Vehbi Camgöz

          Seçim sonuçları açıklandıktan, koalisyon gereği ortaya çıktıktan sonra muhalefet partileri hemen koalisyon için kırmızı çizgileri olduğundan bahsederek koalisyonu kendi hesapları doğrultusunda oluşturma çabasına girdiler.

        Bu kırmızı çizgilerin başında ise, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davranışlarına ayar vermek geliyor. Buna göre anayasaya gereği yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı tamamen siyasetin dışına çekilmeli, hükümet işlerine zinhar karışmamalıymış.

       Diğer bir kırmızı çizgileri de yolsuzluk yaptığını iddia ettikleri dört bakan ile cumhurbaşkanının ailesi ve önemli projelerin ihalesini kazanmış müteahhitlerin cezalandırılması imiş. Hatta ak partiyi aşağılayarak; “verin Bilal’i alın koalisyonu” diyecek kadar nezaket kurallarını dahi altüst etmekten çekinmiyorlar.

       Buna mukabil Ak  parti ise sanki anlaşmak ve uzlaşmak için her denileni yapacakmış gibi bir pozisyon almasını anlamak mümkün değil. Seçimden çıkar çıkmaz “biz herkesle koalisyona hazırız” diyerek elini zayıflatacak, pazarlıkta kendisini zaafa uğratacak bir pozisyon takınması kafalarda istifam oluşmasına sebep oldu.

      Oysa seçimlerde bütün muhalefet partileri propaganda birliği yaparak bir blok oluşturmuşlardı. CHP, MHP ve HDP ye hiç eleştiri yöneltmiyordu. Keza MHP de ne CHP ye nede HDP ye tekbir eleştiri yöneltmedi. Ama seçimden sonra kendisini kurtarmak için amansız HDP karşıtı kesildi. Böylece muhalefet bloku çatladı.Halbuki seçimler sırasında muhalefetin söylemlerine umut bağlayan CHP koalisyonu muhalefetin kurması gerektiğini söyledi. Hatta bunun için başbakanlık koltuğundan dahi vazgeçeceğini açıkça ilan etti.

    Öyle ya mademki hep beraber olup seçimde Ak partinin tek başına hükümet kurma çoğunluğunu elinden aldıklarına göre,millet de Ak partiye hükümet kurma çoğunluğunu vermediğine göre kendilerinin iktidarı ele alıp, başta hesap sorma dahil her türlü icraatı yapmaları gerekirdi. Şimdi ise gidilecek yolun yanlışlığını anladığı, böyle bir hükümette yer alması durumunda bir daha meclise giremeyeceğini gördüğü için MHP içine girdiği yanlıştan dönmek için yan çizmeye başladı.

      Şimdi geldiğimiz aşamada hiçbir muhalefet partisinin Ak partiye kırmızı çizgi veya şart ileri sürme imkanı kalmamıştır. Eğer bir koalisyon kurulacaksa bu Ak partinin şartlarında yapılmak zorundadır. Eğer kurulmayacaksa sandık hazır bekliyor.

      Asıl mesele Ak partinin ortak olarak kimi seçeceğinde. Bana göre hem CHP, hem MHP hem de seçimin hemen arkasında dayılanan ve Ak parti ile ipleri koparan HDP Ak parti ile hükümet olma kuyruğuna girmişler. Açıktan bunun tersini söyleseler de el altından her gün bu görüşmelerin yapıldığının işaretini veriyorlar. İlk günlerdeki dayılanmalar yerini uysallığa bıraktı.

     Acaba Ak partinin bu koalisyon için şartları ne olacak bunu merak ediyorum? Anladığım kadarı ile Ak partinin seçtiği ortağa karşı ileri süreceği şartlar yenilir yutulur cinsinden olmayacak gibi.Seçimden önce söylediklerinden vaz geçirip, başta paralel yapı ile mücadele dahil kendi programını dayatacağını ben şahsen  bekliyorum. Bunu da ancak MHP kabul edebilir. Çünkü CHPparalel yapı ile mücadeleyi kabul edemez. Halihazırdaki yönetimi bana göre orada bulunmasını paralel yapı operasyonuna borçlu. Halbuki MHP yönetiminin kendisi de paralel yapı mağduru olarak bir önceki seçimlere gitmişti.

     Gelinen son aşamada ya, Ak parti- MHP koalisyonu kurulur yada tekrar seçime gidilir. Bunun dışındaki bir hükümet hem MHP, hem de Ak partiyi bitirir.

      Selamlarımla....