
05304670437
Vehbi Camgöz
İnsanların aklına ister istemez Ak partinin akıbetinin de Anavatan partisi gibi olup olmayacağı geliyor. Bilindiği üzere Anavatan partisi merhum Özal önderliğinde 1983 yılında kurulmuş, iki defa üst üste tek başına iktidara gelmiş, lideri cumhurbaşkanı seçilip Çankaya’ya çıkınca ilk genel seçimlerde iktidarı kaybetmişti. Bu düşüşün önü alınamayıp parti neticede yok olmuştu.
Aslında uzun zamandan beri siyaset çevreleri Ak partinin de tıpkı Anavatan partisi gibi lideri Çankaya’ya çıkınca erime sürecine gireceğini öngörüyorlardı. Açıktan dillendirilmese de Ak partinin akıbetinin anavatan gibi, Tayyip Erdoğan’ın akıbetinin de Turgut Özal gibi olacağını bekleyenler var. Ancak bu iki partinin birbirine benzeyen yönünden çok benzemeyen yönü olduğunu görmezden geliyorlar.
Her şey den önce Anavatan partisi erime sürecine girerken kuruluştaki ideolojisinden bizzat kurucu genel başkanı vazgeçmişti. Kuruluşta dört eğilimden bahsedilmesine rağmen erime sürecine girmesi içindeki İslamcıları tasfiye ile hızlanmıştı. Yani milletin beklentilerine cevap vermek istediği için değil, aksine milletin beklentilerini göz ardı ettiği için eridi.
Özal, partisindeki az sayıda muhafazakarları karısının isteği ile dışlamıştı. Sadece dışlamakla kalmamış, karısının İstanbul il başkanı olmasına karşı çıkan muhafazakarları alçaltan beyanlarda bulunmuş, onlara “cahiliye kalıntıları” demişti. Karısı il başkanı olunca başta İstanbul olmak üzere tabanını kendisine küstürdüğü için muhafazakar oyları tamamen kaçırmıştı. Hatırlanacağı gibi Anavatanın gerileme sürecinde RP’nin yükselmesi tavan yapmaya başladı.
Özal, parti kongresine müdahale ederek İslam’a mesafeli liberallerin partiye hakimiyetini sağlamış, yeni yöneticilerde açıktan “İslami cemaat ve tarikatların oyuna ihtiyacımız yok” diye beyanda bulunmuşlardı. Nitekim daha sonraki dönemde Anavatan genel başkanı olan Yılmaz “siyasi hayatıma mal olsa da imam-hatipler kapatılacak” dediği için partisini bitirmişti.
Anavatanın akıbetine uğrayacağı iddia edilen Ak parti ise tam tersine lideri cumhurbaşkanı olunca ideolojik bir sapmaya uğramak şöyle dursun içinde yetiştiği siyası anlayışı ön plana çıkararak yine ülkenin açık ara birinci partisi olmuş, kaybettiği oylarda onun ilkelerinden sapmasından değil, oy verenlerin (bilhassa Kürtlerin) dini anlayışlarını terke ederek ırka dayalı ideolojiye kaymaları neticesi olmuştur.
Bu durum hem güney doğu ve İstanbul' da Kürtler açısından hem de iç Anadolu da Türk milliyetçileri açısından böyle neticelenmiştir.
Anavatan 1991 yılında seçimi kaybederken kaybettiği oyların bir bölümü ideolojik olarak kendisine yakın olan doğru yol partisine kaymış, çoğu da, RP’ye gitmişti. Ak partinin kısmi olarak kaybettiği oylar ise milliyetçi kesimlere kaymıştır. Onun kaçan oylarını alan partiler ona rakip olmaktan uzak ırk temelinde siyaset yapan partilerdir.
Ak partinin iddia edildiği gibi anavatan partisinin akıbetine uğraması için aynı kulvarda siyaset yapan, ondan kaçacak oyları hakkiyle temsil edecek rakip bir parti bulunmuyor. Ak partiyi iktidardan edecek parti onun ideolojisine ve “ümmet birliğine” sahip çıkacak mesela saadet partisi gibi alternatif bir muhalefet partisi olması gerekir. Ancak yakın bir gelecekte saadet partisi toparlanıp genç ve dinamik bir yönetim oluşturmadıkça ilerleme mümkün görünmüyor.
Ak parti yönetimi bunu zamanında gördüğü için saadet partisine operasyon yaparak onun genç idarecilerinin tamamını transfer ederek bu ihtimali bertaraf etti. Eğer Ak parti dışında bir parti, Ak partinin yerine konacaksa bu ancak Saadet partisi veya benzeri bir parti olur. Onunda önündeki en büyük engel şimdiki Saadet partisinin Yüksek istişare kurulu ile genel merkezidir. Şayet milli görüş emaneti hakiki mirasçısına devredilir, iyi bir yönetim kurulabilirse iktidarın en yakın adayı olacaktır.
Son olarak şu tespiti yapmamız gerekiyor. Artık ülkemizde İslamcılara rağmen iktidar değiştirme dönemi bitmiştir.
Selamlarımla...
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018