
05304670437
Vehbi Camgöz
Her istenmeyen olay meydana geldikçe toplum olarak işin kolayına kaçarak toplumsal suçu kutuplaşmamıza ve tek tip olmamamıza bağlıyorlar.
Tabi ki; toplumun tasada, kıvançta, mutlulukta, acıda birlik olması gerekir. Ancak bunu sağlamanın yolu millet olmaktan geçer. Oysa biz çok uzun zamandan beri millet olmaktan alıkonup, ulus olmak için zorlanmış, sopa ve darbelerle zorla ulus yapılmaya çalışmış bir toplumuz.
Bütün zorlama ve baskı sebebi ile, ahalinin bir kısmı geleneğini, tarihini, geçmişini inancını terk ederek ulus olmuş, diğer bir kısmı ise tün baskı, zulüm ve acılara göğüs gerip, batının bize dayattığı ulusçuluğa direnmiş millet olarak kalmaya tarihini, inancını, geleneğini muhafazaya gayret etmiştir.
Ta geçen yüz yılın başından beri bu mücadele devam etmiş, çok uzun süre ulusçular, milletçileri yada millicileri amansız bir baskı ve kıyıma uğratmışlardır. Bunu yaparken de ortak olduğu söylenen devletin bütün imkanları batıcı, ulusçu kesimlere akıtılmış diğerleri üvey muamelesine tabi tutulup, ötekileştirilip, hatta düşman yerine konulmuştu. İnanmayan MGK belgelerine baksın
Daha yakın zamana kadar bu zulümler devam ederken kendilerini millet ve millici görenler topluma meramlarını her türlü engele rağmen zorda olsa anlatabilmiş ve yönetime gelmişlerdir. Ancak bu mücadele halende devam etmektedir. Eğer kutuplaşma bitecekse millet olmayı, milli olmayı kabul ederek daha önce, bize asırlarca mutluluk verdiği, huzur ve barış verdiği denenmiş yolu denememiz gerekir.
Ulusçuluk denen ve Fransız devriminin bir neticesi olan bu çarpık ideoloji bize mutluluk yerine işkence, yasaklama ve gözyaşı verdi. Hatta ulusçuluk milliyetçilik ambalajına sarılarak sunulmayaçalışılsa da millet nezdinde itibar görmedi. Çünkü biz millet olarak tasada, kıvançta bir olarak, sadece kendimize değil birlikte yaşadığımız başka unsurlara da adaletle hükmettik. Oysa yeni düzen ve ideoloji adaletsizlik üretti.
Biz millet olarak millilik kavramının Kur’an-i bir kavram olduğunu, ulus kavramının da bize yabancı batıcı ve ırkçı bir kavram olması dolayısı ile bize mutluluk vermediğini bildiğimiz için itirazımızı merhum Akif şöyle dile getiriyordu.
Bir zamanlar bizde millet, hem nasıl milletmişiz
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz
İnsanlığın bütün ufukları kapkaranlıkken
Işık olup fışkırmışız ta karanlığın koynundan
Ülkedeki kutuplaşmanın bitmesi için herkesin dinine, kavmine, inancına saygılı olmasını uzun zaman İspatlamış ve bugün bu anlayışın temsilcisi olan çoğunluğun durduğu noktaya gelmekten başka çare olmadığını anlamamız gerekir. Yoksa yüz seneden beri olduğu gibi bize tek tip, batıcı ideoloji dayatmakla bu birliği sağlayamayacağımız anlaşıldı.
Uzun zamandan beri toplumu tepeden dönüştürmeye çalışan ve her gördüğü sapmada milletin kafasına vurup silahla ideolojik hedef koyan anlayışın artık yıkıldığını, milletin aslına dönmekte kararlı olduğunu anlayarak bunu kabul ederek kutuplaşma bitebilir. Buna direnerek ille batıcılık dayatması ile olmadığını herkes idrak etmeli
İşte o zaman bizde millet olur, millici olur, tasada kıvançta, mutlulukta, üzüntüde birlik olur geçmişte olduğu gibi yaşarız. İşte o zaman yaşadığımız mutluluklar da üzüntüler de bizi birleştirir.
Eğer millet olmakta ayak diretirsek, ülkemize diş bileyen sözde dost ve müttefiklerimiz ve düşmanlarımızla aynı ideolojiyi paylaşmak, onların sömürgesi kalmaya teşne olursak birleşmemiz mümkün olmaz. Ulusçu olmak belki şimdi kuvvetli durumda olan batılılar nezdinde pirim yapar, belki onların yardımı ile yeniden darbe yapıp iktidara da gelebilirler, ancak ülkenin ihtiyacı olan birliği sağlamanın yolunun bu olmadığı artık iyice anlaşılmalıdır.
Anlamazsak batılılar ve onların işbirlikçisi, Kürt ulusalcıları kalbimize bomba atarlar. unutmayalım ulusçuluğu teşvik edip bizi parçalayanlar sadece Türkleri değil Kürtleri de ulusçu olmaya teşvik edip bizi barıştan alıkoyup savaştırıyorlar.
Selamlarımla...
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018