; “seçilsen de bize tabi olmazsan seni çalıştırmayız” mesajını veriyorlar.

         Seçime gidip halka yapacaklarını söyleyerek oy alıp iktidara gelen bir partinin programını engellemeyi demokrasi diye yutturmaya çalışıyorlar. Bir bakıyorsunuz  “doksan altmış doksan aklı biraz noksan” sarışın çıkıp, “ne yani, benim oyum dağdaki çobanla aynı mı?” diye soruyor. Bir bakıyorsunuz bir başka gün hem dünya egemenleri hem de onların yerli işbirlikçileri “seçimle gelmek her şeyi yapacağım anlamına gelmez” deyip, vesayet çıtasını daha da yükseltiyorlar.

        Aslında demek istedikleri gayet açık “ya bizim gibi olur, bizim kurallarımızdan istifade edersiniz, ya da kuralları değiştirip, sivil, silahlı vesayetlerle onlara gücümüz yoksa sokak vesayeti ile sizi çalıştırmaz alaşağı ederiz.” Diyorlar. Ne hazindir ki bu söylemi irdelemeden, süzgeçten geçirmeden bazı Müslümanlarda kendi iktidarlarına karşı dillendirmekten çekinmiyorlar. Aslında acı olan budur.

       Ülkemizdeki birçok olayda bunu gördük. Bazı İslami kesimler 28 Şubatta iktidara yapılanları doğru bulup, iktidarı eleştirdikleri gibi şimdide hem ülkemizdeki iktidarı hem de mısırda ki ihvanı eleştirerek darbecilerin değirmenine su taşıyorlar. Mısırda ezher şeyhi nasıl darbecilerin yanında durdu ise ülkemizdeki bazı etkin makam sahipleri de; “mesajınızı aldık, sandık her şey değildir” diyerek örtülü destek vermişlerdir. Sözde Müslüman selefiler’in kime kulluk ettikleri apaçık ortaya çıktı.

        Mısırda Mursi’yi “kuşatıcı olamadı” diye eleştirenler, ülkemizde Tayyip beyi “üslubu sert” diye eleştiriyorlar. Bu iki iktidarda seçimle işbaşına geldiler. Seçilirken verdikleri hiçbir sözden dönmediler ve sapmadılar. Tayyip Bey girdiği bütün seçimlerde aynı üslubu kullanmış %50 oy almıştı. Mursi de kendi programını uygulamak üzere halkın karşısına çıkmış ve %52 oy almıştı. Ama öyle anlaşılıyor ki bu egemenleri %50ler kesmiyor. Daha çok çalışıp, yüzde elli yerine yüzde yüzün oyunu alıp bu kökü dışarıda, batıya göbeğinden bağlı darbecileri siyaset sahnesinden silmek gerekiyor.

           Şimdi ağzı olan herkes “mısır la Türkiye mukayese edilemez” diyor. Ama tüm darbe destekçileri Mursi üzerinden başbakanımıza gönderme yapmaktan da geri durmuyorlar. Göndermenin de ötesine geçerek açıkta “ Mursi den gerekli dersleri çıkar” diye aba altından sopa gösteriyorlar. Hatta daha da ileri giderek halkına silah çeken mısırdaki şerefsiz darbe darbecileri göklere çıkarıyorlar. Bazılarınıza bu ifade ağır görünebilir. Ama halkına silah çekene başka nasıl hitap edilir ki?

         Darbeler konusunda dünyada çok ender ülkeler bizim yaşadığımız tecrübeleri yaşamıştır. Tıpkı bizde olduğu gibi mısırda da darbeciler önce Müslümanlar bölüp ondan sonra darbe yaptılar. Darbelerin tamamında ülkemizdeki Müslümanların bir kısmı darbecileri desteklemiştir. Bu 12 Mart da, 12 Eylül de, 28 Şubatta hep böyle oldu. Bu darbeler hep küresel patronun patronajında olduğu için aynı patron mısırda da aynı taktikle darbe yaptırdı.

         Darbeciler ve ağababaları Türkiye de bu sefer sağlam kayaya çarptılar. Bilinen taktiklerle ülkemizde darbe yapamayacaklarını son ayaklanmalarda gördüler. Ama darbe heveslerinden vazgeçeceklerini düşünmemek lazım. Aksine darbe için bundan sonra var güçleri ile çalışacaklarını öngörebiliriz. Benim düşüncem önümüzdeki mahalli seçimlerde seçim sonuçları üzerinde kuşku yaratarak kargaşa çıkarabilirler. Bu da darbe için zemin hazırlama anlamına gelir.

        Mısırdaki bu darbe ülkemiz darbecilerine yeni bir umut olabilir. Unutmayalım ki darbe yapan kesimlerin elindeki silahlar yine var. Tanklar, toplar, uçaklar yine ellerinde geçmiştekiler gibi bunlarında darbe yapmayacağına dair bir garantimiz yok. Aksine darbe yapılırsa, AB, ABD ve içerdeki bazı İslami cemaatler bunu bizde de havai fişeklerle kutlarlar.

       Selamlarımla..

       

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar