Vehbi Camgöz

         22 .08.2010 günü Saadet Partisi İstanbul il teşkilatının düzenlediği iftar programında yaşanan olaylar,bazı adına “İslami” denen gazete ve internet sitelerinde olduğundan fazla abartılarak, adeta bir vahşet yaşanmış gibi lanse etmişlerdir. Onlara göre vahşetin boyutları o kadar büyük ki; Adeta 2.Kerbela yaşanmış gibi sunmak işlerine gelmiştir.

          Neden bu basit protesto olayını bu kadar büyüterek kamuoyuna duyurmak istemişlerdir. Tamam, olaylar yaşanan günün kutsiyetine uygun değildir. Ama sayıları en fazla , 25-30 geçmeyen, ve kışkırtıldıkları çok açık olan bu insanların “KİŞESEL” hataları olarak görülmüyor da ille olayda Erbakan izi aranıyor. Ve ısrarla “bunu Erbakan yaptırmıştır”.Havaları yayılmaya çalışılıyor. Bildikleri bir şey varsa neden açıkça yazmıyorlar da lafı eveleyip geveliyorlar. Çünkü ellerine bulunmaz bir fırsat geçtiğini zannediyorlar. Eğer öyle olmasa idi “ kişilerin hatasıdır” diyerek yorumsuz olarak haber verip işi büyütmezlerdi. Hayır, öyle olursa kıymeti kalmaz. Bunu ille Erbakan ve arkadaşlarına mal etmeliler ki Savundukları cenaha puan kazandırsın. Oysa geçmişte zina iddiası ile suçlanan yazarlarının fiilini bile bunun %1 kadar bile gündeme getirmemişlerdi.

           Kim ne yaparsa yapsın olayların vahameti gizlenemez. Bu olaylar olmuştur. Olmasına müsaade edilmiştir. Tüm yorumların aksine olayların sorumlusu Genel başkan ve İstanbul İlbaşkanıdır. Çünkü günler öncesinden böyle bir kışkırtma yapılacağı biliniyordu. Topu, topu 30 kişiyi koskoca il teşkilatı alacağı tedbirle önleyebilirdi. Ama yapmadılar. Çünkü olayın olmasını istismar etmenin kendilerine puan kazandıracağını, Erbakan’ı da, milletin gözünden düşüreceğini hesaplıyorlardı. Nede olsa basın arkalarında idi.

            Nitekim planın tuttuğunu, umdukları gibi sonuçlandığını görerek hemen üstü kapalı meydan okumalarına başladılar. Genel başkan buyurdu “yaşananlar kongre süreci ile ilgilidir. Bizi yıldıramazlar.”İyide seni yıldırmak isteyen yok ki. Sen aldığın 310 delege oyu ile o koltuk da oturan “işgalci” konumundasın. Eğer kendine güveniyorsan yeniden kongre yaparsın.  1200 delegenin çoğunluk oyunu alırsın kimsenin diyeceği bir şey kalmaz rahat edersin. Aksi takdir de “ işgalci” durumundan kurtulman da, rahat etmende mümkün değil. Korkun ne ,basın senin elinde, teşkilat senin elinde, işine gelmeyenleri anında kovabiliyorsun. Daha ne istiyorsun? Kendine bu kadarmı güvenin yok?

             Saadet partisine ve milli görüşe gönül verenler, gece gündüz koşturanlar, hatta rızıklarını bu yolda harcayanlar üzülmesinler. Bu teşkilat mensupları, çok zorluklar gördüler. Çok horlanma ve iftiralara maruz kaldılar. Ama davalarından şüphe etmediler. Yılgınlığa kapılmadılar. Netice hep onların lehine tecelli etti. Allahın izni ile netice yine aynı olacak. Selamlarımla…