
05304670437
Vehbi Camgöz
Bir ramazan ayını daha idrak ederek “fıtır bayramına” ulaştık. Bu bayramın adı uzun zamandan beri toplumu kutuplaştırmıştır. Bu gereksiz kutuplaşmaya hem dine mesafeli duran kesimler hem de dindar kesimler çanak tutmuştur.
Dindar kesimler ısrarla bu bayrama ramazan bayramı denmesini isterken karşı taraf ta inadına buna şeker bayramı demeyi tercih ederek karşılıklı, gereksiz ve dinen hiçte önem olmayan bir mesele dolayısı ile kutuplaşmalar olmuştur.
İslam ülkelerinin birçoğunda özellikle Arapça konuşanlarda bu bayramın adı, orijinaline uygun olarak “iyd-i fıtır” olarak isimlendirilmiştir. Bunu sebebi de bu bayram namazına kadar ödenmesi, ister fakir olsunlar ister zengin müminler üzerine vacip olmasına dayanır. Ramazandan çıkıldığı için bayram yapılırmışçasına ramazan bayramı denmesi çok ta hoş bir yaklaşım değildir. Buna mukabil fıtır bayramı ibaresi dinin esprisine daha uygundur.
Sanıldığı gibi bu bayrama şeker bayramı denmesi de hatırladığım kadarı ile Osmanlı devleti zamanından, hatta Fatih Sultan Mehmet döneminden beri devam ediyordu. Yani bu isim modernleşmenin dayatması ile değil gelenekten kaynaklanmaktadır. Geleneğimize girmesinin sebebi de bu bayramda gelen misafirlere tatlı ikram edilmesi, çocuklara da şeker tutulmasıdır.
Bütün bunları yazmamın sebebi size bilgili olduğumu kanıtlamak değildir. Her bayram da olduğu gibi bu bayramda da ümmetin sıkıntıları içimizde derin yaralar açtığı için konuyu hafifleştirerek bu mübarek günde sıkıntılara sıkıntı katmaktan kaçınmak istememdir.
Ama ne kadar görmezden gelirsek gelelim, dert, sıkıntı, acı ve zulümler o kadar büyük ki değil bir bayram bin bayramı aynı anda kutlasak ta, bu sıkıntıları bir nebze de unutmak mümkün görünmüyor.
Basına intikal eden bilgilere göre, İslam dünyasında bu ramazan da binlerce insan katledilmiş. Ölenlerin ( inşallah hepsi şehittir) sayısı 3000in üzerinde ağır yaralı ve yaralıların sayısı on binlerle ifade ediliyor. İslam topraklarının çok büyük kısmı ya yabancılar tarafından ya da yabancılara uşaklık eden yerli hainler tarafından işgal edilmiş durumda. Her gün zulüm, her gün katliama uyanan ümmetin yardımına koşacak güçlü bir İslam ülkesi veya derdini anlayacak bir ortak idarecisi de yok. Her İslam ülkesi kendi zincirlerini, prangalarını kendisi kırmak durumunda kalmış, ama zincir ve prangaların anahtarı zalimlerce sıkı bir şekilde tutulmuş, hafif bir kıpırtıda silahlı güçlerle katliama uğratılıyorlar.
Geçen bayramda Suriye de, Gazze de, ırak ta, Afganistan da, Türk cumhuriyetlerinde ve Mianmar da, olanlar ciğerimizi dağlıyordu. Bu bayramda bunlara Mısır da ilave oldu. İradeleri silah zoruyla çalınan mısırlı Müslümanlar, kendi onurlarına, namuslarına, vatanlarına sahip çıkmak adına dünyanın dikkatini çekecek barışçı protestolar yapmak üzere meydanlara çıktıkları için üç yüzden fazla şehit verdiler. Binlercesi de darbecilerin ateşi sonunda yaralandı.
Demokrasi diye yeri göğü inleten sözde medeni toplumun yapılan darbe karşısında kılları kıpırdamıyor. Bırakın mani olmayı adamlar darbecileri haklı, darbeye uğrayan Müslümanları ve onların idarecilerini haksız gösterme gayretini vicdansızca, yüzsüzce sergiliyorlar.
Suriye de insan hayatı stratejik menfaatlere feda ediliyor. Bırakın gayri Müslimleri adı Müslüman, hatta İslam cumhuriyeti olan devlet tarafından bile ırki ve mezhebi çıkarlara kurban ediliyor. Kuruluş gayesinin Allah adını yüceltmek olduğunu iddia eden ve kendine Hizbullah adını yakıştıran sözde Müslümanlar bile katillerin yanında mazlum Müslümanlarla savaşmaktan çekinmiyorlar.
Hepimizin bildiği ve vicdanımız sızlayarak yaşadığımız bu olayların olduğu bir devirde bayramın nasıl kutlanacağını siz düşünün. Adı ne olursa olsun, bugünümüzde bayramların bayram gibi kutlanması söz konusu değildir. Ama hep beraber ellerimizi yaratana açıp mazlumlar için duaya vesiledir.
Hepimizin bayram gibi bayramlar kutlayacağımız günlere kavuşmamızı, mazlum ümmetimize yapacağımız duanın kabulünü niyaz ederim.
Selamlarımla….
Yazarlar
-
Ahmet TÜRKANLAİKLERE HUTBELER 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018