
05304670437
Vehbi Camgöz
1929 yılına kadar bin yıl kullanılan alfabe bir günde yasaklanarak koskoca millet kendi geçmişini okuyamaz hale getirildi. Bunu haklı gösterip meşrulaştırmak “mevcut alfabenin çok zor” olduğu gibi içinde ipe-sapa gelmez saçma sapan gerekçeler ürettiler. Oysa öğrenenler bilirler ki öğrenilmesi en kolay alfabelerden birisidir.
Aslında temel gaye bu milleti tarihinden, kültür ve edebiyatından kopararak yeni bir toplum oluşturmak olduğu bilinmesine rağmen kimse muhalefet etmeyi can korkusu nedeniyle göze alamadığı için bu alfabe topluma tepeden inme, dayatılarak kabul ettirildi.
Alfabenin değiştirilmesi, adına “devrimler” denilen toplumu dönüştürüp köklerinden koparma projesinin bir parçası olarak yerleşti. Diğer “devrimler” den daha çok yıkıcı bir etki yaptı. Bugün gelinen noktada adı Müslüman Türk olan bu toplum fertlerinin çok büyük bir bölümü kendi dilini konuşmaktan ve yazmaktan aciz hale geldi. Kitle iletişim araçlarında arz-ı endam eden sözde aydınlar bile birkaç yüz kelime hazinesine sahipler. İnsanlar artık kendi dilleri ile sadece 100-200 kelime ile konuşuyor, yazıyor. Konuşup yazdıklarında Türkçe demek için bin şahit lazım. Kendi dilini okuyup geçmişini anlamak için parayla tutulmuş bir bilirkişiye muhtaç olan acaba bizden başka yeryüzünde bir toplum var mı? Biz bu utançla yaklaşık 100 yıldır yaşıyoruz.
Dilimizi, dil olmaktan çıkardığımız için adeta kültür istilasına uğradık. Bugün bilhassa büyük şehirlerin dükkân ve mağazalarında neredeyse Türkçe tabela bulmak mümkün değil. Ülkenin gözde kaliteli eğitim kurumları artık Türkçe eğitim yaptırmıyorlar, eğitim dili ya İngilizce veya Fransızca. Ama dilimizin kaynağını teşkil eden Osmanlı Türkçesinin alfabesi yakın zamana kadar yasaktı.
Bu garabete ülkenin aklı başında, fikir ahlakına sahip,sağdan- soldan yazar-çizerler hep karşı çıktılar. Hatta benim çocukluk ve gençlik yıllarımda; Kemal Tahir, Atilla İlhan, Cemil Meriç, Hilmi Yavuz gibileri liselerde Osmanlı Türkçesinin hiç olmazsa seçmeli ders olarak okutulmasını teklif ederlerdi. Ama olmadı, olamadı. Çünkü müesses düzen ve onun yasayla korunan kurucusunun yaptığı devrimleri değiştirmeyi teklif dahi etmek hıyanetten veya hakaretten hâkim karşısına çıkmak demekti.
Çok geç kalınmış olmakla beraber zararın neresinden dönülürse kardır kabilinden bugün bir adım atılmaya çalışılıyor. Her şeyden önce milli eğitim şurasında gündeme getirenlere teşekkür etmek gerekir. Eski kültürümüzü ve tarihimizi yeniden ihya için bir şanstır.
Eğitimimize çift alfabe girmesi bizden sonra yetişecek nesiller için önemli bir imkân olacaktır. Zaman içinde milletimizin bin yıl kullandığı alfabenin kültür ve eğitimimize hâkim olması şansı doğmuştur. Hem kendi alfabemizi hem de Latin alfabesini dünyadaki birçok millet gibi birlikte öğrenilir. Dilimiz zenginleşir, unuttuğumuz edebiyat sayfalarında kalan şiirsel üslup yeniden ihya olur. Arşivlerimizde şimdiye kadar olduğu gibi sadece Japonlar ve batılılar değil bu ülkenin evlatları da çalışmaya başlar.
Buna karşı çıkan muhalefet sadece ideolojik bağnazlık nedeni ile karşı çıkıyorlar. Onlara göre; bu yapılanlar kurucu ilkeleri yok etmek anlamına geliyor. Oysa düşünmüyorlar ki; kurucu ilke dedikleri kendi partilerinin programı yapıldı. Millet de serbest seçimler başladı başlayalı bu ilkeleri savunanlara hiç iktidar şansı vermedi. 1950 yılında ezanın orijinaline çevrilmesi ile başlayan süreçte tedricen bu ilkeleri çöpe atmaya başladı.
CHP Kemalizm adına eski Türkçe alfabeye geçilmesine karşı çıkıyor. Çünkü o değişimi zorla yapan kendilerinin ilk genel başkanıydı. MHP daha önce Osmanlı Türkçesinin öğretilmesini savunurken şimdi saçma sapan gerekçelerle buna neden karşı çıkıyor. Yoksa iddia edildiği gibi milliyetçilikleri onları sadece son yüz yılda yapılanları savunma noktasına mı getirdi. Oysa bırakın Osmanlıyı İslam öncesi Türklerin dilini ve kültürünü bile savunuyorlardı. Şimdi ne odluda Osmanlı Türkçesine savaş açtılar.
Selamlarımla…
Yazarlar
-
Ahmet TÜRKANLAİKLERE HUTBELER 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018