Vehbi Camgöz

       Birkaç günden beri ulusal basında Nurettin Yıldız hocamıza ateş püskürüyorlar. Sebebi ise; Müslüman kadınların toplumun önüne çıkarken, kendilerini erkeklere beğendirmek istemelerinin dinen uygun olmadığını söylemekten ibarettir.

       Hoca yaptığı sohbette; televizyonlarda bayan program sunucuları ve spikerlerin aşırı derecede süslenip püslenerek, toplumun karşısına çıkıp, kendilerini teşhir etmelerinin hem kendileri hem de onları seyreden seyirciler için dinen sakıncalı ve yasak olduğunu vurgulamıştır. Buna tahammül edemiyorlar.

        Demokrasi dedikleri ne menem bir şeyse, kendileri her gün saçma sapan ifadelerle dine ve kutsal değerlere saldırırken bunu demokrasinin gereği saydıkları halde, görevi Müslümanları helaller ve haramlar konusunda uyarmak olan Müslüman âlimlerin görüş serdetmelerin bu özgürlükten saymayıp, tahammül edemiyorlar. Yani demokraside dine saldırmak ifade özgürlüğünün gereği sayılıp, dini değerleri savunup ifade etmek yasak ve ayıp öyle mi? İşin daha da acı olanı ise; dini değerleri savunduğu için saldırılara uğrayan âlimlere diğer ismi toplumda bilinen âlimlerin sahip çıkmayıp sükût etmeleridir.

       Yıllardan beri Müslümanlar üzerinden traj devşirip, para kazanan anlı şanlı gazeteciler ise bu olayı bahane ederek hocaya saldırmayı marifet sayıyor. Kendiside yüksek İslam enstitülü olan bu meşhur gazeteci de ömrü boyunca hep küfre yaranmanın yollarını arayarak küpünü doldurdu. Şimdilerde ise cebine daha fazla para koyan sahibinin sesi olmuş. İslami gerçekleri çok iyi bildiği, Nurettin hocanın söylediklerinin kuran ve sünnete uygun olduğunu gördüğü halde Pensilvanyadaki hocasının izini takip ettiği için Müslüman’a şedid olmayı tercih ediyor. Ancak bunun Müslüman’ca bir tutum olmadığını söyleyebilirim.

       Hocanın bu söylemine İslam karşıtı çevrelerden gelen tezvirat ise onlar açısından anlaşılabilir bir tutumdur. Çünkü onlar yüz yıldan beri kendi şehevi duygularını tatminden başka bir şey düşünmediklerini çok defalar anlattılar. Kendileri materyalist olduğu için onların yeme, içme, şehevi arzularını ve iştahlarını kabartacak görüntüler istiyorlar. Yıllarca Müslüman kadınların başörtüsüne musallat olmalarının nedeni de budur.

        Televizyonun karşısına geçip nefsanî arzularını azdıracak görüntüler izleyip, sapıkça istimna etmekten başka gayesi olmayan ardan edepten yoksun insan müsveddelerinin hocaya karşı çıkması normal. Ama yıllarca kendisini Müslüman entelektüeldir diye yere-göğe sığdıramadığımız gazeteciye ne oluyor? Onu bir türlü anlamadım.

       Muhterem Nurettin hocamızdan Allah razı olsun. Hepimiz adına farz-ı kifaye olan bir görevi yaparak İslam çerçevesinde ikaz etmiş, bizi de vebalden kurtarmıştır. Ona İslam karşıtlarının ve sözde Müslümanların bu derece yüklenmesine aldırmamasını, bu kabil faydalı hizmetlere devam etme azmini vermesini yüce yaratandan dilerim.

       Bu kabil ikaz ve uyarıları yaparak horlanmaya, azarlanmaya uğrayıp, buna sabretmenin ve sebatın mükâfatını Nurettin hocamıza söylemek hakkımız ve haddimiz değildir.

        Selamlarımla…