WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
BU TELAŞ NEDEN?
31.12.2013

       Fethullah hocanın telaşlanması için bir sebep varı? Yaşanan yolsuzluk soruşturmalarını yapan, dedikleri gibi devlet içindeki kendilerine bağlı odaklar yoksa yaşananlar kendilerinin bir tuzağı değilse bu telaş niye? Acaba olayın hem iktidarın hem de yargının kucağına bırakılmış bir bomba olduğunu bildikleri için, kendi ellerinde patlamasından mı korkuyorlar?

         Mademki bunun sadece bir yolsuzluk olayı olduğuna inanıyorlar, bıraksınlar yargı kendi içinde tartışarak doğrusunu bulsun. Neden savcıyı polisi savunma gereği duyuyorlar? Mademki yargı içinde kendi yönlendirmeleriyle hareket eden kimse yok, yargıdaki bölünmelerde neden taraf olup, bir tarafı suçlayıp, diğer tarafı haklı çıkarmak için ellerindeki medyayı sırf buna teksif ediyorlar? Bıraksınlar, başsavcı mı haklı, savcı mı haklı yargı organları karar versin?

         Hem bunun sadece yolsuzluk takibi olduğuna inanıyorlar, bıraksınlar da bunu devlet, yargı ve olayın şüphelileri düşünsün. Şüpheliler yargıya gidip hesap verirler. Eğer yargıya dedikleri gibi idarenin bir müdahalesi varsa bunu kendileri mi çözecek? Demokratik ve laik bir ülkede yolsuzluklar konusunda meydana çıkan anlaşmazlıkları çözmek İslami cemaatin işimidir? Kendiişleri güçleri yok mu da bunu kendilerine iş ediniyorlar?

         Benim taaccüp edip, yıllardan beri cevabını bulamadığım şey; herhangi bir memlekette faaliyet gösteren bir dini cemaate, herhangi bir devlet, göz yumar mı?  Daha kuruldukları ilk günden beri memleketin iç ve dış politikasını, eğitimini yönlendirmesine izin verir mi? Sık, sık yazdığım gibi daha geçen yüzyılın başında bu cemaatin ilk kurucusu olan zatı muhterem politik figür olarak neden ortaya çıktı? Madem politikayı yönlendirmeyi bu kadar seviyordu, politikayı neden kötüleyip durdu? Yoksa oda Müslüman milleti politikadan soğutup, memleketin siyasetini gayrı İslami çevrelere bırakılması için yabancıların projesi miydi? Nitekim 1970lere kadar Müslümanları oların söylemleri siyasetten soğutmuştur.

         Yanlış anlaşılmasın cemaatinde politikada bir baskı aracı, bir figür olmasına karşı değilim. İstedikleri siyaseti yapabilirler, isterlerse parti kurarlar, istemezlerse kurulu partilerden birini desteklerler. Bunu zaten zaman, zaman yapıyorlar. Buna hiçbir itirazım yok. Sadece yaptıklarını açıklıkla yapsınlar, şeffaf olsunlar. İstedikleri siyasi partiyi desteklediklerinde bunu gizlemesinler. Diğer cemaatler bunu yaparken açıkça mertçe yapıyorlar. Onlarda açıkça yapsınlar. Siyasete tuzak kurarak onu yönlendirme sevdasına kapılmasınlar.

           Geçen seçimlerin arifesinde, önce CHP genel başkanına kurulan kaset tuzağında, MHP idarecilerine icra edilen dinleme ve izlemelerde gözler neden hocanın cemaatine yöneldi? Baykal “Pansilvanya bana kendilerinin ilişkisi olmadığını söyledi” diye neden açıklama yaptı? MHP genel başkanı açıkça  “okyanus ötesinin operasyonudur” neden dedi? Daha sonra hocaları, geçmiş yollarda birisine tuzak kurulmak istendiğini, fakat kendisinin ona mani olduğunu hangi sıfatla açıkladı? Cemaatin işi tuzakları önlemek midir? Eğer sen işin içinde değilsen tuzak kurulduğunu nasıl haber veriyorlar? Polis misin, istihbaratçı mısın, yoksa dini bir cemaat misin? Kendi ağzınla bu gibi işlere teşne olduğunu hangi cesaretle ifşa edersin?    

            Bir cemaatin kendi mensuplarının devlet kademelerinde yer bulmasını isteme hakkı vardır. Hatta bunun için özel bir gayrette sarf eder. Ama devlete giren herhangi bir teşkilat mensubu kamu görevini cemaat tarafgirliği içinde yapamaz. Bu cemaate mensup olduğunu bildiğimiz kamu görevlilerinin birçoğu, değil kamudaki amirini, evde anasını ve babasını bile umursamadıklarını biliyoruz. Belki abartı sayabilirsiniz, ama öylelerini tanıyorum ki, anne ve babasına karşı gelip, onlara isyan edip, cemaat için aile bağlarını koparabiliyorlar. Bu insanlar, anne ve babalarını cemaat uğruna feda ettikten sonra amirini, uymak zorunda olduğu mevzuatı dinlerler mi?

        Gerçi cemaatin yeni fetvalarına göre hocanın yaptıklarını anlamaya İmam-Hatip kültürünün yetmeyeceği ilan edilmiş olsa bile, biz yinede bizim bildiğimiz İslam da müminler için; anne baba, imanlıysa Allaha ve ahret gününe inanıyorlarsa onlara itaat zorunludur. Yine bizim inandığımız İslam da kendi memleketinin imanlı idarecilerinin yani ululemr’in otoritesine karşı çıkıp, Allahın her günü Müslümanları katleden İsrail’i otorite olarak ilan etmek yoktur. Bunu kabul edecek derecede mankutlaştırılmayı artık bu millete benimsetmelerinin mümkün olmadığını anladıkları içim mi milletle köprüleri atıyorlar?

          Ben endişelerine hak veriyorum. Bu kadar istismarı yürütmelerinin mümkün olmadığını gören küresel patronları tıpkı diğer vesayet odakları gibi bunları da devlete karşı intihar komandosu gibi kullandıklarının farkındalar. Hakan fidanın kellesini kendilerinden isteyen otoriteleri onların gücünü aşan talepleri peşi peşine sıralamaya başlayınca yalpalamaya mı başladılar?  Bütün endişelerinin bundan kaynaklandığını düşünmemiz çok mu mantıksız?  Yaşananların bu sıkıntılardan olduğunu, uzun zamandan beri bunu hissettiğimizi söyleyelim.

         Okuyucularımız; “gene lafı Erbakan’a bağlamış” diyecekler, ama varsın desinler, bu da bizim kusurumuz olsun. Gazeteci Yalçın Bayer’in beyanına göre; rahmetli Erbakan hocamız 2004 yılında “ Tayyip daha çocuk işi göremiyor. Yakında İsrail kendisinden desteği çekince, cemaatle dershaneler yüzünden araları açılacak” dediği iki gündür sıkça yazılıyor. Onun ileri görüşlülüğünü zaten bildiğimiz için bu bizlere sürpriz olmadı. Allah gani, gani rahmet eylesin. Başbakanımıza da geçte olsa bunları gayelerini anlayıp, mücadeleye başladığı için Allah yardım etsin.

         Selamlarımla…     

       


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar