
05304670437
Vehbi Camgöz
Ak parti’nin kurucu çekirdek kadrosu yaklaşık altı yıl önce çatlamaya başlamıştı. Şarap şiirlerini seven başbakan yardımcısı Tayyip Beyi yolsuzluk yaptığı gerekçesi ile kendi partisini kurmak üzere terk etmişti. Neticede söylemleri millet nezdinde etkisiz kalınca siyaset sahnesinden silindi.
İkinci çatlak; 2007 seçimlerinden sonra, bu seçim öncesi cumhurbaşkanlığına aday gösterilen Abdullah Beyle yaşandı. Seçimden sonra ak parti veya başbakan yeni bir aday çıkarmak isteyince, başbakanla Abdullah Bey arasında soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Doğan medya gurubunun organize desteği ile düzenlenen anketlerle halkın büyük çoğunluğunun bu adaylığı benimsediği ilan edilince Abdullah Beyin adaylığına kerhen de olsa rıza gösterildi.
Ama sihir bozulmuştu. Her fırsatta hem başbakan hem cumhurbaşkanı birbirlerine karşı mücadeleye gizli açık devam ettiler. Anayasa mahkemesinin cumhurbaşkanının ikinci defa aday olmasının önünü açması da bu mücadelenin bir sonucudur. Ve cumhurbaşkanı gerekli yardımı hem CHP den hem de Anayasa mahkemesinden gördü. Hatta yeni anayasa yapılamaması da bu mücadelelere bağlanabilir. Çünkü ak partiyi komisyonda temsil edenler de, komisyona başkanlık eden makam da Tayyip beyin kafasındaki anayasaya mesafeliler.
Bu çatlama sürerken yaşanan olaylarda, gerek cumhurbaşkanı ve gerekse Bülent Arınç Bey aynı safta yer aldılar. Başbakanın kimi politikalarına açıktan karşı çıktılar. Başbakan da geri adım atmadan kendi politikasını izledi. Mesela Mavi Marmara konusunda da böyle bir sürtüşme yaşandı. Bülent Bey tıpkı cemaat gibi mavi Marmara yolcularını( şehitlerini) haksız bularak; “kimse bizden İsrail’le mücadele etmemizi beklemesin” dediği halde, başbakan bu konuda İsrail’e sert karşılık vererek ilişkileri kesti.
Diğer bir çatlak ses ise gezi olayları sırasında yaşandı. Binlerce insan günlerce başbakanın ailesine ölmüş annesine ağza alınmayacak küfürler etmesine rağmen, hem cumhurbaşkanı hem de başbakan vekili sıfatı ile Bülent Bey, eylemcileri adeta haklı görerek “ gerekli mesajı aldık” dedikleri için ilişkiler bitme noktasına geldi. Başbakan, bakanlar kurulunda konuyu gündeme getirip, tepkisini gösterince Bülent Beyin istifa ettiği, ancak istifadan cumhurbaşkanının telkini ile vazgeçtiği basında yer almıştı. Kendisinin azli gündeme gelmemiş, çünkü azil kararnamesinin cumhurbaşkanın onayı alınamayacağı düşünüldüğü için vazgeçilmiş.
Her seferinde kendisini öne atarak başbakanın politikalarını eleştirmeyi alışkanlık haline getiren Bülent Bey, son tartışma konusunda da aynı atikliği gösterince hükümetin politikasını belirlemek sorumluluğunda olan başbakan da onun beyanlarını yalanlamıştı.
Hükümet sözcüsü olmanın avantajını kullanarak özel parti toplantısına ilişkin konularda açıklama yapma hakkını kendisinde gördüğü için, parti doğruları yerine kendi doğrularını açıklamıştır. Oysa hükümet sözcüsü hükümet çalışmalarına ilişkin konularda açıklama yapar, parti sözcüsü de parti çalışmaları konusunda basına bilgi verir.
Nitekim Kızılcahamam kampından sonra parti sözcüsü Hüseyin Çelik açıklama yapmıştı. Oda tıpkı başbakan gibi kızlı-erkekli öğrenci mekânlarından rahatsız olduklarını belirtmişti.
Ama ne hikmetse Bülent Bey sadece başbakanın konuşmalarından şikâyet etmektedir. Bunu bilinçli yaptığım kanaatindeyim. Böyle bir açıklama yapmak yerine kendisine düşen istifa etmekti. Politikalar konusunda eğer hükümetle ve başbakanla anlaşamıyorsa onların değişmesini talep etmek yerine kendisi istifa etmeliydi. Etmedi, hükümetin onu azletme imkânını olmadığını düşünerek kendisine bir yol çizmiştir. Ama daha önce de olduğu gibi bu konuda da geri adım atmak durumunda kalabilir.
“Nasıl olsa cumhurbaşkanı arkamda beni azledemezler”, diye güveniyorsa buna fazla güvenmemesi lazım. Çünkü başbakana rağmen bakan olunamaz. İcap ederse, başbakan hükümetin toptan istifasını verip yeniden hükümet kurabilir. Buda sadece birkaç saat içinde yapılabilir. Bundan da zannettiği gibi Tayyip Bey zararlı çıkmaz.
Bülent Bey bu öğrenci evleri konusunda acaba neden bu kadar fevri davranıyor? Bu uygulamalardan cemaat evlerinin de zara göreceğini düşündüğü için bu tavrı gösteriyor olmasın?
Selamlarımla…
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018