Vehbi Camgöz

        Uzun vadeli bir planın sonucu nihayet gerçekleşti. Ancak bu seferki plan artık gizli saklı değil adeta “kör, parmağım gözüne” misali göstere, göstere yapıldı.

       Meraklılarının bileceği gibi Yemen halkının yaklaşık %40 ı Zeydiye mezhebine mensupken bunları bölerek içinden çok azınlık bir gurup Şii’yi ön plana çıkarıp tüm dünyada Sünni İslam’ın karşısına çıkardıkları gibi burada da aynı oyunu oynadılar.

      İran’ı bu olaylarda aktör edebilmek için, bundan birkaç yıl önce durup dururken Kızıl denizde deniz korsanları ürettiler. İran da “bu korsanlar benim petrol gemilerime saldırıyor” diyerek bunlarla mücadele etmek istediğini söyledi. Yıllardan beri dünya kamuoyu önünde birbirlerini düşman olarak gösteren İran ve ABD bu konuda hemen anlaşarak bölgede bir adayı İran üssü olarak verdiler. İran her türlü silahı bu adaya getirip, buradan Yemen deki Suhiler’e hem silah ulaştırdı, hem de onları eğittiler. Günü gelince de darbeyi yaptırdılar. Eğer siyaseten tecrübeli olunmasaydı ülkemizde de paralel yapı ile aynısı yapılacaktı. Yemende hükümeti kuşatan darbeciler bertaraf edilemedi. Ülkemizde başbakanın İstanbul da ki ofisini ve evini kuşatanlar, kaç kez bertaraf edildi. . Yapamadılar, karşılarına ummadıkları bir direniş çıktı.

      Bugün yaşanan darbe işte bu Suhiler’in yaptığı bir darbedir. İşin daha da garibi Yemen Suudi Arabistan’ın hemen yanında olmasına ve İran’la 40 yıldan beri güya kanlı bıçaklı olmasına rağmen, oluşan İran hakimiyetine ses çıkarmadığı gibi el altından desteklediği de anlaşılıyor. Çünkü kucağına oturduğu Avrupa ve ABD ona Yemen de İran’ı ve darbecileri desteklemesini emretmiş. Tıpkı Mısırda darbecileri desteklemesi, mali açıdan açmazda bulunan darbecilere on milyarlarca doları vermesi emredildiği gibi.

     Çeşitli vesilelerle belirttiğimiz gibi, İslam coğrafyası kendi idarecileri eliyle batılıların işgaline terk edilmiş vaziyette. Bu idareciler ve ülkemizde olduğu gibi bazı sözde Müslüman yapılarında bu darbelere taşeronluk yaptıklarını biliyoruz.

       ABD ve Avrupa milletimizin yaklaşık bin yıl adaletle idare ettiği Afrika da son yüz yıldan beri at oynatıyorlar. Üstelikte kanın, gözyaşının, sömürünün, katliamların ardı arkası kesilmemişken bizim yeniden buralarla ilişki kurmamızı asla istemiyorlar. Bizim paramız, bizim insanımızla kendi patronajları ile kurdurdukları okullarla oralara gitmememiz için propaganda yaptırmaktadırlar.

      Okulları, gazeteleri ve televizyonları ile Mısırda, Libya da, Afrika’nın tamamında hükümet aleyhine propaganda yaptıklarını, buralarda yapılacak yatırımlara aracılık ederek bunun karşılığını maddi olarak devşirdiklerini meşhur “ananas” servislerinde görmüştük.

       Bu darbeyi yaptırarak Yemen’i İran’a ve sömürgecilere altın tepsi içinde sunmalarının sebebi, İslam dünyasının içine nifak tohumları ekerek İran’ı güçlendirip, iki kutuplu hale getirme emelleridir. Hesapları bütün İslam dünyasını mezhep savaşına sürükleyip sömürülerini pekiştirmektir.

      Hesapları bu; ama bu hesapları altüst eden bir iktidarın ülkemizde işbaşında olmasıoymamam oyunu  bozuyor. Onun için ABD ve Avrupa neye mal olursa olsun bu iktidarı uzaklaştırmak istiyor. Onun için cumhurbaşkanımızın Afrika ziyaretinin önünü kesmeye var güçleri ile çalışıyorlar. İçimizdeki hiyanet şebekesi paralel yapı onun için devlet içindeki ajanlarını harekete geçirdiler. Onun için Afrika da ki okullar casus yuvası gibi çalışıyorlar.

       Kim ne hesap yaparsa yapsın, iktidar öteden beri bazı hatalarına rağmen samimi ve Müslüman’ca bir dış politika izlemesinin manevi faydasını görüyor. Zalimin karşısında mazlumun yanında durana Allah yardım eder. Bu yardımı da fazlasıyla hissediyoruz.

        Selamlarımla…