Vehbi Camgöz

       Televizyonda konuşmayı özlemiş. Sürekli göz önünde olmaya alışkın olduğu için bu kadar uzun süre gündem dışında kalmış olmanın verdiği sıkıntı ile uzun süre gündemden düşmemek için oldukça aykırı sözler söylemeyi seçmiş. Kimden bahsettiğimi zannederim anlamışsınızdır. Bülent Arınç beyden bahsediyorum.

       Muhataplarınca yeterince ciddiye alınmadığı için beyanlarına karşı kimse cevap verme tenezzülünde bulunmadı. Söyleşi boyunca hem nalına hem mıhına vurmaya özen gösterse de iki konuda tarafgirliğini pek gizleyemedi.

       Birincisi paralel örgütten yana olduğudur. Artık bunu gizlememeye başladı. Geçmişte de bu konuda aksini cılız bir şekilde söylese de kimseyi inandıramamıştı. Nitekim bu konuda partinin Ankara büyükşehir belediye başkanı kendisini suçladığında işi geçiştirmek için onun yolsuzluklarından bahsedip seçimlerden sonra bunları açıklayacağını söylediği halde söylediklerini yalayıp yutmayı tercih etmek zorunda kaldı.

      O günlerde paralelci olduğunu dolaylı ve ima yollu reddederken, şimdilerde yeniden cübbeyi giyerek bu örgüt mensuplarını savunacağını söylemesi bile o günkü inkarının gerçek olmadığını anlatıyor. Bolu da ki alışveriş merkezine tesadüfen uğradığını, burada kimseyi tanımadığını ve hiç kimseye destek olmak için gelmediğini söylemesinin gerçeği yansıtmadığı gibi. Oysa sözü geçen yere geçmişte en az 4 defa geldiğini ve idarecileri ile gayet samimi olduğunu hepimiz biliyoruz.

      Bülent beyin tarafgir olduğu bir başka konuda Tayyip bey karşıtlığıdır. Bu karşıtlığının zirve yaptığı zaman dilimi de gezi ayaklanmasıdır. Hatırlanacağı gibi o günlerde hem partisinin genel başkanı ve başbakanına ana-avrat küfredenlerin, hem de “esas zulüm 1453te başladı” diye tarihimize küfredenlerin sırtını sıvazlayarak “sizleri anlıyorum” mesajı vermesidir.  O günlerde bunu açıkça savunamazken şimdilerde bu küfürlere yayın yasağı getirmeyi kabul etmediğini övünerek anlatıyor.

     Siyasette uzun süre kalmakta insanlara çok şey kazandırmıyormuş bunu en iyi şekilde bize onun davranışları öğretti.

     Kendisini ilk defa parlamentoya taşıyan merhum genel başkanına ne yaptıysa, şimdi de kendisini önce kurucu, sonra gurup başkanı, meclis başkanı, başbakan yardımcısı yapan genel başkanına da aynısını yaparak kişiliğindeki istikrarı millete bir kez daha gösterdi. Esasen bu özelliği dolayısı ile de malum medyada yer bulduğunu kendisi de, herkeste biliyor.

    Bütün bunlar bir tarafa, ancak benim merak ettiğim, eğer yeniden cübbeyi giyerek paralelcilerin avukatlığını yapmaya kalkışırsa onlara yazık etmeyeceğine emin mi? Çünkü bu konudaki yeteneğini en iyi kendisi biliyor da!!!

     Selamlarımla....