WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
KOALİSYONA GİREN YANAR
11.06.2015

 

 

         Seçimlerde ortaya çıkan tablo hiçbir partiyi tek başına iktidara getirmedi. Ülkeyi koalisyona mahkum etti. Bunun hem halka hem de siyası partilere bir faturası olacak.

 

       Şimdi harıl, harıl yeni hükümet kurma eksersizleri yapılıyor. Ülkenin seçkinleri özellikle CHP’nin içinde bulunduğu bir koalisyon hükümeti istiyor. TÜSİAD seçim sürecinde ağzını açıp tek bir laf etmezken seçimin ertesi günü uzlaşı mesajı vererek milleti kandırma gayretine girişti.

      Yaşım gereği 1970leri ve 1990ları siyaseti takip ederek yaşadım. Bu yıllar ülkenin koalisyonlarla idare edildiği dönemlerdi. Koalisyon dönemlerinin tahribatı ülkeyi darbelere götürdü. Şimdilerde darbenin zor olduğunu gören bu seçkinci çevreler biliyorlar ki ülke bir kaç sene zayıf koalisyonlarla idare edilirse seçimle gelenler zayıflayacak, sonunda millet canından bezip, hiç olmazsa canını kurtarsın diye orduyu göreve çağırma kıvamına gelecektir.

      Bu planı hem ülkenin seçkinleri, beyaz Türkler,  hem bölücü

 Kürtler, hem de İsrail, Amerika ve Avrupa istiyor. Üstelikte bunu isterken 1950den beri tek başına iktidara gelemeyen CHP ye de geçmişte olduğu gibi kısmen de olsa iktidar yolu açılmış olacak.

      Yaşayanların hatırlayacağı gibi CHP tarihinde ilk kez 1973 seçimlerinde birinci parti olmuştu. O da, dönemin genel başkanı Ecevit’in askeri muhtıraya çok açık bir şekilde karşı çıkması neticesi olmuştu. Buna rağmen aylarca hükümet kurulamaması sebebi ile dönemin anahtar partisi MSP ile hükümet kurdu. Kazanılan Kıbrıs zaferine rağmen hükümetin ömrü ancak 9 ay sürdü. Bu koalisyon döneminde çok iyi işler yapılmasına rağmen millet CHP’ye iktidar kapısını açtığı için faturayı MSP’ye kesti ve 1977 seçimlerinde sandalye sayısının yarısını kaybetti.

      Daha sonra kurulan MC(milliyetçi cephe) koalisyonları da kuranlara yaramadı. 1978 yılında Kıbrıs zaferinin üzerine haksızca konan CHP yine birinci parti olmasına rağmen geçmiş sicilleri nedeniyle kimse kendisi ile ortak olmayınca başta Tüsiad olmak üzere bazı iş adamlarının sağladıkları paralarla milletvekili pazarı kurup 11 milletvekili transfer ederek iktidar oldular. Ancak bu Hükümetin kurulmasına destek verenler dahi aradan bir sene geçmeden gazetelere ilan vererek şikayetçi oldular.

       Koalisyonsuz geçen 80li yıllardan sonra 1990larda yeniden koalisyonlar kurularak yeni versiyon CHP(SHP) yine iktidara taşındı. O koalisyon hükümetine dışardan destek olan MHP hükümette olmamasına rağmen verdiği desteğin faturasını ödedi. MHP tabanı o dönem, Kürtleri meclise taşıyan SHP’li adalet bakanına destek olması şiddetle eleştirdi. yapılan 1995 seçimlerinde MHP meclis dışına itildi. Ayrıca koalisyonun küçük ortağı CHP baraja takıldı, büyük ortağı (DYP)da gücünün yarısını kaybetti.

      1995 seçimlerinden sonra kurdurulan ANAP-DYP koalisyonu çok kısa ömürlü oldu. Yerine 1.parti RP ile ikinci parti DYP koalisyonu kuruldu. Onlarda darbe ile düşürüldü. Darbeden sonra kısa ömürlü azınlık hükümetleri idare etmeye çalıştılar. 1999 seçimleri dış destekle(A. Öcalan verilerek) ülkenin birinci ve ikinci partileri yapılan DSP ve MHP yanlarına ANAP’ı da alarak koalisyon kurdular. Bu defada ülke tarihinde görülen en büyük ekonomik krizini yaşatarak hepsi birden meclis dışında kaldılar.

       Şimdi karşı karşıya olduğumuz koalisyon zorunluluğu bu gerçekler ışığında değerlendirilmelidir. Bana göre ister MHP ister Ak parti eğer koalisyonla da olsa CHP’yi yönetime taşırlarsa yapılacak ilk seçimde meclis dışında kalabilirler. Bugün CHP’yi demokrat olarak gösteren basın bu iki partinin başörtüsü yasağını kaldırmak üzere anayasa değişikliği yaptığında ikisini de kaos çıkarmakla suçlamıştı. Eğer CHP iktidara taşınırsa imam hatiplerin kapanacağını en azından orta öğretimde ve kamuda başörtüsü yasağı konacağını unutmayalım.

         Ak parti anti koalisyon propaganda yaptı. Koalisyonu neredeyse hainlik olarak ilan etti. Şimdi bazı siyasiler bakan olacak, bazı bürokratlar makamını koruyacak diye savunduğunun aksini yaparsa biter. En akıllıca yol hemen bir daha seçimdir. Eğer yine aynı sonuç çıkarsa bir daha seçim. Ta ki sandıktan tek parti iktidarı çıkana kadar. Bunun ille de ak parti iktidarı olması da gerekmez. Bundan ak parti kaybedebilir belki ama ülkenin kazanacağı muhakkaktır. Biz on defa seçim yapsak bile onun maliyeti bazı partilerin bir sene iktidar ortağı olmasından daha az olur. Eğer halk böyle istedi diye CHP,MHP ve HDP iktidar olurlarsa bir sene sonra yapılacak seçimde her üçü de meclis dışında kalırlar. Baraj düşse bile değişmez. Unutmayalım ki baraj olmasaydı bile DSP meclise hiçbir vekil sokacak kadar oy alamadı.

      Aslında tarih tekerrür etmesin diye ak parti koalisyondan uzak durmalıdır. Hep merak etmişimdir. 1996 yılında Erbakan hocamız DYP ile koalisyona girmeseydi o dönem yaşananlar yaşanır mıydı? Aslında seçim sonrasın da Hocamız “muhalefete oturup kahvemizi içerek bunların kızgın sac üzerinde eriyen karın erimesi gibi eridiklerini seyredeceğiz” demesine rağmen acaba onu koalisyona hangi makam zebunları zorladı. Bunu ak parti içerisinde bulunanlar biliyorlar. Umarım bundan ders almışlardır.

          Selamlarımla....

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar