WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
BEDDUA SEANSLARI
22.02.2014

           Bugünlerde dualar, beddualar, temenniler ve siyaset mühendislikleri gırla gidiyor. Dua müminler için Allaha inancın olmazsa olmazı iken, bedduadan sakınılması gerektiği her mümine öğretilmiştir.  Bugünlerde beddua sevilmeyen muarızların haklılığına, haksızlığına bakmadan başvurulan bir ritüel oldu. Allah müminlere haklı oldukları konuda, Allahtan dileklerini dile getirmelerini emretmiştir. Haksız konulardaki dileklerin nazara alınmayacağını her idrak sahibi bilir. Onun için Anadolu insanı haksız ve yersiz Allaha dua ve beddua etmenin “somun yağdırma” duasına benzeyeceğini irfanı ile dile getirmiştir.

           İşte bu somun dualarını bugünlerde cemaatiyle, âlimi ve cahiliyle birçok insan yapıyor. Bir bakıyorsunuz birisi, cemaatin en irisi, çıkıp “Allah muarızlarımızın evine ateş salsın, onları perişan etsin” diye ellerini kaldırıp beddua ediyor. Başka sefer, ihlâs ile beddua edilmediği için “uzun adamın ölmediğini” söyleyip fırça atıyor.

         Allah’ı (c.c) kendi siparişlerine hâşâ memur zannediyorlar. Peygamberi de sadece kendi yanlarında ve sadece kendi davetlerine icabet eden icapçı(hâşâ) sayıyorlar. Bunun İslam fıkhındaki hükmünü vermek bana düşmez. Ama ne dine, ne akla, nede vicdana uygun olmadığını söyleyebilirim.

        İslam tarihi boyunca dini ve kutsal değerleri kendileri için tekelleştiren, onları kendi çıkarları için kullanan birçok guruplar gelip geçmiştir. Ama hiç birsinin aklına gelmeyecek şekilde peygamber su-i istimali örneklerini bu cemaat veriyor. Gün oluyor Efendimizi konser dinlemeye, yarı çıplak ergen kız çocuklarının on binlerce erkeğin önünde raksını seyretmeye geldiğini iddia edebiliyorlar. Gün oluyor, cemaat lehine, tivit atmaya çağırdığını söylüyorlar. Gün oluyor, efendimizin başbakanı tokatladığını ve Türkiye’nin sorumluluğunu F.G ye verdiğini rüyada gördüklerini iddia ediyorlar.

         Bütün bunlarla yetinmeyip, zırvada sınır tanımadan peygamber (s.a.v)i dizi oyuncusu mesabesine indirip, onu dizide oynatmaya kalkıyorlar. Peşinen şunu söyleyelim ki; bu kadar istismara bugüne kadar hiçbir topluluk cesaret edememiştir. Başbakanımız bunları Selçuklu dönemindeki Hasan Sabbah gurubuna benzetti. Ama okuduğum kadarı ile onlar bile bu kadar istismara cesaret edememişlerdi. Kim bilir belki de, onların arkalarında bugünkü süper güçler olmadığı için düşünmelerine rağmen bu istismarı yapmaya cesaret edemediler. Olaya böyle bakınca bu benzetmenin haşhaşilere haksızlık olduğu insanın aklına geliyor.

           Benim tarihte okuduğum kadarı ile Müslümanlar arasındaki hiçbir anlaşmazlıkta, kavgada ve hatta savaşta, bir Müslüman gurubun karşısındakiler için beddua seansı düzenlediğine rastlamadım. Ama günümüzde cemaat tarihe yeni bir bakış ekledi. Mücadele ettiği hükümete ve iktidar partisi mensuplarına beddua seansları başlattı. Bunun startını da cemaatin okyanus ötesindeki lideri verdi. Bunu hem televizyonlarda hem de sosyal medyada günler buyunca izledik.

            Ama bu onları kesmemiş olacak ki; cemaatin bütün yurtiçi ve yurtdışındaki okullarında, dershanelerinde, evlerinde sistemli beddua seanslarına başlamışlar. Toplu olarak beddualarını yapıp, herkesin yüzlerce defa “tebbet” suresini okumasını emretmişler. Malum bu süre azgın İslam düşmanı Ebu Leheb ve karısı için inmiştir. Kuran da yer alan bu surede; “Ebu Leheb’in elleri kurusun” diye beddua edilmektedir.

          Cemaate göre Başbakan eşittir Ebu Lehebtir. Bunu hiçbir imanlı vicdanın herhangi bir Müslüman için düşünemeyeceğini sanıyordum. Ama yanılmışım. Zaten beni bu cemaat bu konularda hep yanıltmıştır. Bu gidişle daha da çok yanıltıp, duymayı ummadığımız birçok şeyi bize duyuracak gibi.

         Benim şahsen en büyük çekincem, bazı insanların bu dua ve beddualardan sonuç alınamayacağını görüp, işi kavli duadan fiili duaya dönüştürmek istemeleridir. Umarım bu çılgınlığı yapıp, ülkenin ufkunu karartmaya yeltenmezler, başbakanın başına, Nizam’ül Mülk’ün başına gelenler gelmez.

          Selamlarımla….            

   

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar