WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
SİYASİ YELPAZEDEKİ BOŞLUK
1.05.2014

           Ülkemizde siyaset üreten partilerin tamamına yakını, batıcı politikaları benimseyip, insanımıza bu değerler üzerinden hizmet etmek istemektedirler. Bunun için gerekçeleri de adına demokrasi dedikleri aslında Hıristiyan değerleri olan sözde evrensel değerlerdir.

           Geçmişte eksiğine ve noksanına rağmen, milli ve yerli siyasi program üretim hizmet hedefleyen parti, hem içindeki odaklar hem de dışarıdaki mahfeler tarafından ortaklaşa yok edilmek istendi. Bunda da başarılı olundu. Artık siyasetimizde milli ve yerli değerleri savunmak küçültülmüş bir iki partiye kaldı. İri partiler, ya batının icat ettiği ulusalcılığı, ulus devleti ve milliyetçiliği savunuyor veya beynelmilel kapitalizmi ve onun siyasetteki iz düşümü olan “demokrat muhafazakâr” lığı savunuyorlar.

           Ülkemiz insanı çok ihtiyaç duymasına rağmen sosyal adaleti savunan sol ve sosyal demokrat oluşumlara kendi değerlerinden çıkmadığı için pek itibar etmiyor. Kapitalizmi savunan politikacıların milli değerlere görünüşte de olsa saygılı davranmaları, ama sol kesimin bunlara ilgisiz kalması ülkemiz siyasetinde çok ters sonuçlara sebep oluyor.

          Bütün dünyada emeği, adaletli gelir dağılımını savunan sol partiler, fakir kesimlerin oyunu alırken, ülkemizde bunları savunduklarını söyleyen partiler en zengin kesimlerden oy alabiliyorlar. Şehirlerin varoşlarında sol partiler yok iken, gelirleri yüksek kesimlerin semtlerinde oy almalarını gecekondulardaki inanların cehaleti ile açıklanamaz. Bunun başka bir sebebi olup olmadığını sol kesimler araştırma zahmetine katlanmıyorlar.  

         Ülkede bugün muhafazakâr ve kapitalist partilere oy veren yoksul kesimler; “bu dünyamız zaten gitti imanlı insanlara oy vereyim de öbür dünyam batmasın” anlayışı ile hareket etmektedirler. Bu zalim ve fasık dairenin kırılmasına siyasi çözüm üretmekte ülkemiz siyasetçilerine düşmektedir. Ama son elli yılda ülkemizin kendi değerlerine Fransız olan sol siyasetçileri emeğin, adaletin ve adil bölüşümün bekçisi olacaklarına kurulu rejimin bekçiliğini tercih ettiler.

         1970lerin başında siyasete yeni bir soluk olarak çıkan ve ülkemiz insanının hem maddi hem de manevi fukaralığını dert edinen milli görüş destansı bir mücadele vererek Anadolu halkının maddi ve manevi kalkınmasını hedef edinmişti. Bu mücadelenin büyük bir zaferle neticeleneceğini görenler, bu partiyi yok etmek için yeni planlar sahneye koyup, son 12 senede bilinen siyasetleri yaşattılar.

         Bu fakir çok uzun senelerdir, ülkemizde adil bölüşümü, emeği savunan halkın değerlerini de iktidara taşıma gayesi güden bir partinin başarılı olacağına inanıyorum. Rahmetli Erbakan hocamız bunun en önemli temsilcisi olarak hizmetlerini ifa etti. Bu konuda hem dünya egemenlerinin hem de ülkemiz egemenlerinin düşmanlığından hiç çekinmedi. Ama içinden bölünmenin önünü alamadı. Bu bölünme bu kutsal davayı geçicide olsa sekteye uğrattı.

        Şimdi geldiğimiz noktada artık yeni bir soluk ve programla bu mücadeleye kalınan yerden devam edilmesi zorunlu oldu. Milli görüşün mirası üzerine gece kondu gibi kurulan İngiliz tipi muhafazakâr demokrat ideolojilerle Hz. Ömer Adaletini ve sahabe ahlakını kurmanın mümkün olmadığını son birkaç ay bize apaçık gösterdi. Çare yeniden milli görüş……

          Ancak özellikle rahmetli hocamızdan sonra milli görüş hareketinin merkezine hâkim olan azınlıkla bunu başarmak hayal bile edilemez. Ülkemizde Erbakan ismine rağmen milli görüş hayal edenlerden bu parti derhal temizlenip genç, dinamik kadrolarlara bu kervanın hak yola yeniden düzülmesi biz Müslümanların görevidir.

          Saadet partisinin mayıs kongresi bu açıdan önemlidir. Umarım 50 yıldır partinin kaptan köşküne çöreklenmiş kişi buna engel olarak bu hak yürüyüşü engellemez. O da geçmişte beraber siyaset yaptığı Recai beyi İsmail Müftüoğlu ve daha birçok değerli insan gibi düşünürler.

         Karunlaşmama taahhüdü ile gelenler Karunlaşmanın fena bir şey olmadığını, para ve iktidar gücünün cazibesini keşfettiler ve koşarak gittiler. Bu evrensel taahhüdü yapıp buna sadakatle bağlı kalacak ilkeli sosyal adaletçiler aranıyor. Bu arayışa cevap verecek kadrolar geleceğin mutlu Türkiye’sini bu ocakta kuracaklar. 

         Selamlarımla…     

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar