WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
GÜLEN VE HUMEYNİYİ MUKAYESE….
30.01.2015



        Adalet bakanımız yaptığı bir açıklamada; “eğer 17-25 Aralık darbe girişimleri engellenmeseydi, Fetullah Gülen de tıpkı Ayetullah Humeyni gibi ülkeye gelecekti.” Demiş. Demesine demişte, yaptığı benzetme ne kadar gerçeği yansıtıyor, orası şüpheli.

       Gülen İle Humeyni’yi birbirleri ile mukayese etmek rahmetli imam Humeyni’ye haksızlık ve hakaret olur. Biraz uç bir benzetme olacak ama rahmetli Mehmet Akif Ersoy ile Nazım hikmeti mukayese etmeye hiçbir müminin gönlü razı olamaz. Bu mukayese de aynen böyle.

       Bir kere imam Humeyni ülkesinde bulunduğu süre içinde hep dini eğitimle uğraşmış, kendi inancına göre İslam hayat nizamını savunmuş, ülke idarecilerinden hiç birisi ile münasebet kurmamış, onlarla uzlaşma yolu aramamıştır. Kurulu düzene daima muhalefet etmiş ülkesindeki Müslüman halktan başkası ile ittifak arayışına girmemiştir.

       Ülkesinden şahın canına kastetmesinden çekindiği için kaçmak zorunda kalmıştır. İlk sürgün yıllarını da Avrupa da, Amerika da değil en yakın Müslüman ülkelerden birisi olan ülkemizde, Bursa’

da geçirmiştir.

       Ülkemizde bulunduğu sırada, memleketinden her gün yüzlerce ziyaretçi kabul etmemiş, sadece ülkemizdeki sınırlı sayıda İslam âlimi ile istişari görüşmeler yapmıştır. Bursa da Uludağ da veya başka turistik yerlerdeki kâşanelerde, etrafında aşçısı, çaycısı hizmetçileri ile yaşamadı. Normal bir mahallede mütevazı bire hayat yaşadı. Günlük masrafı fakir bir talebenin masrafından fazla olmadığını ben çocukluğumda onu ziyarete giden hocamdan işitmiştim. Ne hediye aldığını nede verdiğini işiten olmamıştı.

      Ülkemizden sonra Fransa ya gittiğinde de aynı prensiple yaşadığını okuduk. Onun peşinde İran da ki şahlık rejimi yüzlerce silahlı ajanının takmış, onu öldürmek istemişti. Ama o hiçbir zaman ülkesini Hıristiyan dünyaya şikâyet etmemişti.

       İran’da kendisine bağlı, onun için canını verecek milyonlar arkasında olduğu halde kan dökmeden ülkesine dönüp devlet başkanı gibi karşılandığını biliyoruz. Ülkesindeki tüm Müslümanlar onun arkasında saf olmuştu.

      Bu farkları o kadar çok saymak mümkün ki, hangisini sayalım. Saydığımız özelliklerin Fetullah ta bulunup bulunmadığını anlatmaya gerek yok ama kısaca bakalım.

      Fetullah, ülkede iken de dışarıda iken de lüks içinde yaşadı. Sadece beş yıldızlı otellerde zenginlere ve gayr-i Müslim kodamanlara iftarı onun icat ettiğini söylemek yeterlidir. Ülkede yaşadığı mekânlar ilk zamanlar cami penceresi iken daha sonra yapılan her okulda kendisi için çok lüks ve kurşungeçirmez malzemeden odalar yapıldığını biliyoruz.

     Kendisi ülkesinde aranmadığı, hakkında takibat bulunmadığı, can emniyeti açısından bir sıkıntı olmamasına rağmen gönüllü olarak ABD de bulunması onun Humeyni’ye benzemediğinin en önemli delilidir.

      Fetullah kendi ülkesindeki kendinse bağlı olanlar dışında hiçbir İslami gurupla barışık değildir. O kendi inanç değerlerini, İslam’ın hayat tarzını değil, batının demokrasisini ve değerlerini savuna gelmiştir. Yani İslam’ın asr-ı saadet değerleri yerine eski yunan değerleri demek olan demokrasiyi benimsemiş veya öyle görünmek işine geliyor.

      Üzerinde hiç düşünülmeden yapılan bu benzetmenin Fetullah Gülene paye vermek olduğunu sayın bakan düşünemedi mi? Yoksa sıkı bir Fetullah’çı olan kardeşinin etkisi ile mi bu benzetmeyi yaptığını ben anlamadım.

      Selamlarımla…







  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar