Vehbi Camgöz

      İktidarın paralel yapı ile savaşı başladıktan sonra ülkenin Müslüman toplumlar için rol modelliğinin bittiği muhabbeti yapılmaya başlandı. Başta paralel medya ve kartel medyası olmak üzere bir sürü mevkute ha bire bunu pompalayıp, adeta “ülkeye yazık” oldu ağıtı yapıp timsah gözyaşları döküyorlar.

      Asırlarca batının zulmü ile savaşmış, dünyaya nizam vermiş bir milletin geçen yüz yılın başında yenilgiye uğratılarak mankurtlaştırılması, köleleştirilip emre amade toplum yapılmaya çalışılması belli bir sonuca ulaşmıştı. Batılılar köleleştirdikleri toplumu diğer Müslüman toplumlara örnek veya moda deyişi ile “rol model” yapmışlardı. Tüm İslam ülke ve toplumlarına dininden uzaklaşarak batılı olmaya çalışan bu ülkeyi örnek almalarını tavsiye ediyorlardı.

      Bu rol modelliğe ülkeyi razı edebilmek için çok büyük uğraşlar verildi. Her türlü savaştan kahramanlıkla çıkan, milli mücadelesini şehit kanları ile kazanan bu toplumu katakulli ile işgal altına alabilmek için başına sömürge valisi gibi yerli idareciler atadılar. Bunun hukuki zeminini de Lozan da yaptılar. Lozan’a kadar ülkenin başındaki geçici idareciler milletin dinini, imanını, hilafetini, yerli değerlerini savunurken Lozan’dan sonra başta hukuk, alfabe, din ve yeli ne varsa kaldırıp atarak batının methiye, ödül ve nişanlarına mazhar olmuşlardı.

      Ülkemiz o günden sonra tüm İslam dünyasına, batı tarafından “rol model” olarak gösterilmiş ancak başarılı olunamamıştır. Dünya Müslümanları hilafet merkezi olarak ülkemizi görmeye devam etmiş, ancak mevcut idarecilerine hiç itibar etmeyerek iman feraseti sergilemişlerdir. Çünkü ülkemizdeki sömürünün kendi ülkelerindeki sömürüden daha az olmadığını görmüşlerdi. Paryadan “rol model” olmaz diyerek bu şeytani plana aldanmamışlardır. Çünkü dünya Müslümanlarının ülkemizden beklediği bizim batılı değerleri onlara taşımamız değil, tarihte bizi, biz yapan değerlerimizin tüm insanlığa taşınmak üzere yeniden ihyasıydı. Bu görev de bize düşüyordu, zira pehlivan yıkıldığı yerden ayağa kalkmalıydı.

       Mevcut halimizle ne İslam dünyasına nede Türk dünyasına model olmamız söz konusu olamazdı, zaten olamadı. Komünist dünya dağıldığında ülkemiz, Türk cumhuriyetlerine laiklik götürmeyi deneyince ilgi görmemişti. Çünkü dinsiz uygulamaların en koyusunu zaten yaşayan insanlara la dinilik götürmek onlarla alay etmekti. Onların ihtiyacı dini ve milli değerler iken, biz onlara dinsiz batı değerleri götürünce alay eder duruma düştük. Rahmetli Ebülfez Elçibey “bize batının viskisi ile değil, hasretini duyduğumuz kendi değerlerimizle gelin” dediği için onu bizim devlet adamlarımız gözden çıkarıp, adeta paketleyip komünist darbeci Aliyev’e teslim ettiler.

      Diğer İslam ülkelerinde de durum aynı oldu. O ülkelerin Müslüman halkları yerine kendilerini batılılara kul köle yapmış idarecilerin yanında görünmeyi yıllarca marifet saydılar. Müslüman halklarla ülkemiz idarecilerinin hiçbir duygusal bağı olmadı. Son senelerde bu ülke halklarının yanında pozisyon almaya başlayan Tayyip beyi tüm batının karşısına almasının, onu defterden silmesinin esas nedeni budur.

      Yüz yıldan beri bizi kendi ideallerinin Müslüman dünyaya taşıyıcı olarak kullanmak isteyen batılıların bize biçtikleri rolden cayarak yeni rol modeller aramasının sebebi de budur.

      Onlar kendilerine rol model araya dursunlar Müslüman halklar son beş yılda yaşanan olaylardan sonra ülkemize “Müslüman rol model” olarak bakmaya başladılar. Bu milletin Müslümanlara 1000 sene liderlik yaparak onları insanlık tarihinin en mutlu toplumu olarak yaşamasını sağladığını yeniden öğrenmeye başladılar. Evet, ülkemiz İslam dünyasının hem lideri hem de rol modelidir. Eğer esaret yaşayan bu halklar kendilerini silah zoru ile bastıran batı destekli tiranlarından kurtarabilirlerse, biz onlara bu kurtuluş için yardım edebilirsek tarih yeniden tekerrür edecektir. Tarih hep kötülüklerle tekerrür edecek değil ya, bu defa da iyi yönde tekerrür edecek inşallah…

       Selamlarımla….