WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
RAMAZAN VE DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ
19.08.2010

            Aslında Ramazan ayı ile ilgili basında yazı yazılmasına, Ramazan ‘a özel sayfalar hazırlanmasına oldum olası iyi nazarla bakmamışımdır.

Bana sanki bu işlerin biraz samimiyetten uzak, traj kaygısı taşıyan bilenin de bilmeyenin  de oruç ve ibadet konusunda yalan yanlış bilgiler vermelerinden sıkıldığım için rahatsız olurdum. Hatta benim çocukluğumda, adına sağcı denen ve pehlivan tefrikaları yayınlayan mevkute Ramazan menülerini şaraplı ve “domuz etli” hazırladığına dahi şahit olduğum için günümüzde de “ Ramazan Müslüman”ı basına hep kuşku ile bakarım. Onun için bu yazmaya çalıştığım yazı bir Ramazan yazısı değildir.

             Bu mübarek günlerde Müslümanlar olarak hepimiz kendi bilgi ve yeteneğine göre ibadetimizi yapmaya çalışmaktayız.(Allah kabul etsin) Ama yapmaya yanaşmadığımız ya da yapamadığımız, her zaman özellikle de bu günlerde mazlumların yanında olmak ve gücümüzün yettiği kadar yardımlarına koşmak. Asıl noksanımız burada. Aslında Müslüman toplum olarak o kadar da çok mazlumumuz var ki. Korkarım hesap günü bu durumun hesabını vermekte zorlanacağız.

             Denilebilir ki; sınırlarımızın dışında mazlumları anladık ama yurdumuzda nasıl mazlum olunur? Anlatmaya çalışayım.

             Mazlum= zulme uğrayan, kendisine adaletsizlik yapılan demektir.

Her türlü adaletsizliği bir kenara bıraksak, sadece gelir adaletsizliğine uğrayanları mazlum saysak nüfusumuzun yarısından fazlası mazlum sayılır. Adaletsizliğin kol gezdiği toplumda mazlum saymaya ömür yetmez.

             Bana göre; Hepimiz mazlum olsak ta kendimizden daha çok zulme uğrayanları hiç olmazsa bugünlerde bulup yaralarını sarma gayretine girmemiz imanımızın gereğidir. Çünkü dinimiz bize yeryüzünde hakkı ve adaleti hâkim kılma görevi vermiştir. Ve bu görev din literatürüne göre “farz-ı kıfaye” dir. Yani birileri bunu bizim adımıza yapmazsa hepimiz toptan sorumlu duruma düşeriz. Onun için maddi gücümüz ne olursa olsun karınca kararınca bu görevi ifaya çalışmalıyız.

             Söz buraya gelmişken bir hakkı teslim etmeyi vicdani bir borç bilerek, sayın başbakanın bu konuda şahsi gayretini zikretmek gerekir.

Öyle zannediyorum ki; Ne kadar da “gömleği çıkardığını” söylese de geldiği geleneğin “ mazlumun yanında olma” düsturunu değiştirip üzerinden atamamış. Ne diyelim darısı iktidarın diğer devletlûlarının başına. Umuyoruz ki o kardeşlerimiz de aynı şeyleri yapıyorlardır. Samimi dileğimiz budur. Selamlarımla…

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar