
05304670437
Vehbi Camgöz
Aslında normal şartlarda olsa bu soruyu soran bir kişiyi bu ülkede tımarhaneye kapatırlar. Ama bugünlerde öyle anormallikler yaşanıyor ki; bırakın demokratik hukuk devletini herkesin her gün aşağıladığı muhayyel “muz cumhuriyetinde” bile olmayacak şeyler oluyor.
Hepimizin hatırlayacağı gibi ülkemizde vesayetin at oynattığı her dönemde vesayete adeta kol kanat geren, hukuki destek veren kurumların başında AYM geliyordu. Bu güne kadar yapılan darbelerde anayasa mahkemesi hep darbeci vesayetçilerin işini kolaylaştıran kararlar verdi. Mesela darbecilerin siyaset yapmasını istemediği, İslamcı siyasetçiler ve Kürt siyasetçilerin önünü kesmek için sayısız İslamcı ve Kürt partisi kapatıldı.
2007 yılında hukuk tarihine yüz karası olan meşhur 367 kararı alınarak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından daha önce uygulanan, cumhurbaşkanı seçimi için toplantı yeter sayısına kadar müdahale etti. İddialara göre bunu da bazı muvazzaf askerlerin telkini ile yapmış. Bugün o dönemdeki AYM üyeleri dâhil hiçbir hukukçu bu kararı savunamıyor.
Yine TBMM tarafından başörtüsü yasağına son veren anayasa değişikliğini, vesayet odaklarının telkini ile bütün hukuk kurallarını altüst ederek iptal ettiği hep yazıldı, çizildi. Yine bu kararın hakka ve hukuka uygun olduğunu aklı başında hiçbir hukukçunun savunduğunu görmedik.
2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile yargı yeniden yapılandırılırken HSYK üyelerinin seçim sürecine müdahale edip, tek, tek oylama yerine liste oylaması getirerek adeta HSYK’nın paralel yapının eline geçmesinin önünü açtı. Bunu hukuki gerekçelerle mi, yoksa bugünlerde iddia edildiği gibi paralel yapınınetkisiyle mi yaptığı hususu kuşkuludur.
Ama ak partinin kapatılma davasının sürdüğü dönemlerde AYM başkan ve üyelerinin dinlendiği basına yansımıştı. Hatta bazı yorumlara göre o dönemde paralel yapı ve iktidar kanka vaziyetinde olduğu için iktidar partisini bu dinlemelerin kurtardığı fısıltı gazetesinde yayınlanmıştı. HSYK kanununun da bu sebeple iptal edilmiş olabileceği insanın aklına ister istemez geliyor.
Hükümetle paralel yapı arasında kavganın belirtilerininbaşladığı MİT mensupları operasyonundan sonra AYM kararlarında yine anormallikler gözlemeye başlandı. Nitekim mevcut cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin yasa maddesi iptal edilerek adeta başbakanın Çankaya yolunu kesmeye dönük bir gayret gösteriliyor imajı ortaya çıktı.
Başbakandan umudu kesen paralel yapı, cumhurbaşkanını onun önüne rakip çıkararak siyasi bir hamle yaptırmış şüphesini yarattı. Bu karar ile demokratik bir hakkın verilmesinden çok geleceğe dönük siyaset mühendisliği yapıldığı siyaset çevrelerinde yorumlandı. Ama yeniden yapılandırılmış yüksek mahkemeye ve onun başkanına kimse böyle bir mühendisliği yakıştıramadı. Karar üzerine kuşku gölgesi düşürmeyi kimse açıktan telaffuz etmedi.
Sosyal medyaya ilişkin bu son karar; iktidar partisi mensupları için bardağı taşıran son damla oldu. Başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü açıktan “AYM vesayet odağı konumuna gelmiş ve durumdan vazife çıkarmıştır” deyiverdi. Hükümet son birkaç aydır paralel yapı ile mücadeleye hazırlandığı için bu kararın arka planında ne olduğu ve ne anlama geldiğini daha iyi anladığını kamuoyuna duyurma ihtiyacı hissetmiş olabilir.
Bu konuda hükümeti kuşkulandıran diğer bir gelişme de, seçim akşamı CHP adayı Mansur Yavaş “eğer seçim aleyhimize sonuçlanırsa anayasa mahkemesine başvuracağız” demesidir. Kendiside hukukçu olan Mansur Yavaş YSK kararlarının kesin olduğunu bildiği halde neye güvenerek bu açıklamayı yaptı? Doğrusu kuşkulanılacak bir durumdu. Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıç’a bu soru sorulduğunda bunun anayasaya göre mümkün olmadığını açılamak yerine başvuruyu beklediklerini ilan etmesi şüpheleri doruk noktasına çıkardı.
Bunu üzerine başta başbakan, adalet bakanı, gazete yazarı hukukçular bunun mümkün olmadığını başvurunun kabul edilemeyeceğini eğer edilir de seçimlere ilişkin bir karar verilirsebunun, yüksek mahkemenin harakiri yapması anlamına geleceğini ifade ettiler. Daha önce de 367 kararından önce böyle yorumlar yapılmıştı. Ama bilindiği gibi ülkeyi kaosa sürükleyen böyle bir karar verilerek meclisi sistem değişikliğine zorladılar.
Eğer şimdide anayasaya açıkça aykırı olan seçimlerin iptali konusunda bir karar verilirse ülke yeniden kaosa sürüklenecek, böylece gelenek bozulmamış, her defasında olduğu gibi bu defa da cumhurbaşkanlığı seçimine kaosla gidilmesine sebep olunacaktır.Ama ben Melih beye rağmen böyle bir kararı çok zayıf bir ihtimal olarak görüyorum. Siyasetin bütün inceliklerine! Vakıf bu siyasetçi bütün bunların tedbirini almış olabilir.
Selamlarımla..
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018