Vehbi Camgöz

       Bilindiği gibi cemaatin kumpası ile haklarında yolsuzluk soruşturması başlatılan dört eski bakanın meclis soruşturma komisyonunda sorgulanmasının sonuna gelindi. Yakında komisyon raporu meclis genel kurulunda oylanacak. Muhalefet ve artık partiden umudunu kesmiş bazı kurt politikacılar iktidarı yıpratıp, cumhurbaşkanını etkisizleştirip oradan indirmek için bu bakanlara yüce divan yolunu gösteriyorlar

        Bunu yaparken de bazı kaşar politikacılar, işin mahiyetini bile, bile kuzu postuna bürünüp, “eğer suçsuzlarsa gidip aklanırlar” diyerek işi hafifletmeye çalışıyorlar. Oysa onlar da çok iyi biliyorlar ki; Anayasa Mahkemesi başkanı başta olmak üzere birçok yüksek yargıç hem kararları, hem de yaptıkları açıklamalarla iktidara diş bilediklerini açıktan belli ediyorlar. Bu açıklamayı yapan yüksek yargıçlar peşinen verecekleri kararın ipuçlarını zaten veriyorlar. Dört bakanı bunlara teslim etmek, onların peşinen mahkûm olmalarının önünü açmak olacaktır.

         İktidar partisi, geçmişte yaşananlardan ders alarak bu bakanlarına sahip çıkmalı, eğer zaman içinde suçlulukları bariz bir şekilde ortaya çıkarsa o zaman kendi iradesi ile bunun tedbirini alıp, cezalandırılması yoluna gidebilir. Nasıl olsa bu konularda zamanaşımı işlemiyor. Seçimler yapılıp yeni hükümet kurulduktan sonra kuvvetli deliller ortaya çıktığı takdirde bunu yapar. Eğer suçsuz oldukları, kendilerine tuzak kurulduğu anlaşılırsa bunu da kamuoyuna açıklar.

          Şimdi yüce divana sevklerine karar verirse, arkasından cumhurbaşkanı nı da bunların suç ortağı olduğu iddiasıyla  daha çok gündeme getirerek, onu yerinde taciz ederler. Zaten asıl meselenin de Erdoğansız Ak Parti olduğunu kimse gizlemiyor. Bu yolsuzluk iddialarının temelden yoksun olduğu İstanbul’da yapılan soruşturmada sübuta erdiğine, bu soruşturmayı açan savcılar da cezalandırıldığına göre yüce divana gönderme kararının mantığı ortadan kalkmıştır.

       Üstelik de bu yolsuzluk iddialarının gölgesinde iki seçim yapılmış, halkın bu iddiaları ciddiye alıp pirim vermediği seçim sonuçları ile ispat edilmiştir. Milletimiz sarsılmaz feraseti ile olayların yolsuzluk değil, darbe girişimi olduğuna kanaat getirmiştir. Başbakanlığa alınan kerameti kendinden menkul baş müşavirin beyanlarına inanmayın. Millet paralel yapı ile mücadeleye kilitlenmiş, buna inanmış başkaca bir şeyle pek ilgilenmiyor. Eğer bu iddiaları ciddi bulsaydı, 1990larda SHP’yi nasıl yolsuzluk nedeniyle sandığa gömdü ise, Ak Partiye de aynısını yapardı. Üstelikte bunu olması için günün 24 saati yayın yapıldı.

        Bu konuda Avrupa’dan çekinilmesine gerek olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü Avrupa da herkes polisin ve yargının durumunu gayet iyi biliyor. Onların tantanası, kendilerine kafa tutan bir Türkiye’yi her fırsatta sıkıştırmaktır. Kendilerine olaylar soğukkanlılıkla izah edildiğinde anlayış gösterirler.

        Ak parti bu konuda da teslim olmayıp, dik duruşunu gösterirse millet onu yeniden mükâfatlandıracaktır. Aksi halde cezalandırabilir.

          Selamlarımla…