
05304670437
Vehbi Camgöz
Suriye rejiminin son kullandığı kimyasal bombalar, sonunda başına bela olacağa benzer. Aslında şimdiye kadar yüz binin üzerinde insan katledilmesine rağmen kılları kıpırdamayan batılılar, nedense son olayda ayağa kalkma gereği duydular.
İşin acı tarafı; bir buçuk milyarlık dünya Müslüman nüfusunun devletsiz ve başsız olması, batılıların Müslümanların kendi meselelerini çözememelerine, bu meselelerde Hıristiyan batının müdahalesine açık olmasıdır. Bundan yaklaşık elli sene önce bu coğrafyadan çıkan gür bir siyasi ses bu konuları gırtlağı çatlayana kadar haykırıp, Müslümanların kendi askeri, siyasi ve ekonomik birliklerini oluşturmaları gerektiğini duyurmasına rağmen sesini bu toplum duymazlıktan geldi.
Sadece duymazlıktan gelse, çok önemli değildi. Ama onu alaya almak dâhil her türlü itibarsızlaştırmaya sessiz kaldı. Batı 2. Dünya savaşından sonra aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakarak, kendi birlik projelerini oluştururken, geçmişte asırlarca İslam dünyasına baş olmuş, onu adaletle idare etmiş şerefli milletimizin asrımızdaki idarecileri, kendi dindaşlarını ümmet fikri etrafında toplayıp, birlik oluşturamadılar. Bunun yerine batının Hıristiyan birliğine üye olma, böylece zenginliği yakalama hayali ile batının kapısına nöbete durdular. Onlarda bizi elli yıldan beri kapılarında oyalıyorlar.
Son 50 seneden beri, Müslüman coğrafyadaki uyanış, mevcut zalim idareler tarafından katliamla bastırılırken aklı başında bir arabuluculuk yapacak teşkilatlanmadan bile mahrum olduğumuzu en acı bir şekilde, İran-Irak savaşında gördük ve yaşadık. Arabuluculuk yapıp, akan Müslüman kanını durdurmak yerine savaşan tarafları takım tutar gibi tutup, yangına benzin döktük.
Savaştan sonra azgınlaşarak sağa-sola saldıran zalim Saddam komşularını tehdit edip işgal ettiğinde buna mani olunamadığı için fırsat kollayan sömürgeciler gelip hem Müslüman kanı akıttılar, hem de mermi paralarını Müslümanlardan kat, kat fazlasıyla aldılar. Zalimi devirmediler. Çünkü onun sayesine daha çok Müslüman kanı dökmeyi planlıyorlardı. Nitekim aynı zalim bu sefer zulmünü kendi vatandaşlarına çevirerek, batıdan aldığı kimyasal silahları ülkesindeki Müslüman Kürtlere kullanarak Halepçe de binlerce masumu katletti. Ancak 2000lerde yeniden müdahale edilerek, zalimin kullanma tarihi geçtiği için hem onu hem de milyondan fazla Müslüman’ı katledip, ülkeyi parçaladılar. Başa yeni zalimleri getirip gittiler.
Kullanma tarihi geçen bir başka diktatörü değiştirmek için mısır halkı inisiyatif alıp kendi zalimlerini kendileri devirince batı bundan çok rahatsız oldu. “eğer zalim değişecekse onu da biz değiştiririz” diyerek seçimle işbaşına gelen Mursi’yi darbe ile alaşağı ettiler. yine Müslüman katliamı gene Müslümanlar paramparça..
Son üç yıldan beri Esat zalimine karşı ayaklanan Müslümanlara katliam uygulanırken sessiz sedasız bekleyen ABD son kimyasal saldırıyı gösterip güya zalime bir ceza vermek için harekete geçme kararı verdi. Ama zalimin alaşağı edilmesinden çekiniyor. Çünkü zalim giderse Müslümanların tıpkı mısırdaki gibi iktidara gelmesinden korkuyor. Bunu da açıkça söylemekten çekinmiyor.
Güya “zalimi cezalandırmak” adına göstermelik bombalama yapacağını açıktan ifade ediyor. Gelip iki gün göstermelik bombalarla dünya kamuoyunun vicdanını rahatlatmayı hedeflediğini anlamamak için izansız olmak gerekir. Çünkü Esat zaliminin kullanma tahinin henüz geçip geçmediğine karar veremediği anlaşılıyor. Öyle anlaşılıyor ki üç seneden beri akan kanı ve sattıkları silahları yetersiz buluyor.
Hükümet akan kanın artık yeterli olduğunu başta ABD olmak üzere batılılara anlatmaya çalışıp, çırpınırken hükümet içinden ve Çankaya’dan başka sesler çıkması hiçte hayra alamet değil.
Bütün bunlara rağmen Suriye ye yetersizde olsa bir silahlı müdahale zalimin tırnaklarını söküp, dişlerini dökebilir.
Bunu kesin çözümü Esat karşıtı Müslüman ülkelerin, aralarında anlaşıp, kendi askerleri ile oluşturacakları bir barış gücü ile müdahale etmeleridir. Ama bunu yapacak siyasi irade, başta ülkemiz olmak üzere hiçbir Müslüman ülkede ne yazık ki yok.
Selamlarımla….
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018