Vehbi Camgöz

         Anadolu insanı çok uzun bir süreden beri inancından ve özgürlüğünden uzak olarak yaşadı. Bu süreç içinde birçoğu dinine, ahlakına ve geleneklerine yabancılaşarak düzenin istediği gibi “batı hayranı” oldular. Böylece düzenin “cici çocukları” payesini kazanarak kendilerine sağlanan imkânlarla kendi geleneklerine düşmanlık etmeyi dünyalık kazanma yolu gördüler.

        Aradan geçen bu zaman zarfında “öz vatanında parya” olanlar Allaha dayanıp, ondan “sabır ve namaz ile yardım” istediler. Netice olarak. Çekilen sıkıntılar, dökülen gözyaşları, girilen psikolojik bunalımlar ve verilen canlar ile bedelini çok ağır şekilde ödeyerek başörtüsü özgürlüğünü elde ettiler.

        Şimdi bir mücadele sonunda elde edilen bu özgürlükler bazılarına batıyor, onları geriyor. Çıplak gezme özgürlüğünü savundukları kadar örtünme özgürlüğünü savunacak kadar özgürlükçü olmadıklarını biliyorduk. Ama Müslüman genç kızların okula giderken örtünmelerine karışacak kadar tahammülsüz olduklarını bilmiyorduk.

        Ömürlerinde bir kere Anadolu da bir kasabaya, bir köye onların dertleri ile hemdert olmaya gitmedikleri için orada yaşayan ergenlik çağına gelmiş kızların asırlardır İslam’a göre örtündüklerini, bu yasaktan dolayı milyonlarca kızın ilkokuldan sonra okula gitmediğini bilmezler. Onlar sırf bu yüzden imam-hatip okuluna giden kızları anlamaz ve “kadın imam olamayacağına göre onların orada ne işi var” diye sorarlar da gerçek nedenini anlamaya hiç yanaşmazlar.

     Onlara yaşadıkları İslam dışı hayat normal gelmeye başlamıştır. Ya inandığınız gibi yaşarsınız veya yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. Onlarda yaşadıklarını din zannederek öylece inanmışlar. Yani Anadolu’nun inanç sisteminden başka bir din oluşturmuşlar.

     Onlara sokaklarda genç kız ve erkeklerin sarmaş dolaş gezmeleri normal geliyor. Onlara ortaokula giden bir ergen kızın okuldan çıkar çıkmaz, zaten kısa olan eteğini apış arası görülecek şekilde yukarı çekerek erkek arkadaş edinmesi ve onunla flört olması normal gelebilir. Ama ülkemiz Müslümanlarının kahir ekseriyetine bu durum  dinsizlik olarak görülmese de ahlaksızlık olarak görülür ve böyle daha küçükken flörte alıştırılan bir kızı kimse karı diye kabul etmez. Anadolu insanı kendisi ile evlenecek genç kızı bırakın el ele gezmesini kem gözler bile bakmamış olmasını ister.

       Bazı ülke gerçeklerine Fransız boyalı kokanalar bu gerçekten uzak yaşadıkları için devletin çok bedeller karşılığı vermek zorunda kaldığı bu özgürlüğü çok görerek bunun çağdaşlığa uymadığından yakınıyorlar. Sanki milletin başını kapatmayı yasakladıkları bir asırdan beri çok çağdaş olmuşlarda şimdi çağdaşlıklarına halel gelecekmiş. Batıyı ve dünyayı bilmesek ülkede çağdaşlık adına Hıristiyan taklitçiliği yapıldığını bize yutturacaklar. Yesinler sizin çağdaşlığınızı. Bu güne kadar hep açık saçık gezmeye zorladınız da; teknikte, fende, sanatta, edebiyatta ilimde hangi dünya çapında bilim adamı, kadını yetiştirdiniz?

        Neyse bir fıkra ile olayı yumuşatalım; bir Laz ile bir Kürt işledikleri suçtan dolayı idam cezasına çarptırılmışlar ve aynı gün asılacaklarmış. Son istekleri alınırken, Kürt son istek olarak annesini görmek istediğini söylemiş. Buna mukabil Laz ise kendisine bir şey istemek yerine “son arzum bu Kürt annesini görmesin” demiş. Şimdi başörtüsüne karşı çıkanların durumu buna benziyor.

       İnsanların özgürlüğüne karşı çıkmayın kendi özgürlüklerinize sahip çıkın eğer size veya kızının başını kapatmak istemeyen birisine zorla başörtüsü dayatılıyorsa söyleyin gelip yanınızda saf tutup sizin özgürlüğünüzü savunalım. Çünkü bu bizim imanımızın gereğidir. Eğer böyle bir şey yoksa bizim özgürlüğümüzün kısılmasını savunamazsınız. Bunun adı faşizm olur.

        Boyanızı sürün, maskaralanın ,sosyete partilerinde poz verin ,elinizin hamuru ile bize ideoloji dayamayın. Ağababalarınıza canı pahasına direnen bu millet size pabuç bırakmaz. Bu kapıdan size mama çıkmaz…

         Selamlarımla…