
05304670437
Vehbi Camgöz
Bundan tam 54 yıl önce, milletin iradesi ile iktidara gelmiş bir başbakanı ve bakanları uydurulmuş yalanlar ve bulunamayan delillerle astılar. Üstelik kendilerine Atatürkçü diyen darbeciler, Atatürk’ün yaptığı anayasayı mülga sayarak, ıskat ederek bunu yaptılar.
Her darbede olduğu gibi bu ilk darbede de Atatürk paravan olarak kullanıldı. DP iktidarı, Atatürk’ü koruma kanunun çıkarmışken, DP lideri Celal Bayar “Atatürk seni sevmek milli bir ibadettir” demişken bunu yaptılar. Aslında bu durum bile ülkemizde darbe yapmak için bir gerekçeye gerek olmadığını göstermek açısından ibret vericidir. Çünkü isteyen istediği gerekçe ile darbe yapabiliyor.
Ülkeyi 1923-1950 arasında demir yumrukla idare edip, halkı olabildiğince ezen, onu maddi olarak kuru ekmeğe muhtaç edip, manevi olarak Allah demeyi yasaklayan zihniyet, halk tarafından iktidardan indirilmeyi hazmedemediği için darbe rejisörlüğü yaparak bunu sağladı.
1950 yılında halkın çoğunluğunun oyu ile iktidara gelen DP’nin başarılı olamayacağı hesaplanarak seçimden sonra iktidar devredildi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. DP iktidarı hem maddi hem de manevi açıdan o güne kadar yapılmamış atılımları yaptı. Uzun zamandan beri yasaklanmış bulunan ezan yeniden aslı gibi okunmaya başlanmış, memleketin her yanı şantiye alanına dönmüş ve milletin kursağına ekmek gitmeye başlamıştı. Ben ilkokula başladığım da darbe oldu. Onun için bunları hatırlayabiliyorum.
Memleketteki bu müspet gelişmeler, sömürmek için kuruluşuna müsaade ettikleri devletimizin ve halkın gelişmesi batılıların işlerine gelmediği için, NATO vasıtası ile kendilerine bağlı bulunan orduya CHP’nin de yardımı ile darbe yaptırdılar. Bu darbeden sonra yapılan tüm darbeler de aynı mantık ve aynı anlayışlar tarafından yapıla geldi.
Batı ve onun patronu küresel düşman olarak kimi görüyorsa o kesimleri bahane ederek darbeleri yaptırdı. 12 Mart, 12 Eylül komünizm düşmanına karşı, 28 Şubat ve daha sonra yapılan darbe girişimleri İslamcılara karşı yapıldı. Aslında darbe yaptırmakla bir taşla birkaç kuş vuruyorlardı. Darbeciler vasıtası ile boynumuza geçirdikleri sömürü halkasını her seferinde biraz daha sıkıştırmakla kalmıyorlardı. Darbeye gerekçe hazırlamak için bizi bölüp birbirimize kırdırıyorlardı. Böylece hem maddi hem de manevi yönden bizi bitiriyorlardı. Millet olarak kutuplaşarak birbirimize düşman kesilmemiz birliğimize onulmaz yaralar açmamız uzun süre kendimize gelmemize engel oluyordu. Bu kırılmaları bugünde en şiddetli bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz.
Hepsinden önemlisi de geçmişte darbe yapıp başarılı olanlara yakın zamana kadar darbecilerden hesap sorulamadığı için, bu kişiler orduda görev yapan subaylara hep “rol model” oldular. Darbecilik kahramanlık ve kurtarıcılıkla eş değer sayıldı.
Bu köşeyi takip edenlerin hatırlayacağı gibi son zamanlarda toplum karşısında konuşan her kes “artık bu memlekette darbe olmaz” diye söze başlıyorlar. Ben bu değerlendirmeye hiç inanmadım, hiç ciddiye almadım.
Bana göre darbe tehlikesi hiç bitmedi. Yanı başımızda Avrupa gibi tarihi sömürgeci bulundukça, ülkemizin de hem emek hem de zengin kaynakları bulundukça, bunlar sömürgecilerin iştahını kabarttığı için darbe her zaman yapılabilir. Üstelik içimizde darbeyi siyasi rakiplerini yenmek için en kestirme yol sayan anlayışlar her fırsatta darbeleri kışkırttıkça darbe tehlikesi hep olmaya devam edecektir.
Dün seçimle iktidara gelemeyeceğini bilen muhalefet partileri toplumsal zemini darbeye hazır hale getirirlerdi. Bugün başından ABD ve Avrupa’ya bağlı olduğunu başbakanın söylediği paralel yapı ile darbe girişimleri yapılıyor. Kendilerine bağlı yargı elemanları ile yassı ada iddianamelerine benzeyen fezlekeler hazırlıyorlarmış. Başbakan bunları açıkça ilan ederken hala nasıl oluyor da “ bu memlekette artık darbe olmaz” diyebiliyorlar şaşıyorum.
Selamlarımla…
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018