Vehbi Camgöz

          Ülkemizde araştırma şirketleri çıkalı beri kamuoyu yönlendirmeleri çok daha kolaylaştı. Bu şirketler kurulmadan önce yönlendirmeler basın marifeti ile yapılıyordu. Ancak basının yönlendirmeleri tarafsızlığı konusundaki güven bunalımı dolayısı ile eski etkiyi sağlamamaya başlamıştı. Oysa anketler henüz yeni bir tarz olduğu için daha güvenilir bulunuyordu. Kamuoyunu kendi amaçları yönünde yönlendirmek isteyenler için ideal bir araç olmaya başladı. Sanki anket yapılmış gibi masa başında anketler yapılmaya başlandı.

        Benim duyduğum ilk masa başı anketi 1994 yılı mahalli seçimlerinden önce şimdi ismini vermek istemediğim bir şirket ve iki belediye başkan aday adayı tarafından kendi genel merkezlerini adaylıklarına ikna etmek üzere yapılmıştı. Nitekim bu siyasetçiler genel merkezlerini ikna ederek aday oldular ve kıl payı da olsa seçimleri kazandılar. Onun için yaptıkları bu anket yönlendirmesinin “masa başı anketi” olduğu konusu pek tartışılmadı.

        Yönlendirmenin başarılı olması daha sonra 1997- 2000 yılları arasında fazilet partisi içindeki ayrışma konusunda çok yapıldı. Hatta bunun için Ankara da bir anket ve araştırma şirketi dahi kuruldu. Bu şirketin daha sonra batan bir mağaza zincirinin finansmanı ile kurulduğu dedikodusu çıkmıştı, mağazalar batıp gitti ama bu şirket halen devam ediyor.

       Bu şirket aracılığı ile tam üç sene milli görüş partisindeki gelenekçi- yenilikçi kavgası ve bölünmesini teşvik eden, bazen masa başı, bazen araştırma yapılarak hep bilgi bombardımanı yapıldı. Netice malum, parti bölünüp içinden yeni parti çıkarıldı. Bu partide, eski ideolojisini reddettiği için küresel ve yerli egemenlerin desteği ile iktidara geldi.

      Ancak partiyi batı tıpı idare tarzı ve batıcı politika izleme yönünde düzenleyen baş aktör bugünkü cumhurbaşkanı ve yanındaki bazı politikacılardı. Bu durum 2007 yılına kadar ağır-aksak devam etti. Daha sonra yerli düşünce eseri politikalar, özellikle dış politika izlenince bundan rahatsız olanlar ülkeyi hem dışta hem içte sıkıştırmaya başladılar.

      Şimdi böyle bir çalışma ile iktidara gelen iktidar partisi geçmişte kendisinin uyguladığı metotla yeniden dizayn edilmek isteniyor. üstelikte hem basın yoluyla, hem de bazı araştırma şirketleri yoluyla yapılıyor.

      Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecinde yaptırılan anketlerde Tayyip Erdoğan yerine mevcut cumhurbaşkanının aday olarak halk tarafından istendiği fikri uzun süre pompalandı. Bu tutmayıp, Tayyip Bey aday olup kazanmasının kesin olduğu anlaşılınca bu sefer de onun yerine başbakanlık ve parti genel başkanlığına adaylık süreci ile ilgili yönlendirmeler daha kuvvetli bir şekilde yapılmaya başlandı. Hatta bu yönlendirmeler o kadar afaki ve temelsiz yapıldı ki; partinin temel taşı ve 9 seçim üst üste kazanan liderinden daha fazla destek olduğu konusu işlendi. Son piyasaya sürülen ankete göre Tayyip beye rağmen parti tabanının %76 sının Abdullah beyi genel başkan ve başbakan olarak istendiği ciddi, ciddi yazılıp konuşulmaya başlandı.

       Gelinen nokta, tıpkı fazilet partisi içindeki yenilikçi kavgası gibi. O dönemde Abdullah bey şimdiki gibi adına merkez?! Denen medya tarafından destekleniyor, partiden ayrılması için cesaretlendiriliyordu. Hatta milliyet gazetesi kendisine köşe yazarlığı bile vermişti. Tıpkı bugün onun başbakanlığını savunan yazarlar ve cemaat o günde onu ve yanındakileri destekliyorlardı. Ayrıca kurulan anket şirketinin de haftalık yönlendirmeleri de eklenince özlenen zemin oluştu. Tek noksan lider idi. Onun içinde önceleri “ ben bir bölen olmam” diyen Tayyip beyin ikna edilmesi gerekiyordu. Sonunda ikna edildi.

        Abdullah bey köşke çıkana kadar batıcı dış politikayı izledi. Ondan sonra izlenen dış politika batının ve yerli işbirlikçilerinin işine gelmedi. Şimdi tarihi tekerrür ettirip aynı kişi ve aynı metotla aynı işi yaptırmak istiyorlar. Ama işleri zor.

       Artık masa başı anketlere kimse pabuç bırakmıyor. Eğer kendilerine güveniyorlarsa açıktan bayrak açıp izlenen politikaları açıktan eleştirip halkı kendi görüşleri doğrultusunda ikna etmeleri gerekiyor. Eğer Tayyip beye rağmen parti tabanı Abdullah beyi istiyorsa herkes gereğini yapar.

      Selamlarımla…